- İSTANBUL Emniyet Müdürü Yazıcıoğlu, üç kişiyi tam 36 saat sorguladı...
- Hangi üç kişiyi?
- Özel harekatçı üç polisi.
- Niye?
- Topal cinayetine karıştıkları için.
- Polisler ne demiş?
- Suçlarını itiraf etmişler.
- İtiraf tutanağı var mı?
- Var ama yok.
- Nasıl hem var, hem yok?
- Gayri resmi olarak var, resmi olarak yok.
- Niye öyle?
- Yazıcıoğlu, güvenememiş resmiyete dökmemiş.
- Kime güvenememiş?
- Üslerine.
* * *
- DİLEK, bir yıl içinde 52 kez giriş - çıkış yapmış...
- Maşallah... Niye bu kadar girip çıkmış?
- Eroin götürüp, döviz getirmiş.
- Kime getirmiş?
- Bir polise.
- Hangi polise?
- Özel Harekat Daire Başkanı'nın koruması polise.
* * *
- YÜKSEKOVA'da ev basıp adam kaçırmışlar.
- Niye?
- Fidye için.
- Kim kaçırmış?
- Bir komiser, iki polis, üç korucu.
- Çete yakalanmış.
- Kimler varmış?
- Bir üsteğmen, bir astsubay, bir emniyet müdür muavini, bir komiser, bir polis.
* * *
- BİR susturucu, biraz makineli, biraz makinesiz tabanca. Sahte kimlikler, biraz toz bulunmuş.
- Nerede bulunmuş?
- Kaza yapan Mercedes'te.
- Geçmiş olsun...
- Araçta kimler varmış?
- Bir milletvekili, bir emniyet müdürü, bir firari.
* * *
- İKİ ölü, bir yaralı.
- Haydaaa... Ne olmuş?
- Ağansoy'u vurmuşlar: Yanındakilerden biri ölmüş, biri yaralanmış...
- Kim ölmüş, kim yaralanmış?
- Bir polis ölmüş, bir polis yaralanmış.
- Kimlermiş?
- Başbakanın korumaları.
* * *
CUMHURBAŞKANI Demirel diyor ki:
- Aman ha! Devleti yıpratmayın.
- Tabii, olur...
- Bir bulsak, yıpratmayacağız...
