Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ergenekon soruşturması hızla yuvarlanan bir kartopu gibi büyüyor. Dün gerçekleşen yeni gözaltılarla gözler yeniden bu soruşturmaya çevrildi.
Yeni dalgayla, kamuoyunun yakından tanıdığı isimler gözaltına alındı. Eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, emekli orgeneraller Tuncer Kılınç, Kemal Yavuz, eski Genelkurmay Adli Müşaviri emekli Tümgeneral Erdal Şener, Prof. Dr. Yalçın Küçük dikkat çeken isimlerdi.
Ayrıca Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun evinin aranması da ilk kez karşılaşılan önemli bir gelişmeydi.

İki ayrı eksen
Ergenekon soruşturmasında göze çarpan iki ayrı eksen var:
Birincisi, bazı zanlıların konut veya işyerlerinde yapılan aramalarda ortaya çıkan silahlar, bombalar, bazı suikastlarla ilgili yeni bilgiler ve açıklamalar. Bu eksende yürüyen soruşturma kapsamına girenler daha çok eski güvenlik mensupları ve emekli olduktan sonra ilişkide bulundukları sivil kişilerden oluşuyor.
İkinci eksen ise kamuoyunda konuşmalarıyla, yazılarıyla, kitaplarıyla, televizyon yorumlarıyla bilinen, kamuoyunun aydın olarak tanımladığı, profesörler, emekli üst düzey komutanlar. Bu kapsamdaki isimlerin ortak özelliği son dönemde “ulusalcı” olarak tarif edilmeleri. CHP lideri Deniz Baykal’ın, “Hukukun değil siyasetin icabı yerine getiriliyor” eleştirisinde bulunmasının nedeni daha çok bu isimler.

Baykal’ın yorumu
Ergenekon soruşturması ve davasının siyasi alanda çok tartışılacağı açık. Nitekim CHP lideri Baykal, davayı ve soruşturmayı iktidarla ilişkilendiren bir yorum yaptı. Baykal, kesin bir ifadeyle, Ergenekon davasının arkasında hükümetin olduğunu iddia etti.
Gözaltına alınanların ortak özelliklerinden birinin de iktidara muhalif olmaları. Bu noktadan hareketle, dava süreci boyunca muhalefet, siyasi tartışma açacak ve bu yönde eleştirilerini sürdürecektir.
Baykal, dünkü açıklamalarında doğrudan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı suçlayarak, “Bu davanın gelmekte olduğunu çok önceden açıkladılar” diyerek, davayla siyaset arasındaki ilişkiyi en üst düzeyde öne sürmüş oldu.
Bu yönüyle Ergenekon soruşturması ve davası, siyaset kurumu ve özellikle de siyasi iktidar açısından önemli bir sınav niteliği taşıyacaktır. Baykal’ın iddiaları, eleştirileri ve suçlamaları önemli ve ağırdır. İktidarın, bu iddiaları, tatmin edici biçimde aydınlığa kavuşturması, hızlı ve şeffaf biçimde karşılaması gerekecektir.

Yargının sınavı
Ergenekon davası ve devam eden soruşturmanın ulaştığı boyutlar, Türk yargısı için de bir sınav niteliği taşımaktadır.
Silahlı eylem veya eylem hazırlığı içinde oldukları iddia edilenlerle, üst düzey görevlerde bulunmuş ünlü isimlerin aynı soruşturma ve dava içine alınmaları, terör örgütüne veya gizli örgüte üye olmakla suçlanmaları, dış dünyanın da dikkatlerini Türk yargısı üzerine çevirmiş durumdadır.
Türk yargısının vereceği sınav, aynı zamanda Türk demokrasisinin ve hukukun üstünlüğü ilkesinin de sınavı olacaktır.
Türk yargısı, siyasallaştığı iddiasıyla karşı karşıyadır. Bu da Türk yargısı açısından Ergenekon davasının ve soruşturmasının önemini ve hassasiyetini artırmaktadır.