Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Af konusundaki tartışmalar tırmandıkça, DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'e dönük eleştiriler de artıyor. Affa karşı olanlar, çalışmalar tıkandıkça, toplumdan itirazlar yükseldikçe, "Zaten biz af istemiyoruz, katilleri, hırsızları, soyguncuları topluma salmak yanlıştır. Affı isteyen Rahşan Hanım'dır" diyerek, kenara çekiliyorlar...
       Rahşan Ecevit bu eleştirilere ne yanıt veriyor? Neden ve nasıl bir af istiyor?
       Rahşan Hanım'a dünkü görüşmemizde bu soruları yönelttik.
       Bayan Ecevit, daha önce de ifade ettiği af çerçevesini anımsattı:
       "Af konusunu benim gündeme getirdiğim doğrudur. Ama ben affı yüreğimden kopan bir dilek olarak gündeme getirdim. Ben, azılı katiller, teröristler, ırz düşmanları, toplumu ve devleti soyanlar için af istemedim. İki ekmek veya bir bisiklet çalmaktan ya da pankart açmaktan yıllarca hapse mahkum olanlar için, hatta mahkum olmadan yıllarca tutuklu kalanlar için, o yüzden de gelecekleri kararan çocuklar için af diledim. Ben `kader kurbanları' derken, yoksulluğun, adaletsizliğin suça itelediği kimseleri kastettim."
       "Evet"
diyor, Rahşan Ecevit, "ben bunları açıkça söylediğim ve her fırsatta tekrarladığım halde, haftalardır, beni ve partimi sanki cezaevindeki tüm hükümlüleri salıvermek istiyormuşuz gibi eleştiriyorlar. Affı siyasal istismar konusu yapıyorlar."
       Rahşan Ecevit, toplumu ve devleti soyanların affedilmesini hiçbir zaman istemediğini anımsatarak, "bu konuda DSP'den daha duyarlı bir kuruluş yoktur. Devlete borçlarını ödemeden, göz göre göre yurtdışına çıkanların peşine düşen DSP'li hükümetler olmuştur" diyor.
       Rahşan Ecevit, tüm suçluları kapsayacak bir genel af istemediğini, buna Anayasa'nın da engel olduğunu vurgulayarak, kader kurbanı da olsa, iki ekmek bir bisiklet çaldığı için yıllarını cezaevinde geçiren çocuklar için de olsa veya bir yürüyüşe katılıp, bir pankart açtığı için terörist damgası yiyen gençler için de olsa, affedilmelerine karşı olanların "tuzu kuru" kişiler olduğunu belirtti.
       Rahşan Ecevit, affa tümüyle karşı olanları şöyle değerlendirdi:
       "Kapsam tartışması bir yana kimileri affın hiç çıkmamasını istiyorlar. Bana göre bunlar tuzu kuru olanlardır. Oysa Allah'ın hangi kulu için ne yazdığını kimse bilemez. Gün gelir bakarsınız tuzu kuru olanın da tuzu nem kapmış."
       Çoğu kader kurbanı olan kimselerin bir kalemde silinip atılamayacağını söyleyen Rahşan Ecevit, "neymiş" diye devam etti:
       "Neymiş, hapisten çıkanların beşte biri mutlaka hapse geri dönüyormuş. Affa ne gerek varmış. Beşte biri hapse dönüyor diye beşte dördüne bir fırsat tanımayalım mı? Hele çocuklar için bir fırsat tanımayalım mı? Bazen mahkum bile olmadan tutuklu kalıp yıllarını cezaevinde geçirmek zorunda olan, cezaevi koşullarında yozlaşan, gelecekleri kararan çocuklar için bir fırsat tanımayalım mı?"
       Rahşan Ecevit, bu sözleriyle, af dilediği insanların bir anlamda listesini böyle çıkarıyor...
       Ceza indirim süresinin 10 yıl olarak tutulmasından, teknik nedenlerle indirimden yararlanacakların genişletilmesinden dolayı yöneltilen eleştirilerin adresinin kendisi ve partisi olmadığını vurguluyor.



Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr