Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Konferans, PKK çizgisine yakın yayın organlarınca, "PKK'sız çözüm arayışı" olarak nitelendi, Leyla Zana'nın ve PKK yanlısı yayın organlarının davetli olmayışları nedeniyle de eleştirildi.Konferansın sonuçları ve konferans nedeniyle gündeme gelen Kürt sorunu konusunda şunlar söylenebilir: Bilgi Üniversitesi'nde düzenlenen "Türkiye'nin Kürt Meselesi" konulu konferansta çeşitli görüşler ortaya atıldı. Konu, değişik yönleriyle tartışıldı. Konferansa katılanların çoğunluğu tarafından PKK'ya, "Silah bırak" çağrısı yapıldı. Silahın ve şiddetin Kürtler dahil hiçbir tarafa yararı olmayacağı vurgulandı.Bu çağrı şu nedenlerle karşılık bulmayacaktır:1- PKK, silahlı gücünü Abdullah Öcalan ve örgüt için bir güvence, Türkiye ve özellikle Güneydoğu'dakiler olmak üzere Kürt vatandaşlar üzerinde tehdit ve baskı aracı olarak görmektedir.2- Terör örgütleri siyasi amaçlarına ulaşıncaya ve bu sonuçları güvence altına alıncaya kadar tümüyle silah bırakmazlar.3- "Silah bırakma" karşılık içeren bir kavramdır. Tek taraflı ilan edildiğinde de dahi karşılık beklentisi içerir. Nitekim, bu çağrılara karşı verilen ilk tepki, "Öcalan'ı da kapsayacak şekilde genel af çıkarılması" talebi olmuştur.4- PKK üzerinde etkili bir uluslararası baskı yoktur. Güvence sayılabilecek dış destek ve koruma belli ölçüde devam etmektedir. 'Silah bırak' çağrısı "Türkiye'nin Kürt Meselesi" konferansına, hepsi yansıtılmamış veya açık ifade edilmemiş olsa da bu konuda 3 yaklaşım söz konusudur.Türkiye'de yaşanan 20 yıllık şiddetli terör süreci ve yol açtığı siyasallaşma ve meşrulaşma çabalarının özünü bağımsız Kürt devleti hedefi oluşturur. Tarihteki Kürt isyanlarının da bu hedefi gözetmedikleri söylenemez. Abdullah Öcalan, İmralı'ya getirildikten sonra bu hedeften vazgeçtiklerini söyleyerek, "demokratik cumhuriyet" adını verdiği yeni tezler ortaya atmıştır.17 yılını cezaevinde geçirmiş Doç. Dr. İsmail Beşikçi, Öcalan'ın bu tezini ve tutum değişikliğini eleştirmiştir. Beşikçi'nin tezi de özü itibarıyla bağımsızlık tezidir. AB sürecinde atılan adımları Kürtler için önemli kazanım olarak saymakla birlikte yeterli görmemektedir.Beşikçi, Birinci Dünya Savaşı sonunda Kürdistan topraklarının emperyalist güçler İngiltere ve Fransa ile Türkiye, İran; İngiltere mandası olarak Irak ve Fransa mandası olarak Suriye tarafından paylaşıldığı ve Kürtlerin de "sömürge statüsünde bile olmayan" bir biçimde sömürgeleştirildikleri tezini savunmaktadır. (Beşinci parçanın Sovyet yönetimi altında kaldığını da işaret etmektedir.) Bu tez, "Bağımsız Birleşik Büyük Kürdistan" projesini destekler niteliktedir. Bağımsızlık tezi Türkiye'nin bir, "Türk-Kürt Federasyonu" olarak yapılanmasını savunanlar, Türkiye'de Mesut Barzani'ye yakın olan kesimdir. Federasyonu geçiş süreci olarak görmektedirler. Bağımsız Kürt devletini savunanlar ile federasyonu savunanlar Barzani'yi ve Kuzey Irak'ta kurulan ilan edilmemiş Kürt devletini desteklemektedirler. Federasyon tezi Bu yaklaşım, Türkiye'nin üniter yapısı içinde Kürtlerin varlığının ve haklarının Anayasa'ya konulmasını savunmaktadır. "Kâğıt üstünde bir üniter yapı" öngören bu tez, Öcalan'ın İmralı'da belirlediği bir çizgidir ve DTP ile PKK yanlısı yayın organlarınca savunulmaktadır.Üç tezin iki ortak yönünden söz edilebilir:1- Terör süreci sonunda Güneydoğu'da oluşan siyasi coğrafyada, PKK çizgisine yakın yerel iktidarları ve Kuzey Irak'taki devlet oluşumunu dayanak olarak görmeleri,2- Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleriyle ve kuruluş felsefesiyle çatışma içinde olmaları. fbila@milliyet.com.tr Üniter yapı tezi