Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ABD Dışişleri Bakanlığı danışmanlarından Phil Zelikov, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Ali Tuygan'ı ziyaret etti. Ankara'nın Lübnan için oluşturulacak barış gücü konusunda görüşlerini aldı.Zelikov, Ankara ziyareti öncesinde Brüksel'de NATO ve Avrupa Birliği (AB) yetkilileriyle de görüştü.Bush ve Blair, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin önümüzdeki hafta Lübnan gündemiyle toplanacağını da açıkladılar.ABD yetkilileri, Lübnan'a barış gücü gönderilmesi konusunda uluslararası güçlü bir desteğin bulunduğunu vurguladılar.Önümüzdeki haftadan itibaren barış gücü oluşumunun hızlanacağı anlaşılıyor. ABD Başkanı Bush ve İngiltere Başbakanı Blair, Lübnan için Washington'da bir araya gelirken, ABD Dışişleri de Ankara'da nabız yokladı. Başbakan Erdoğan, ateşkesin sağlanmasından sonra Türkiye'nin barış gücüne asker verebileceğini açıkladı. Ana muhalefet partisi CHP ise Başbakan Erdoğan'ı acele davranmakla eleştiriyor.Ankara, Lübnan'da görev almaya niyetli, ancak bazı "hassasiyetleri" de var.Bunları şöyle sıralayabiliriz:1- Ankara, ateşkes sağlanıp barış ortamı yaratılmadan, asker göndermeye sıcak bakmıyor. Bir başka ifadeyle çatışma riski taşıyan barışı sağlama işleviyle değil, barışı koruma işleviyle görev almak istiyor.2- Ankara, oluşturulacak barış gücüne Lübnan halkının da güven duyması gerektiği üzerinde duruyor. Lübnan halkının "düşman" gibi göreceği bir birlik kompozisyonundan kaçınılmasını savunuyor.3- Sadece NATO ülkelerinden oluşacak bir barış gücünün de doğru olmayacağı kanısı Ankara'da hâkim. Barış gücünün Batılı ülke askerlerinden oluşmasının dengesiz görülebileceği ve Lübnan halkının güven duymasını zorlaştıracağı görüşü dillendiriyor.4- Barış gücünde tek Müslüman ülke olarak Türkiye'nin yer almasının da sakıncalı olabileceği, bu nedenle başka Müslüman ülkelerin de bu gücün içinde olmasının daha yararlı olacağı da ifade ediliyor.5- Türkiye çatışma ortamında muharip bir işlev üstlenmek istemiyor. Hassasiyetler Türkiye, uluslararası askeri görevlerde kendini kanıtlamış bir ülke. Türk askeri, üstlendiği bütün görevleri hakkıyla yerine getirdi, getiriyor.Afganistan'da, Bosna'da, Kosova'da sağlanan başarılar, kuşkusuz, Türkiye'nin itibarını artırdı. Ancak, unutmamak gerekir ki, Afganistan ve Balkanlar'ın tarihi ve toplumsal koşulları da Türkiye'nin lehineydi.Ortadoğu koşulları ise çok daha farklı. Tarihi olarak da, bugünkü toplumsal ve siyasal koşullar itibariyle de daha zor koşullar söz konusu.Bu nedenle Türkiye karar oluştururken diğer görevlere göre çok daha dikkatli olmalı.Barış gücü içinde bile olsa Türkiye'nin Ortadoğu'nun çatışmalı, dalgalı ortamına çekilmesinin sonuçları iyi hesaplanmalı.Türkiye, bölge sorunlarının çözümüne katkıda bulunmaya çalışırken, doğrudan etkileyen ve etkileyecek olan Kuzey Irak-PKK-Kerkük sorununu ve bu sorunla ilgili beklentilerini arka plana itmemeli. fbila@milliyet.com.tr Farklılık