Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Irak sorunu savaşsız aşılabilir mi? Keşke aşılabilse... Başta Türkiye olmak üzere, bölge ülkeleri, savaşsız bir çözüme ulaşabilmenin yollarını arıyorlar.
Başbakan Gül, bölge ülkelerini ziyaret etti. Özellikle Şam, Tahran temasları ortak tavır belirleme açısından umut vermiş görünüyor. Ankara - Şam - Tahran üçgeninin ortak tutumu ve diğer Arap ülkelerinin desteğiyle, ABD ve Saddam orta bir yol bulabilirler mi, sorusu gündemde.
Bu temaslar içinde Saddam’la 2.5 saat görüşen Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen’in Ankara’ya getirdiği mesaj ve izlenimleri önem taşıyor. Tüzmen, dün Saddam’ın sözlü mesajını ve izlenimlerini Başbakan Gül’e aktardı.
Tüzmen’le dün görüştük. Saddam’la görüşmesi ve getirdiği mesaj içeriği konusunda açıklama yapamayacağını, bu konuda açıklama yapma takdirinin Başbakan Abdullah Gül’e ait olduğunu söyledi.
Başbakan Gül’ün, bugün partisinin grup toplantısında hem Saddam’ın mesajı, hem de bölge ülkelerine yaptığı ziyaretten edindiği izlenimleri açıklaması bekleniyor. AKP’nin bugünkü grup toplantısında Başbakan Gül’den Irak konusuyla ilgili önemli açıklamalar bekleniyor.
Saddam’la 2.5 saat görüşen Tüzmen’in kişisel izlenimi nedir? Savaşsız bir çözüm bulunması konusunda umudu var mı?
Tüzmen, bu sorularımıza, "Ben Bağdat’tan barış için umutlu döndüm, umudumu koruyorum" yanıtını verdi ve şu değerlendirmeyi yaptı:
"Barış için umut var. Saddam savaş istemiyor. Onurlu bir çözüm bulunabilir. Sayın Başbakanımız da bu yönde çaba gösteriyor."
Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, dış ticaretten sorumlu bakan olarak dış politika ve siyasi kararlarla ilgili konuşmasının uygun olmayacağı görüşünde. Bağdat ziyaretinin hem ticari, hem de siyasi açıdan amacına ulaştığını vurguluyor. Ziyaretinin zamanlamasına ilişkin olarak yöneltilen eleştirilere ise şu yanıtı veriyor:
"Ticari açıdan da çok başarılı bir gezi oldu. 550 milyon euroluk bağlantı yapıldı. Bu 695 milyon euroya çıkacak. 30 işadamımız Bağdat’ta kaldı. Bağlantı çalışmalarını sürdürüyorlar."
Tüzmen, Türk halkı ile Irak halkı arasındaki ilişki ve dostluğun esas olduğunu, devletler arasındaki ilişkilerin kişilerle ilgili olmadığını vurgulayarak, yapılan anlaşmaların Irak yönetiminde kim olursa olsun geçerli olacağına işaret ediyor. Bu nedenle de eleştirileri haksız buluyor.
Tüzmen’in ifade ettiği gibi ABD ve Saddam’ın razı olacağı "onurlu bir çözüm" bulanabilir mi? Savaşsız bir çıkışa ulaşılabilir mi? Bu sorulara karşılık olarak, Ankara’yı ziyaret eden ABD’li asker ve sivil yetkililerin savunma çevrelerine verdikleri havayı yansıtalım:
"Bu koşullardan ve bu aşamadan sonra Washington’un Saddam’lı bir Irak’ı kabullenmesi ve buna katlanması mümkün değildir. Bizim askeri hazırlıklarımızın ilk hedefi, caydırıcı güç göstermektedir. Savaş gücünü ve kararlılığını gösterip barışı sağlamak istiyoruz. Saddam’ın bunu görmesi ve doğru okuması gerekir."
Bu sözlerden anlaşılıyor ki, ABD, Irak’ı çok büyük bir askeri güçle kuşatıp, Saddam’ın kendiliğinden gitmeye razı olmasını ilk hedef olarak görüyor. Bu sonucu güç gösterisi ve savaş kararlılığıyla almayı düşünüyor. Tabii, Saddam gibi liderlerin kendiliğinden çekilmelerini beklemek ne kadar gerçekçi? Bağdat’tan gelen, "Saddam son Irak kurşunu atılıncaya kadar görevinin başında kalacak" türü mesajlar, ABD’nin beklentisiyle örtüşmüyor.