Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       ÇEŞİT çeşit para var: Helal para, haram para, temiz para, kirli para, sıcak para, soğuk para, güçlü para, zayıf para...
       Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay'ın elindeki para ise bunların hiçbirine benzemiyor. Uluğbay'ın elindeki 101 trilyon liranın özellikleri düşünüldüğünde, bu paraya ancak "kutsal para" denilebilir.
       Bu para kutsaldır.
       Çünkü:
       Bu paranın içinde 60 bin liralar var.
       Bu paranın içinde 100 bin liralar var.
       Bu paranın içinde 1 milyon liralar var.
       Bu paranın içinde 1 milyon 400 bin liralar var.
       Bu paranın içinde 2 milyon 100 bin liralar var.
       İşte, 101 trilyon lirayı "kutsal" kılan bu miktarı küçük ama anlamı büyük paralar.
       Sekiz yıllık kesintisiz temel eğitim okulları yapılsın diye 2 - 3 ekmek, 3 - 5 otobüs bileti, biraz peynir, biraz zeytinden vazgeçip binlerce yoksul vatandaşın Hikmet Uluğbay'a "okul yap" diye verdikleri paralar. Aynı hesaba zenginlerin aynı amaçla yatırdıkları milyarlardan daha "değerli" paralar...
       Şimdi, müteahhitlerin gözü bu kutsal parada...
       Bu kutsal parayla yapılacak 300'den fazla sekiz yıllık eğitim okullarının inşaat ihaleleri için amansız bir "müteahhit kavgası" sürüyor.
       Uluğbay'ın omuzlarındaki yük çok ağır.
       Bu paranın tek kuruşu "yanlış"a giderse yeni bir "günah" tarifi gerektirecek kadar ağır bir sorumluluk doğacaktır.
       Müteahhitler 101 trilyondan pay alma peşinde mücadele veriyorlar. İstekleri, "devlet ihalesi deniz" mantığı içinde alıştıkları gibi iş almak. İhaleleri kimin alacağına, alıştıkları gibi kendi aralarındaki anlaşmayla karar vermek. Alıştıkları gibi "ihaleye girmeme" karşılığında meslektaşlarından rant almak. Alıştıkları gibi ihaleleri istedikleri kırımla, istedikleri arasında paylaştırmak. Alıştıkları gibi müteahhitlik karnelerini satmak, kiralamak. Alıştıkları gibi 101 trilyonu aralarında ihale etmek...
       Milli Eğitim Bakanı Uluğbay da bu gerçeğin ve üstlendiği sorumluluğun farkında olacak ki, 101 trilyon lirayı "müteahhit sistemi"ne kaptırmama uğraşı içinde. Bu amaçla yasanın verdiği yetkiye dayanarak alışılmadık bir ihale yöntemi izliyor.
       Her yerde alınıp - satılan müteahhit karnesi istemiyor. İhaleyi duyunca müteahhit olanları istemiyor. İhale mafyasının kurallarına göre çalışanları istemiyor. Devlet ihalelerinden aldıklarının binde birini bile kayıtlara geçirmemiş müeahhitleri istemiyor. Vergi ödemeyen, sigorta pirimi ödemeyen müteahhitleri istemiyor.
       İhaleye katılacaklardan karne değil, daha önce yaptıkları işlerin kanıtlarını istiyor. Bugüne kadar temiz yöntemlerle, temiz parayla çalıştıklarını, kayıt içinde faaliyet gösterdiklerini, vergi ve sigorta primlerini ödediklerini kanıtlamalarını istiyor.
       Ve Uluğbay bunları isteyince...
       Ankara'da kıyamet kopuyor....



Yazara E-Posta: F.Bila@milliyet.com.tr