Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, dün Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri personeline hitaben Kıbrıs sorunu, terör ve terör örgütüyle mücadele konularında uyarıcı nitelikte bir konuşma yaptı. Org. Başbuğ’un konuşması bir tesadüf de olsa, dün, TBMM’de, “Kürt kökenlilere siyasal ve kültürel haklar verilmeli” diyen AB Komisyon Başkanı Barroso’nun mesajlarına karşılık geliyordu.
Org. Başbuğ’un konuşmasındaki önemli mesajları şöyle sıralamak mümkün:

Kıbrıs milli ve ortak sorun
1- Org. Başbuğ, Kıbrıs sorununun sadece Kıbrıs Türklerinin değil, Türkiye ve KKTC’nin güvenliklerini ilgilendiren “milli ve ortak” bir sorun olduğuna dikkat çekti.
2- Org. Başbuğ, Kıbrıs’ın Türkiye’nin güvenliği açısından “stratejik” önemde olduğunu vurguladı.
3- Kara Kuvvetleri Komutanı’nın verdiği önemli bir mesaj da soruna kalıcı ve adil bir çözüm bulunabilmesi için KKTC’nin bir gerçek olduğunun kabul edilmesi çağrısıydı.
4- Org. Başbuğ, tarafların eşit ve egemen şekilde ortaya koyacakları “ortak iradesi” olmaksızın çözüm bulunamayacağının herkes tarafından kabul edilmesini istedi.
5- AB Komisyonu Başkanı Barroso, “Kıbrıs’ta doğan fırsat kaçırılmamalı ve Türkiye, Rum gemilerine limanlarını açmalı” derken, Kara Kuvvetleri Komutanı, KKTC’nin iyi niyetli, barışçı ve uzlaşıcı yaklaşımlarına Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin karşılık vermediğini, ayrıca Avrupa Birliği’nin izolasyonlarıyla karşılaştığını, bu durumun de güven sarsıcı olduğunun altını çizdi.
6- Org. Başbuğ, iki kesimliliğin garanti ve ittifak anlaşmaları delinmeden ve sulandırılmadan korunması gerektiğini vurguladı. İki kesimliliğin delinmesinin, Kıbrıs Türk halkının geleceğinin ipotek altına alınması anlamına geleceğini söyledi.

‘Bazıları iyi okusun ve anlasın’
7- Org. Başbuğ, Türk ulusunun kendisine zorla dayatılan bir antlaşmayı (Sevr) elinin tersiyle itip çöken bir imparatorluğun küllerinden yepyeni bir devlet yaratan bir ulus olduğunu ve buradan güç olan mücahit Kıbrıs Türkünün de zulüm ve haksızlıklara karşı fedakârlık ve azimle direnerek var oluş mücadelesini bir devlet (KKTC) kurarak taçlandırdığını vurguladıktan sonra, “Bunun bazıları tarafından iyi okunması ve anlaşılmasında sonsuz yararlar var” diyerek, yanlış hesaplar yapılmaması mesajını verdi.
8- Org. Başbuğ, TSK, örgütün dağ kadrosunu etkisiz hale getirmeye devam ederken, katılım devam ediyorsa, yapılması gerekenin, örgüte neden katıldıklarının tespit edilmesi ve buna karşı tedbirlerin alınması gerektiğini tekrar vurguladı.
9- Örgüte katılım nedenlerinin ortadan kaldırılmasına yönelik tedbirler alınırken bir yandan da dağdaki teröristlerin örgütten ayrılmaları üzerinde de durulması gerektiği mesajını verdi.

‘Kültürel farklara saygılıyız’
10- Org. Başbuğ, Türkiye Cumhuriyeti’nin kültürel farklılıklara saygılı olduğunu anımsattıktan sonra; kültürel alanda bireysel kalmak ve ulus devlet yapısına zarar vermemek şartıyla kültürel zenginliklerin yaşanması ve yaşatılması için gerekli düzenlemelerin yapıldığını vurguladı.
11- Org. Başbuğ, bireysel/kültürel alanın dışında, “Kimse Türkiye’den belirli bir etnik gruba ulus devlet ve üniter yapısını tehlikeye sokacak siyasal alanda/grupsal düzenlemeler yapmasını isteyemez ve bekleyemez” diyerek, bu konudaki çerçeveyi çizdi. Başbuğ’un bu sözleri, -özel olarak Barroso’ya yanıt olsun diye söylenmemiş olsa bile- “Kürt kökenlilere siyasal ve kültürel haklar verilmeli” diyen AB Komisyon Başkanı’nın konuşmasına karşılık geliyordu.