Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TÜRK - İş Başkanı Bayram Meral, DİSK Başkanı Rıdvan Budak ve TESK Başkanı Derviş Günday...
Türkiye'nin en büyük üç örgütünün liderleri Milliyet aracılığıyla şu ortak mesajı veriyorlar:
"Miğferle sarık arasında kalmak istemiyoruz."
Üçü de aynı vurgulamayı yapıyor:
"Refah, Cumhuriyet'in temel nitelikleriyle uğraştıkça asker homurdanıyor. Miğferle sarık arasındaki çatışma siyasi partilerin yarattığı boşluktan doğuyor. Örgütlü toplum, bu boşluğu doldurmadıkça rejim yine sıkıntıya girer."
Biri solda, biri merkezde, biri sağda üç dev örgütün lideri, "biz bir araya geliyoruz da, merkez sağda ve merkez solda bize göre farklılıkları gözardı edilebilecek kadar küçük olan siyasi partilerin liderleri demokrasiden, laiklikten ve Cumhuriyet'ten yana niye bir araya gelemiyorlar" diye siyasi liderleri sorguluyorlar.
DİSK Başkanı Budak, "işte" diyor, "açıkça görünüyor, ya asker gelecek, ya irtica. Ne 12 Mart'ta, ne 12 Eylül'de bu kadar açık görünmüyordu. Daha ne duruyorlar?"
Budak, "nereden mi görünüyor" diye sorup yanıtlıyor:
"Cumhurbaşkanı'nın telaşından görünüyor. Bizlerin telaşından görünüyor. Medyanın telaşından görünüyor. Askerin telaşından görünüyor."
Ve karşılaştırıyor:
"Bakın haftalardır hemen her gün asker medyada yer alıyor. 12 Eylül öncesinde bu kadar ses vermiyorlardı."
TESK Başkanı Derviş Günday da "sarık"ın kamuoyundan gizlenen "gelişi"ne örnekler veriyor:
"Sincan'da İran'dan getirilen bazı insanlar ikamet ettiriliyor. Küçük İran'lar yaratılıyor. Erzurum'da Atatürk'ün tarihi kongreyi topladığı binanın yanında düne kadar Humeyni'nin resimleri asılıydı. Belediye Başkanı, İran'a hayran olduğunu söylüyor. Bu görüntü giderek Türkiye'yi saracak ve önlem alamazsak, bunları Refah da kontrol edemeyecek. İşte o zaman geriye gidişi durdurmaya belki kimsenin gücü yetmeyecek."
Türk - İş Başkanı Bayram Meral ekliyor:
"Tahammülsüzlüklerinden belli. Işık söndürme kadar demokratik ve masum bir harekete bile tahammülleri yok. Türkiye'nin ağır sorunları karşısında çözümsüz kalınca, yapay olarak rejim tartışması yarattılar. Kimsenin ibadet sorunu yok. Kimsenin cami sorunu yok. Ama, Refah kendi tabanını tatmin için Cumhuriyet'in temel niteliklerine dönük çıkışlarla idare etmeye çalışıyor."
Üç lidere soruyoruz:
- Somut istekleriniz nelerdir?
- Refahsız bir hükümet. Demokratikleşme yasalarını çıkaracak, ekonomik ve mali reformları yapacak, adil bir seçim yasası yaparak ülkeyi sağlıklı bir erken seçime götürecek bir hükümet.
Üç lider "dayanışma"nın amacını şöyle özetliyorlar:
- Demokratik laik Cumhuriyet'e sahip çıkmak.
Bu amaç yönünde tatmin oluncaya kadar mücadele etmeye kararlı olduklarını vurgulayarak, Ankara'yı uyarıyorlar:
- Önce bir deklarasyon yayınlayacağız. Dürüst milletvekillerine mektuplar yazacağız. Sonuç alınamazsa, Türkiye'yi Ankara'ya yürüteceğiz.
Cumhurbaşkanı Demirel'in, "Bu Cumhuriyet'i halk yıktırmaz" sözleri de, askerin, "sorunları silahsız kuvvetler çözsün" sözleri de, üç liderin başlattığı bu "dayanışma" hareketinde anlam kazanıyor.