Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Eski Türk Ceza Yasası'nın 159. maddesi bu tür takibatların yapılması için Adalet Bakanı'nın iznini öngörüyor.Adalet Bakanlığı, Şişli Savcılığı'nın ilk başvurusunda görüşünü "izne tabi değil" biçiminde iletmişti. Buna karşın dava açıldı. Ancak, mahkeme, eski hükümdeki "izin" hükmünün sanığın lehine bir hüküm olduğuna karar verip yeniden Adalet Bakanlığı'na "izin" için başvurulmasını kararlaştırdı.Diğer bir ifadeyle Adalet Bakanı Cemil Çiçek, mahkeme kararı gereğince görüş bildirmek durumunda...Bu görüşün de "topu taca atan" bir yol olmayacağı söylenebilir.Ortada hem bir mahkeme talebi var, hem de davanın sonuçlanması ihtiyacı var.Adalet Bakanı Cemil Çiçek, "evet" veya "hayır" biçiminde bir karar verip mahkemenin davayı sonuçlandırmasının yolunu açacaktır.Tabii, karar verirken, yargıç ve savcılardan oluşan bakanlık bürokrasisinden de görüş alacak; daha önce takipsizlik kararı veren İstanbul Başsavcılığı'nın kararını da inceleyecektir.Sonucu görmek için demokrasi içinde sabır göstermek gerekiyor.Bu işin bir yönü...Diğer yönü ise ifade özgürlüğü. Bu özgürlüğün ancak hareket ve şiddeti teşvikle sınırlı olduğu dünyaca kabul görmüş bir ölçü...Türkiye'nin de bu ölçüyü benimsemesi ve bu yönde düzenleme yapması gerekiyor. Orhan Pamuk davası 7 Şubat'a atıldı. Bu süre içinde Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in kararı beklenecek... İşin bir diğer yönü de yargıçların durumu...Mahkemenin, iki yönlü baskı altında tutulması sıkıntı yaratıyor.Ayrıca Avrupa'nın çifte standart sayılacak tutumu da rahatsızlık yaratıyor.Pamuk davasında, Avrupa Parlamentosu heyeti, AB Komisyonu yetkililerinin tutum ve açıklamaları, Türk yargısı ve kamuoyunun tepkisini çekiyor.Olaya ifade özgürlüğü açısından yaklaşan ve mahkemeye kadar gelerek Türkiye'yi ağır dille eleştiren Avrupalı parlamenterlerin, "Ermeni soykırımı yoktur" demeyi suç sayan Avrupa ülkelerine sessiz kalması dikkat çekiyor.Aynı ifade özgürlüğünü Avrupa'da da savunmaları, Prof. Dr. Halaçoğlu ve İP Genel Başkanı Perinçek için açılan soruşturmalara de tepki göstermeleri, Fransa ve İsviçre'nin ifade özgürlüğünü sınırlayan yasalarına karşı çıkmaları bekleniyor.Bu ülkeler söz konusu olunca "yargı bağımsızdır" diyen Avrupalı parlamenterler ve AB yetkililerinin, Türk yargısına aynı saygıyı göstermemeleri eleştiriliyor.Keza, Belçika'nın Fehriye Erdal'la ilgili tutumu karşısında Avrupa'nın sessizliğini koruması da Türk yargıçlarının işaret ettikleri bir başka çifte standart örneği...Yargı, Avrupa'nın bu tutumundan da, mahkemeye gelen parlamenter ve AB yetkililerinin tutum ve sözlerinden de, mahkeme sırasında Pamuk aleyhine yapılan gösterilerden de rahatsızlık duyuyor.Yargıçları rahat bırakmak gerekiyor.Başta ifade özgürlüğü olmak üzere yasalardan kaynaklanan bir sorun varsa, onun da Meclis'te çözülmesi için çaba göstermek en doğru yol olarak görülüyor. fbila@milliyet.com.tr Yargıçlar sıkıntılı