Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Avrupa Birliği süreci dahil bu sorun çok boyutlu bir nitelik taşımaktadır.Türkiye, terör boyutunu büyük ölçüde etkisiz hale getirmiş silahlı mücadeleyi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) büyük özverili çabalarıyla kazanmış durumdadır.Ancak, silahlı mücadele cephesinde elde edilen başarının yarattığı süreler sosyal, kültürel, ekonomik, siyasi alanlarda istenilen düzeyde bir sivil onarım süresi olarak değerlendirilememiştir. Bu süreler, kısmen rehavet, kısmen sembolik araçlarla yapılan iç politika çalışmaları içinde kaybedilmiştir.Bugün Kürt sorunu olarak adlandırılan konunun Türkiye'nin geleceğinde önemli alanlardan biri olacağı görülüyor.Kürt ve Türk milliyetçiliğini karşılıklı olarak körükleyen süreç birbirini beslemeye devam eder, sorun sosyolojik yapıya yansır ve yaygınlaşırsa, Türkiye enerjisini bu konuya ayıracak demektir. Ayrıca, bu süreç telafisi olanaksız sonuçlar da doğurabilecektir. Kürt sorunu 1980'lerin ortalarından bu yana Türkiye'nin gündeminde. İster PKK'nın uyguladığı şiddetli terör sonrası kısmen de olsa siyasallaşan sorun bağlamında, ister terör dışında sosyoekonomik bağlamda ele alınsın, şurası bir gerçek ki, bu konu Türkiye'nin geçmiş 20 yılında olduğu gibi önümüzdeki uzun yıllar boyunca da önemli bir yer tutacaktır. Türkiye'de, hangi kökenden olursa olsun, gençliğin bu sorun üzerinde kafa yorması, araştırma yapması, çözüm önerileri geliştirmesi gerekmektedir.Bunun örneklerinden birini genç bir araştırmacı olan Mustafa Akyol vermiş durumda. Bilimsel ölçülerde yazdığı "Kürt Sorununu Yeniden Düşünmek, Yanlış Giden Neydi, Bundan Sonra Nereye?" isimli kitabında (Doğan Kitap) sorunu çok boyutlu biçimde otaya koyuyor. Bu sorunla ilgilenenlerin tarihi boyutu dahil Kürt sorunu hakkında başvuracakları bilimsel bir çalışma niteliğinde. Gerek ulusal gerek uluslararası kaynaklardan yararlanılarak gerçekleştirilen çalışmada, sorunun bölgesel çerçevesi de ele alınıyor. Genç araştırmacılar Akyol, çalışmasında, yaptığı saptamaları bilimsel kaynaklara dayandırıyor. Bu saptamaları liberal bir bakış açısıyla analiz etmiş ve yine aynı bakış açısıyla öneriler geliştirerek kitabını zenginleştirmiş. Ortaya dikkatle incelenmesi gereken bir kaynak kitap çıkarmış.Akyol, özerklik, federasyon, bağımsız gibi büyük kayıplara yol açacak yaklaşımlar olduğunu belirttikten sonra, bunların uygulanabilir ve kalıcı çözümler olarak görülemeyeceği sonucuna varıyor.Akyol, genç kuşak bir araştırmacı olarak, çözüme ulaşmak için temel hareket noktası olarak entegrasyonu görüyor. Bunu güçlendirecek önerilerde bulunuyor ve siyasilere bu yönde politikalar üretmelerini tavsiye ediyor. Çözümün bulunacağı alan olarak demokrasi ve Müslümanlık çerçevesinde ortak payda aranmasını salık veriyor. (Bu çerçevede laikliğin de bir temel taşı olarak daha öne çıkarılması gerektiği kanısındayım)Akyol, sorunun Türklüğün bir üst kimlik olarak algılanması gerektiği ve üniter yapı içinde demokratik ve ekonomik bir entegrasyonla çözülmeye çalışılmasını öneriyor. Araştırmacıların, bilim adamlarının, özellikle de genç kuşağın bu konu üzerinde kafa yormalarında büyük fayda var. fbila@milliyet.com.tr Çözüm önerisi