Başbakan Erdoğan, Meclis'in eylül ayında olağanüstü toplanmayacağını açıkladı.
Erdoğan her ne kadar, bu açıklamayı orman vasfını kaybetmiş alanların satışına ilişkin Anayasa değişikliğiyle ilgili olarak yöneltilen soruyu yanıtlarken yaptıysa da, bu kararın Irak'a asker gönderme konusunu kapsadığı anlaşıldı.
Irak'a asker göndeme konusunda Meclis'in eylül ayında olağanüstü toplanmaya çağrılması olasılık dahilindeydi. Bu daha önce Dışişleri Bakanı Gül tarafından da belirtilmişti.
Ancak, dün Başbakan, Meclis'in normal zamanında toplanacağını açıklarken, Dışişleri Bakanı Gül de, bir takvim vermenin doğru olmayacağını, hükümetten saat saat, gün gün karar beklemenin yanlış olduğunu ifade etti.
Erdoğan ve Gül'ün bu açıklamalarından sonra Ankara'da doğan izlenim, Irak'a asker gönderme konusunu karara bağlamada hükümetin "frene bastığı" biçimindeydi...
Erdoğan'ı, acele eden bir görüntü vermemeye, ihtiyatlı davranmaya, frene basmaya iten neydi?
Başbakan Erdoğan'ın yakın kurmayları ve AKP kulislerine göre bunun birkaç nedeni var...
Başbakan Erdoğan'ın başkanlığında önceki gün yapılan MYK toplantısında da gündeme gelen bu nedenlerin başında Başbakan'ın, Irak konusunda devletin zirvesinde tam bir uzlaşma sağlandıktan sonra adım atılması yönündeki isteği geliyor.
Sezer'in veto ettiği '2B' konusu da dahil olmak üzere devletin zirvesinde çatışma olduğu izlenimi doğmasını istemeyen Başbakan Erdoğan'ın, Irak'a asker gönderme konusunda da eylül ayında yapılacağı açıklanan Milli Güvenlik Kurulu toplantısını bekleme eğliminde olduğu vurgulanıyor. Erdoğan'ın, eylül ayında yeni göreve başlayan komutanlarla toplanacak MGK'da Irak konusunun bir sonuca bağlanması ve bu kararın kamuoyuna açıklanmasından sonra hükümetin harekete geçmesinden yana olduğu bildiriliyor. MGK toplantısının en erken eylülün üçüncü haftasında yapılacağı da bilindiği için Meclis'in olağanüstü toplantıya çağrılmasına gerek kalmayacağı görüşünün hakim olduğu ve AKP yönetimince de benimsendiği belirtiliyor.
Tabii tek neden önce MGK toplantısı değil...
Başbakan Erdoğan'ı frene basmaya yönelten nedenler arasında "bilgi toplama" süreci de geliyor. Erdoğan'ın yakın kurmaylarına göre bölgeye yeni giden sivil ve askeri heyetlerden gelen bilgi akışı devam ediyor. Bilgi toplama süreci tamamlandıktan sonra değerlendirme yapılması da yine Başbakan'ın istekleri arasında. Bölgenin çok dinamik ve değişken koşullarının Ankara'nın alacağı kararı etkileyeceğine işaret eden Erdoğan'ın, Irak'taki ortamın hazırlanmasına da önem verdiği kaydediliyor. Türk askerinin görev alması düşünülen bölgede dahi 50 aşiret bulunduğuna dikkat çeken kurmaylar, bu aşiretlerde nabız yoklama çalışmalarının sürdüğünü de belirtiyorlar.
Nihayet, bir diğer neden olarak da Kerkük'da yaşanan olayların açıklığa kavuşturulması beklentisi. Başbakan'ın, bu olayların tümüyle aydınlanmasını beklemenin de yararlı olacağı düşüncesinde olduğu yine kurmaylarınca dile getiriliyor. ABD'nin Kuzey Irak'ta izlediği politika, Türkmenlere karşı takınılan tutumun da netleşmesi, Ankara'nın beklediği gelişmeler arasında.
Bir diğer gerekçe ise Başbakan Erdoğan'ın eylül ayındaki yoğun programı. AKP büyük kongre hazırlıklarını sürdürüyor. 5 büyük ilde kongre yapılacak. Ayrıca Başbakan 1 - 3 Eylül arasında Almanya'ya ardından İtalya'ya ve Dubai'ye gidecek.
Bütün bu gerekçeler ve koşullar bir arada değerlendirildiğinde, takvim zaten ekime dayanıyor. Bu durumda da Meclis'i olağanüstü toplamak yerine, 1 Ekim'de normal açılışını beklemek, Başbakan'ın, hükümetin ve AKP yönetiminin tercihi oluyor.
Kuşku yok ki, bu kararda ABD'ye dönük bir mesaj da var.
Ankara'nın Kuzey Irak'taki gelişmelerden rahatsızlık duyduğu ve ABD'den güven artırıcı adımlar ve yaklaşımlar beklediği sır değil...
