Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Anadolu Ajansı'nın ismini vermediği bir kişiye dayalı haber yapmasını yanlış bulduğunu söyledi. Ayrıca, ABD böyle bir tutum içinde diyemeyeceğini, derse bunun yanlış olacağı anlamında bir değerlendirme yaptı. Başbakan, Türkiye'nin gerekirse sınır ötesi harekât yapabileceğini, uluslararası hukukun buna olanak tandığını da ekledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anadolu Ajansı'nın Washington'dan geçtiği ve ismin vermeyen bir ABD'li yetkilinin, Türkiye'nin sınırları içinde PKK'ya karşı insan haklarını ihlal etmeden operasyon yapabileceğini ancak sınır ötesi harekât yapamayacağını içeren haberine tepki göstermişti. Erdoğan'a, "kaynağı belli" yanıt gelmekte gecikmedi. ABD Genelkurmay Başkanı Myers, "ismini vermeyen ABD'li yetkili" gibi konuştu. Türkiye'nin Kuzey Irak'ta harekât yapamayacağı sonucu çıkan bir değerlendirme yaptı. Irak'ın egemen bir devlet olduğunu, Türkiye'nin Irak'la muhatap olması gerektiğini ve böyle bir durumda da Bağdat'ın Türkiye'ye söyleyeceği çok şeyi olacağını ifade etti.Sözü uzatmaya gerek yok. Başbakan'ın "Yaparız" dediği sınır ötesi harekât için "Yapamazsınız" demiş oldu.Myers "Irak egemen bir devlet" diyor ama Irak'ta gerçek "egemen"in ABD olduğunu herkes gibi Ankara da biliyor.Erdoğan'a verilen yanıtla Türkiye'nin, "PKK ve Kuzey Irak" konusunda Washington'dan destek bulamadığı bir kez daha anlaşıldı.PKK'nın terörü tırmandırmasını, bu konuda uzman olan Dr. Nihat Ali Özcan, "Türkiye'nin içeride meşgul edilmesi" olarak görüyor. Türkiye, içeride tırmanan terörle meşgulken, Kuzey Irak'la ve özellikle Kerkük'le "meşgul" olamayacağının hesaplandığını söylüyor. Kerkük sorunu Kürt grupların istediği gibi çözülünceye kadar terörün devam ettirileceği tahmininde bulunuyor.ABD'nin bu tabloda durduğu yer de belli. Myers'in açıklamaları da bu duruşu teyit ediyor.İşin siyasi yönlerinden biri bu... ABD'nin tutumu 3 Ekim'de Avrupa Birliği (AB) ile masaya oturmaya hazırlanan Türkiye'de, PKK terörünün tırmanması siyasi cepheye nasıl yansır?Bir kesim, PKK'nın, AB sürecini sekteye uğratacak terör eylemleriyle, "bindiği dalı" kestiğini savunuyor. Bu sürecin, PKK ve siyasi yandaşlarının, taleplerini karşılamada büyük katkı sağladığını anımsatarak, "silah bırakması"nı talep ediyor. Siyasi ve hukuki cephede "kazanımları tehlikeye sokacağı"ndan bahisle PKK'yı uyarıyor.Buna karşın terörün tırmandırılmasının, 3 Ekim sürecinde, Türkiye'yi, PKK'yla masaya oturmaya zorlama amacının güdülüyor olması da mümkün.Sorunun "silahlı" değil, "görüşmeler yoluyla siyaseten" çözülmesi gerektiğini savunan AB ülkeleri ve sözcüleri olduğu gibi, 6 Ekim raporunda da bu anlama gelecek kayıtlar mevcut. AB ile ilgili yön Ankara kulislerinde, bazı AB ülke temsilcilerinin Türkiye ile PKK arasında "arabuluculuk" yapabileceklerini iletmek üzere bazı girişimlerde bulunduklarına ilişkin bilgiler dolaşıyor.Bu bilgiler, 3 Ekim süreciyle ilgili işaretler taşıyor ki, Türkiye'yi PKK'yla da "masaya oturtma" niyetleriyle örtüşüyor.Türkiye, tırmanan PKK terörünün siyasi yönlerini iyi okumalı ve sonuçta siyasetin kapısının çalacağını unutmamalı... fbila@milliyet.com.tr Arabuluculuk girişimleri