Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Irak lideri Saddam Hüseyin'in, Başbakan Ecevit'in uyarı mektubuna "olumsuz" yanıtı, dün, Başbakan Ecevit'in başkanlık ettiği ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem ile Dışişleri ve askeri yetkililerin katıldığı toplatıda analiz edildi.
Başbakan Ecevit'in, Beyaz Saray'dan aldığı "Bağdat adım atmazsa sonucuna katlanır" mesajını Irak liderine iletmişti. Ankara, bu mesaj kaşısında Saddam'ın esnemesini beklerken, tam aksine Bush yönetimini suçlayan ve tavrının değişmeyeceğini bildiren bir yanıt geldi.
Saddam, bu yanıtıyla Washington'a direneceğini bildirirken, aynı gün, BM'ye Türkiye'yi şikayet eden bir yazı göndererek Ankara'ya karşı da tavır almış oldu.
Saddam, BM'nin silah denetçilerine kapıyı açmayacağını bir kez daha vurgularken, yardımcısı Taha Yasin Ramazan da, "ABD müdahale ederse 11 Eylül'den daha ağır bir cezaya çarptırırız" diyerek bir anlamda ABD'ye meydan okudu.
Ankara, bu mektup ve açıklamaları Saddam'ın politikasında değişiklik olmayacağı biçiminde yorumladı.
Bu yanıt Ankara'nın diplomatik girişimlerini sona erdirir mi?
Diplomatik çevreler, bu soruya "hayır" yanıtını veriyorlar. 12 Şubat'ta İstanbul'da toplanacak İslam Konferansı Örgütü ülkeleriyle Avrupa Birliği ülkelerinin bir araya geleceği toplantının Irak sorunu için de bir platform oluşturacağını kaydediyorlar. Bu toplantıya Başbakan Ecevit'in de katılacağı, Irak'la ilgili mesajlar verip görüşmeler yapacağının altı çiziliyor.
Bu toplantının arkasında 18 Şubat'ta Ankara'ya gelecek olan ABD Kongre üyeleri Başbakan Ecevit'le görüşecekleri ve Başkan Yardımcısı Dick Cheney'nin ziyareti öncesinde nabız yoklayacakları kaydediliyor.
Iak liderinin Ankara'ya verdiği mesaj, Başbakan Ecevit'in girişim ve uyarısını bir "fırsat" olarak algılamadığını gösteriyor. Müdahaleyi önleyecek, en azından bu olasılığı zayıflatacak bir adım atmayacağı anlaşılıyor.
Bu durum Türkiye'nin tutumunu değiştirir mi?
Ankara'daki diplomatik gözlemciler, değiştirmeyeceği kanısındalar. Türkiye'nin Irak'ın toprak bütünlüğü konusundaki duyarlılığını sürdüreceğini ve askeri açıdan her türlü olasılığa hazır biçimde beklemeye devam edeceğini vurguluyorlar.