Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yön Emekli Büyükelçi Gündüz Aktan'ı CNN Türk'teki Ankara Kulisi programımızda Murat Yetkin'le birlikte konuk etmiştik.Büyükelçi Deniz Bölükbaşı'yla birlikte ise SKY Türk'ün Görünmeyenler programında Dr. Nihat Ali Özcan'a konuk olduk.Her iki deneyimli diplomat da Kuzey Irak konusunda izlenmesi gereken politikalarla ilgili somut önerilerde bulundular.Aktan ve Bölükbaşı, Türkiye'nin ABD ve Irak yönetimi üzerinde etkili olacağını düşündükleri "koz"ları anlattılar. MHP'nin bu iki ünlü diplomatına göre Türkiye, Habur Sınır Kapısı ve İncirlik Üssü ile hem ABD'ye hem de Irak'a önemli bir destek sağlıyor. Büyükelçiler, Kuzey Irak'a askeri operasyonu son çare, son seçenek olarak görüyorlar, ancak kaçınılmaz hale geldiğinde Türkiye'nin uluslararası hukuktan doğan bu hakkını kullanmaktan da kaçınmaması gerektiğini savunuyorlar. MHP'nin birinci sıra milletvekili adayları arasında iki ünlü diplomatımız var: Gündüz Aktan ve Deniz Bölükbaşı... Bölükbaşı, Türkiye'nin, askeri seçeneğe gelmeden önce, "Habur ve İncirlik"le ilgili olarak bir yaptırım politikası uygulayabileceğini vurguluyor. Bölükbaşı şu değerlendirmeyi yapıyor:"Kuzey Irak'ta ABD'nin lojistik ihtiyaçları Habur Sınır Kapısı üzerinden sağlanıyor. Ayrıca bu bölgede birçok Türk firması iş yapıyor ve adeta birbiriyle yarışıyor. Ancak Türkiye'nin milli bütünlüğü, terörle mücadelesi işle, ihaleyle, ekonomiyle ölçülemez. Bu nedenle Habur Sınır Kapısı'nın kapatılması veya İncirlik Üssü'nden sağlanan olanakların gözden geçirilmesi hem ABD hem de Irak yönetimi üzerinde etkili olur. Türkiye bu yaptırımları uygulamalıdır."Aktan da aynı yaklaşımı sergilerken, Kuzey Irak'ın elektriğinin bile Türkiye'den verildiğine dikkat çekiyor. Türkiye'nin Habur Sınır Kapısı'nı 1995-1997 arasında iki kez kapattığını ve ikisinde de etkili olduğunu anımsatıyor. Ekonomik yaptırımlar Bölükbaşı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Kuzey Irak'ta PKK varlığını ve faaliyetlerini küçümseyen ve "önce içeriye bakalım" önerisi taşıyan yaklaşımını ise "Barzani'ye güvence vermek" biçiminde değerlendiriyor.Bölükbaşı, Erdoğan'ı, terörle mücadele ve Kuzey Irak konusunda, "Birleşmiş Milletler (BM) gözlemcisi" gibi davranmakla suçluyor.Bölükbaşı, Başbakan'ın Türkiye'nin elini zayıflatan bir çelişkiye düştüğünü de şöyle öne sürüyor:"Biz yıllardır ABD'ye ve Irak'a, Kuzey Irak'a PKK'ya karşı operasyon yapın diyoruz. Beklentimizi karşılamıyorsunuz diyoruz. Başbakan Erdoğan ise çıkıp Kuzey Irak'ta PKK varlığı önemli değil, içeriye bakalım dedi. Böylece Türkiye'nin politikasını bizzat Başbakan boşa çıkardı. Bundan sonra ABD'ye ve Irak yönetimine, PKK'yla mücadele edin derse kim ciddiye alır."Bölükbaşı'na göre Başbakan'ın düştüğü önemli bir çelişki de şu:"Başbakan önce Türkiye'de 5 bin, Kuzey Irak'ta 500 terörist var, biz içeriye bakalım dedi. İçeride terörist daha fazla, içeriyi hallettik mi ki, Irak'a girelim mesajı verdi. Sonra düzeltme yaptı. Dedi ki, içeride 1500, Kuzey Irak'ta 3 bin 500 terörist var. Şimdi eğer operasyon önceliği sayılara göre belirlenecekse o zaman Başbakan'ın mantığıyla önce Kuzey Irak'a operasyon yapmak gerekiyor. Başbakan sık sık büyük çelişkilere düşüyor. Oysa terörle mücadele içerisiyle, dışarısıyla bir bütündür." Askeri seçenek MHP'nin diplomat adayları, Başbakan Erdoğan'ın, seçim öncesinde Barzani'ye güvence vererek Güneydoğu'dan daha fazla oy almayı, AKP içinde bölge milletvekillerini memnun etmeyi, ABD'ye güvence vererek iktidara desteğini devam ettirmeyi amaçladığı düşüncesini taşıyorlar. fbila@milliyet.com.tr ABD'ye güvence