Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin ortaya attığı PKK’nın silah bırakmasını da öngören dört aşamalı plan, gündemi meşgul edecek gibi görünüyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Talabani’nin planı konusunda kesin bir değerlendirme yapmadı. Sadece, “Bizim bir eve dönüş yasamız var. Önerileri değerlendireceğiz” demekle yetindi. Bu sözler, Ankara’nın böyle bir çalışmadan bilgi sahibi olduğunu gösteriyor.
Henüz üzerinde taraflarca uzlaşılmış bir plandan söz etmek için erken. Tablo ortaya çıkmış değil. Önümüzdeki günlerde netleşebilir.

Talabani faktörü
Konunun boyutları tam olarak ortaya çıkmadı ama bu projeye Talabani öncülük edecekse, başından sorunlu bir süreç yaşanacağını söylemek mümkün.
Talabani, bugün Irak Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyor olsa da sonuçta bu sıfatının konjonktürel olduğu ve ABD tarafından bu koltuğa getirildiği biliniyor. Talabani’nin yine Kuzey Irak’taki Kürt lider olduğunu unutmamak gerekir.
Talabani hakkında Türk kamuoyunda iyi bir izlenim olduğunu söylemek zor. Siyasi “esnekliği” güven sorunu yaratacak boyutta olan Talabani’nin ipiyle kuyuya inilir mi sorusuna Türk kamuoyundan olumlu yanıt beklememek gerekir. Bu da işin başında bir güven sorunu olduğunu gösterir.
Abdullah Öcalan’ın yanında Şam’da boy gösteren, birlikte basın toplantısı düzenleyip “ateşkes” ilan eden Talabani’nin PKK konusundaki tutumu hiçbir zaman Ankara’ya güven vermemiştir.
Bu nedenle, Talabani’nin öncülük edeceği bir girişim, başından sakat bir girişim olabilir. Ankara iyi niyetle hareket etse bile Türk kamuoyu açısından Talabani faktörünün yaratacağı etkiyi iyi hesaplamalıdır.

Kim kimi ikna edecek?
Talabani’nin olayı sunuşuna biraz daha yakından bakalım...
PKK’nın silah bırakmasını, silahlı mücadele döneminin geride kaldığını söylüyor. Dağdan inecek PKK’lıların Türkiye’de cezaevlerine değil evlerine dönmeleri gerektiğini belirtiyor. Türkiye’nin bunu sağlayacak adımı atması gerektiğini savunuyor.
Bu söylem sanki ikna edilmesi gereken unsur PKK’ymış gibi bir izlenim doğuruyor. “Türkiye sizi cezaevine göndermeyecek, evlerinize döneceksiniz” söylemiyle PKK’nın, “silah bırakma”ya ikna olacağı gibi bir hava yaratıyor Talabani...
Bu işlerin bu kadar basit olmadığını herkes bilir. Sanki ikna edilmesi gereken PKK’ymış gibi bir sunuş başından yanıltıcıdır.
PKK’nın silah bırakıp, tasfiye edilmeyi beklemesi düşünülemeyeceğine göre, Türkiye’den talep edilen nedir? Bir başka ifadeyle, Talabani’nin dile getirdiği planın karşılığı nedir? Karşılık olarak Ankara bir taahhütte bulunmuş mudur? PKK’lı olmayan Kürt vatandaşlarımız bu projenin neresindedir? Talabani’nin bu girişimi ile Irak’taki Türkmenlerin durumu arasında bir bağlantı var mıdır? Bu denklemde Kerkük yer alıyor mu?
PKK’ya karşı Türkmenler gibi bir pazarlık söz konusu mu?
Soruları çoğaltmak mümkün. Önümüzdeki dönemde, bu soruların yanıtlarını birlikte göreceğiz.
Ancak şurası açıktır ki, çalışmaların Talabani imzası taşımasını Türk kamuoyu kuşkuyla karşılayacaktır.