Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türkiye 2001 yılına ekonomi ağırlıklı bir gündemle giriyor. Liderlerin bugün yapacakları zirvenin konusu da ekonomi olacak.
Hükümetin uyguladığı programın sonuçları açısından 2001 yılı belirleyici bir öneme sahip olacak. 2000 yılı sonuna doğru yaşanan kriz büyük ölçüde aşılmış görünüyor. Ancak 2001'in ilk aylarında da izleri sürecektir.
Koalisyon liderleri bugünkü zirvede kamu bankalarının geleceğini de belirleyecekler. Kamu bankalarının, bir yandan özelleştirilmesi, bir yandan kamuya yüklerinin karşılanması sorunları var. Kamu bankalarının "görev zarar"ları 20 milyar dolar civarında. Son krizin bu rakamı daha yukarı çekmiş olması da söz konusu. Liderlerin karar verecekleri konulardan biri bu.
Bir diğeri ise dış ticaret açığının büyümüş olması. Dışalımla dışsatım arasında aleyhte farkın küçültülmesi için önlemler görüşülecek. Başbakan Ecevit, devalüasyonun kesinlikle söz konusu olmadığını, dışsatımı artırmak için teşvik önlemleri alınmasının gündemde olduğunu belirtiyor.
Hükümetin 2001'in ilk aylarında çözüme kavuşturması gereken bir diğer konu da kamu kesimindeki toplu iş sözleşmeleri. Bu sorunun aşılabilmesi için öncelikli beklenti bir "toplumsal" uzlaşma sağlanması. Ekonomik programın saptırılmadan uygulanabilmesi ve enflasyonla mücadele açısından işçi ve işveren kesimlerinin toplumsal uzlaşma için adım atmaları gerekiyor. İşçi ve işveren kesiminin uzlaşmaya dönük diyaloğa girmeleri sağlanırsa ardından hükümet de devreye girecek.
Çalışanlar açısından hükümetin yürüttüğü bir diğer önemli çalışma ise memur maaşları arasındaki dengesizlik. Memurların kendi aralarındaki maaş dengesizliğinin yanı sıra, kamu kesimindeki sendikalı işçilerle memurlar arasında, memurlar aleyhine olan dengesizliğin giderilmesi de aynı çalışmanın amacı. Bir yönüyle bu konu da toplumsal uzlaşmanın bir parçası.
İşçilerle, memurlar ve memurların kendi aralarındaki maaş dengesizliği gerçekten "uçurum" düzeyine varmış durumda. Aynı işi farklı kurumlarda yapan, özellikle nitelikli memurlar arasında beş katına varan maaş farklılıkları yaşanıyor.
Yılın başında kamudaki toplu sözleşmeler için işçi ve işverenle hükümet arasında bir toplumsal uzlaşmaya varılması ve memur maaş dengesizliğinin giderilmesi sağlanabilirse, hem sosyal barış, hem de program hedefleri açısından uygun bir zemin yakalanmış olur. Hükümetin yoğunlaşması gereken konuların başında "toplumsal uzlaşma"nın geleceği açık.