Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       FP lideri Recai Kutan'ın, "Tanklar Sincan'a yürüdü de niye Hizbullah'ın üzerine yürümedi" dediği grup konuması da, Genelkurmay'ın açıklamasından sonraki sözleri de önemli çelişkiler taşıyor.
       Kutan, grup konuşmasında diyor ki:
       "Neden 28 Şubat sürecinde ekranlarda Fadime şovları yapılırken, Sincan'da yedi kişiyi potansiyel suçlu gören demokrasinin balans ayarcıları, tankları, Sincan yerine bu Hizbullah katillerinin üzerine sürmediler?" Kutan'ın bu sözlerindeki çelişki şu:
       Sincan'a yürüyen tanklar, aynı zamanda, aynı adreste Hizbullah'ın da üzerine yürümüşlerdir. Sincan'da, "Kudüs Gecesi" adı altında sergilenen Hizbullah şovudur. Arkalarında Hizbullah ve benzeri terör örgütü liderlerinin büyük boy posterlerini asan "oyuncular" laik rejimi ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ni küçük düşürmeye çalışan bir oyun sahnelediler. Sahnelenen bu oyundan sonra tanklar, Sincan'a yürürken aynı adresteki Hizbullah'a yürümüş oldular. Bu bir...
       İki; 1997 Haziran ayında Genelkurmay'ca verilen brifingde Sincan olayı ve bu olayda büyükelçi ve ülkesi ile, Hizbullah ve benzeri örgütlenmeler hakkında bilgi verilmiştir. Rejim ihracı çabaları ve bunu ithal etmeye çalışan terör örgütleri konusunda brifinge katılan başta yargı organları olmak üzere, bütün toplum kesimleri uyarılmıştır.
       * * *
       BİR diğer çelişki de, Kutan'ın, grupta yaptığı konuşmayı, Genelkurmay'ın açıklamasından sonra, "O sözler benim değil, bir büyük gazetenin yazarınındır. Ben oradan aldım" demesidir.
       Kutan'ın bu sözlerinde de iki önemli çelişki söz konusu...
       Birincisi, Kutan konuşmasında, Hizbullah vahşetinin ortaya çıkmasının bazı yazarlarca 28 Şubat'ın haklılığını gösteren bir kanıt gibi sunulmasını eleştirmiş ve ardından da, "Niye Sincan'a yürüdüler de Hizbullah katillerinin üzerine yürümediler" demiştir. Dolayısıyla atıf yaptığı yazarlar, bu soruyu soranlar değil, aksine Hizbullah olayının 28 Şubat'ı haklı gösterdiğini yazanlardır. Konuşmasında, "Tanklar niye Hizbullah'a yürümedi" diye sorarken, alıntı yapmamış, kendisinin ve vatandaşın sorusu olarak ifade etmiştir.
       İkincisi ise bir parti lideri olarak sarf ettiği sözlere, Genelkurmay, açıklama yaptıktan sonra sahip çıkmamasıdır. Siyasi parti lideri olarak görüşü ne ise onu savunması, tepki geldi diye, "bu benim değil başkasının görüşüdür" dememesi gerekirdi.
       * * *
       İŞİN esasına gelince...
       Desteklendiği, eğitim gördüğü, üstlendiği yer yanıbaşınızda dururken, Hizbullah'ı, devlete maletmeye, giderek Genelkurmay'a fatura etmeye çalışmak büyük bir yanlış ve boşuna bir gayrettir.
       Hizbullah'ın varlığı ve ulaştığı boyut, "Atatürk'ün, laik Cumhuriyet'in, Genelkurmay'ın" değil, "irtaca tehlikesi yoktur, bu bir paranoyadır" diyenlerin yanıldığını gösterir.
       PKK ve Hizbullah gibi örgütlerin hayat buldukları iklimleri savunmayı, sarsılmaz bir önyargıyla askeri suçlamayı, "demokrat"lık, hele hele "solculuk" sanmak da bir diğer "esas"tan yanılgıdır.
       "Usul"den yanılmış gibi yapanlar da cabası...



Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr