Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türk Silahlı Kuvvetleri, 10 gündür Hakkâri’nin Şemdinli ilçesine 3 kilometre uzaklıktaki Goman dağlarında büyük çaplı bir operasyon yürütüyor.
Kamuoyunun dikkati Suriye’ye çevrildiği için TSK’nın bu mücadelesi arka planda kaldı.
Ankara, Kuzey Suriye’nin PKK’nın Suriye kolu olan PYD’nin kontrolüne geçmesine odaklanmışken, PKK Şemdinli’ye büyük bir saldırı planı içindeydi.
PKK, 1990’ların başlarında yapmaya çalıştığı gibi Şemdinli’ye girmek, kamu binalarını işgal etmek, PKK bayrağını dikmek, halkı güvenlik güçlerine karşı kışkırtmak ve bu ilçede egemenliğini ilan etmeyi planlıyordu. Böylece dünyaya, “Şemdinli’yi örgüt ele geçirdi”, “Şemdinli düştü”, “Şemdinli’de yönetim PKK’da” haberleri ve bu haberleri besleyen görüntüler vermeyi amaçlıyordu.

“Kurtarılmış” bölgeler
Zamanlama, Suriye’deki gelişmelere ayarlıydı. Kuzey Suriye’de bazı yerleşim yerlerinin kontrolü PYD’ye geçerken, Şemdinli de PKK’nın eline geçmiş olacaktı.
Şemdinli’yi kuşatmayı ve ele geçirmeyi planlayan PKK, sınırdan ağır silahlar geçirmiş, büyük gruplarla hazırlıklar yapılmıştı.
PKK’nın bu saldırı girişimini öğrenen güvenlik güçleri erken harekete geçerek, teröristleri kuşattı ve geniş çaplı operasyonlarla PKK’nın bu planını bozdu.
PKK, 1980’lerin sonlarında, 1990’ların başlarında Şırnak’ta, Cizre’de, Eruh’ta benzeri girişimlerde bulunmuş, “kurtarılmış bölgeler” yaratmak istemiş, güvenlik güçlerinin uzun mücadeleleri sonucunda yine başarılı olamamıştı.
PKK’nın zaman zaman Kandil’den verdiği mesajlar, uzun süreli halk savaşı yönteminden vazgeçmediğini gösterdi. Şemdinli girişimi bunu doğrulayan gelişmelerden sadece biri.

Barzani ve PYD
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’yi dün ziyaret etti.
Ziyaretin asıl amacı Kuzey Irak’taki gelişmelerdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önce açıkladığı gibi Davutoğlu, Barzani’ye Ankara’nın endişesini iletecek ve uyaracaktı. Kuzey Suriye’nin PYD’nin eline geçmesi konusunda Türkiye’nin hassasiyetini aktaracak ve buna engel olunmasını isteyecekti.
Oysa, PYD ile Kuzey Suriye’deki diğer Kürt grupların liderlerini Erbil’de toplayan ve, “Suriye Kürt Ulusal Konseyi”ni kuran zaten Barzani’ydi. Suriyeli Kürt gençlere askeri eğitim verdiklerini söyleyen de oydu.

PKK kanıksandı
Ankara, Suriye Kürt Ulusal Konseyi’ni oluşturan Barzani’den, Kuzey Suriye’de PYD’ye destek vermemesini istiyor ama PKK, Kuzey Irak’tan gelip Şemdinli’yi kuşatmaya çalışıyor.
Barzani’nin yönetimindeki Kuzey Irak’ta PKK’nın varlığı da faaliyetleri de buradan Türkiye’ye yaptığı saldırılar da kanıksandı. Sanki bu durumla Barzani’nin hiç ilgisi yokmuş gibi davranılıyor. Barzani’nin, PKK’nın faaliyetlerinden, lojistik desteğinden hiç sorumluluğu bulunmadığı, PKK’ya karşı yapabileceği bir şey olmadığı kabullenilmiş durumda.
Ankara, Barzani’den, PKK’yı “ikna” ederek dağdan indirmesini bekliyor. Bununla da yetinmeyip Kuzey Irak’ta PYD’yi de kontrol etmesi bekleniyor.
PKK, bir ilçeyi ele geçirme girişiminde bulunacak kadar Kuzey Irak’ta rahat rahat hazırlık yaparken, sınırdan ağır silahlar geçirirken, Barzani’den PKK’dan önce PYD’ye baskı yapmasını talep etmek ne kadar anlamlı?
Ankara, sınırın Suriye tarafından bazı kasabaların PYD’nin kontrolüne geçmesini önlemeye, bu konuda Barzani’den yardım talep etmeye giderken, PKK, Güneydoğu’da ilçeleri ele geçirmeye çalışıyor!
Ankara’da yetkililer, Kuzey Suriye’de Kuzey Irak gibi bir yapının oluşmasının mümkün olmadığını, ayrıca buna müsaade de edilmeyeceğini vurguluyorlar. Ancak, Kuzey Suriye’de nasıl bir otorite oluşacağı da belli değil.
PKK-PYD’nin etkin olduğu bir Kuzey Suriye alanının ortaya çıkması, Türkiye’nin hem Kuzey Irak’tan hem bu bölgeden terörist saldırılara maruz kalacağını tahmin etmek zor değil.