Rahşan benimle bırakır!

Başbakan Bülent Ecevit, rahatsızlığının yoğunlaştığı yaz aylarında birtakım siyasi ve ticari hesaplarla çekilmeye zorlandı. İyileşmesi için değil, adeta rahatsızlığının daha da ilerlemesi için neredeyse dua edenler oldu. Hastalığı üzerine siyaset kuranlar, siyasetten ve yaşamdan çekilmesini umanlar ortaya çıktı. Siyasi miras beklentisine girenler çoğaldı.

Ecevit’in rahatsızlığı bir siyasi komplonun, bir sivil hükümet darbesinin malzemesi olarak kullanılmaya çalışıldı. Ancak, bu hesaplar tutmadı. Ecevit’in direnci, siyasi deneyimi, dayatmalara boyun eğmeyen kişiliği bu oyunu bozdu.
Türkiye, seçim ortamına bu oyunun sahipleri tarafından sürüklenmiş oldu. Oyunu tutturamayanlar seçimden kaçmak için ellerinden geleni yaptılar, ancak, o konuda da başarılı olamadılar. Ecevit’i devirelim derken kendilerini sandığın önünde buldular. Kaçmak için hala yol arıyorlar. Şimdi Ecevit, önümüzdeki yıl görevi bırakabileceğini söylüyor. Son olarak Bursa mitinginde bu konuyu daha somut biçimde gündeme getirdi. Başbakan Ecevit’le, bu yöndeki kararını konuştuk.

Bursa’da görevi bırakabileceğinizi yeniden gündeme getirdiniz. Bu konudaki kararınız nedir?
Biliyorsunuz, geçirmiş olduğum rahatsızlığım, benim, eşimin ve DSP’nin aleyhine bir siyasi kampanyaya dönüştürüldü. DSP parçalanmak istendi. Meclis grubu bölündü. Ancak, DSP örgütü bölünmedi. Örgütü parçalamayı başaramadılar. Çünkü DSP sağlıklı bir yapıya sahiptir. Bunu başaramayanlar, bu kez seçim sürecinde benim hasta olduğum, görev yapamayacağım biçiminde propagandaya başladılar. Bu yolla DSP’ye oy verilmesini engellemeye çalışıyorlar. Nasıl olsa Ecevit görev yapamayacak, DSP’ye oy vermeyin kampanyası yürütüyorlar. Ben bunun yanlışlığını vurgulamak için bu konuyu açtım. Bursa’da daha somut ifade ettim. Elbette benim ilelebet görevde kalmam söz konusu değil. Ben çekilebilirim, önümüzdeki yıl bir kurultayla görevi devredebilirim, dedim. Bu gereksinim ortaya çıkabilir. Ama DSP’ye bir şey olmaz.

Çekilebileceğinizi söyleyerek seçime girmeniz DSP’nin aleyhine kullanılmaz mı?
Aksine ben bunu önlemeye çalışıyorum. DSP çok önemli bir sınav verdi. Milletvekilleri gitti ama örgüt dağılmadı. Sağlamlılığını kanıtladı. Yeni göreve gelen bakan arkadaşlarım birkaç hafta içinde çok başarılı oldular. DSP zengin bir kadroya sahip olduğunu da böylece kanıtladı. Ben DSP’ye güveniyorum. DSP, Ecevit’siz yaşayamaz, diyenlerin de yanıldığı ortada. Allah’a şükür sağlığım şu anda çok iyi ama Ecevit hasta diyerek seçmenlerde bir tereddüt yaratmaya çalışıyorlar. Oysa eminim ki ben genel başkanlığı bıraksam dahi DSP dimdik ayakta kalır. Benim bırakmam bir gereksinim haline gelebilir. Bunu söyledim. O zaman DSP, liderini de yönetim kadrolarını da çıkaracak zenginliğe, kültüre ve olgunluğa sahiptir. Bunu söylüyorum ki, seçmen tereddüt içine girmesin. DSP’yle ilgili olarak tereddüt yaratmaya çalışanların bu oyunu tutmasın. DSP, başında ben olayım veya olmayayım güçlü bir şekilde yoluna devam edecek bir partidir.

Siz aktif görevi bırakırsanız Rahşan Hanım ne yapar? O devam edemez mi?
Rahşan da benimle birlikte bırakır. Ama bu DSP’den ayrılmamız anlamına gelmez. Ben de, Rahşan da elimizden geldiği kadar DSP’ye yardımcı oluruz. DSP’nin başarısı için çalışırız. Arkadaşlarımıza katkıda bulunmaya çalışırız. Evimizden, kütüphanemizden gücümüzün yettiği oranda hizmet etmeye çalışırız. İkimiz de DSP’nin birer üyesi olarak hizmetinde oluruz. Benim söylemeye çalıştığım budur. Partime, arkadaşlarıma güveniyorum.

Ecevit, genel başkanlık görevini bıraktığında, DSP’nin yeni liderini çıkarmakta zorlanmayacağına inanıyor. DSP’nin başında Ecevitler olmadan da güçlenip büyüyeceğinden kuşku duymuyor. Partisinin örgütüne, örgütlenme anlayışına, kadrolarına ve siyasi çizgisine güveniyor.
Ecevit, ulusal boyuttaki sorunların, iç ve dış gelişmelerin, DSP’nin çizgisini ve öngörülerini doğruladığını ve DSP’ye olan gereksinmeyi daha da artırdığını vurguluyor.