Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İsrail’de Gazze saldırılarından sonra yapılan seçimlerden şiddet yanlıları galip çıktı. Bir insanlık dramı olan Gazze saldırısı Kadima lideri Tzipi Livni’ye, Likud lideri Binyamin Netanyahu’dan 1 fazla milletvekili sağladı.
Seçim sonuçları gösteriyor ki, İsrail’in yeni başbakanı ister Livni ister Netanyahu olsun militarist politikalar önde olacak. Buna bir de aşırı sağcı hatta bazı İsrail yazarlarına göre bile ırkçı sayılan Avidgor Lieberman’ın lideri olduğu İsrail Evimiz Partisi’nin oylarını artırarak 3. parti konumuna geldiği eklenirse, sertlik yanlısı bir İsrail koalisyonu kurulacağı açık.
“Gazze’ye atom bombası atalım” diyecek kadar kendinden geçmiş Lieberman, koalisyon için anahtar rolünde olacak. Seçimler öncesinde Gazze’ye saldıran Olmert hükümetinin Dışişleri Bakanı ve Kadima lideri Livni’yi, “Hani Hamas yok edilecekti, ne oldu?” diyerek kampanya yapan Netanyahu şahinliğini kanıtlamak için fırsat kollayacak.
Şu açık ki İsrail’de seçim yarışı “düşmandan ve şiddetten” beslenen bir yarış oldu. Seçim “Hamas’ı yok etme yarışı” içinde geçti.
İsrail’de ortaya çıkan siyasi tablodan sonra beklenti “Hamas’ı yok etmek” olacak...

Hamas cephesi
İsrail cephesi gibi Hamas cephesinde de sertlik ve şiddet temel kaynak. Hamas’ın amacı, tüzüğünde “İsrail’i yok etmek” diye yazılı. Hamas da İsrail’e karşı ne kadar çok şiddet kullanırsa o kadar çok desteğe sahip olacağı hesabıyla hareket ediyor.
İki tarafta da iktidarlar düşmandan, şiddetten beslenip güç alıyorlar.
Böyle bir tablo içinde İsrail-Filistin sorununa kalıcı bir çözüm bulmak nasıl mümkün olacak?

Arafat örneği
Filistin davasında Yaser Arafat’ın liderliği ve yeri tartışılmaz. Arafat’ın FKÖ’sünün tüzüğünde de İsrail’i yok etmek amacı vardı. Arafat ömrünü Filistin davasına verdi.
Ama günü geldiğinde Oslo’da barış için masaya oturmayı bildi ve İsrail’i yok etmek amacı tüzükten çıkarıldı.
Barış sürecini başlatmak için iki taraf da adım attı ve Oslo Anlaşması böyle sağlandı.
Şimdi yine karşılıklı olarak kılıçların çekildiği bir süreçten geçiliyor.

İki devletli çözüm
Savaş ve şiddetli bugüne kadar çözüme ulaşılamadı. Bundan sonra ulaşılması da mümkün değil.
İki taraf da uluslararası toplum da bu sorunun “iki devlet”le çözüleceğine inanıyor ve bu formülü destekliyor.
Bu, Türkiye’nin de desteklediği bir formül.
Bu amaca ulaşmak olanaksız mı?
Eğer İsrail, bağımsız bir Filistin devletinin kurulması konusunda samimiyse olanaksız değil. Keza Hamas bağımsız bir Filistin devleti için mücadele ediyorsa bu sonuca varmak mümkün.
Ancak bugüne kadar yaşanan süreç gösterdi ki, iki devletli bir sonuca ulaşmak için önce iki tarafın da şiddetten vazgeçmesi gerekiyor. Silahların susması, kalıcı bir ateşkesin sağlanması önkoşul.
Hamas bu amaçla politik sisteme dahil olur ve Filistin Ulusal Yönetimi’nin bir parçası olarak masaya oturursa Filistin liderliğinin eli güçlenir. İsrail böyle bir adıma kayıtsız kalamaz ve belki böylece barış sürecine adım atılabilir.
Yoksa “kim kimden daha sert” yarışıyla, barışa yaklaşmak bile sadece hayal olur.