Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

NEW YORK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Birleşmiş Milletler’deki (BM) temaslarından Ankara’nın IŞİD sorununun çözümüne ilişkin yaklaşımı da ortaya çıkmaya başladı.
Erdoğan’ın Ankara’nın askeri ve siyasi adımlar atabileceğini açıklamasından sonra dün sabah görüştüğüm Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Türkiye’nin tutumunu şöyle özetledi:
“Bizim konumumuz diğer ülkelerden çok farklı. Sorun bizim komşularımızda yaşanıyor ve en fazla Türkiye’yi etkiliyor. En ağır yükü tek başına Türkiye taşıyor. O nedenle biz daha temkinli daha ihtiyatlı olmak zorundayız. Askeri adım derken bunu geniş bir yelpazede düşünmek lazım. Böyle hassas konularda Türkiye’nin ne yapacağını bağıra bağıra ilan etmesini beklemek gerçekçi olmaz.”
Çavuşoğlu, BM temaslarında muhataplarına uçuşa yasak bölgenin neden gerekli olduğunu anlattığını vurgularken BM’nin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’nın da uçuş yasağı olmadan güvenli bölge olamayacağı görüşünü paylaştığını söyledi.

İki aşamalı öneri
Ankara’nın Suriye ve Irak’ta IŞİD sorununun çözümü için gündeme getirdiği önerinin iki aşaması bulunuyor:
1. aşama özellikle Suriye tarafında uçuşa yasak bir güvenlik koridoru oluşturulması 2. aşama ise Suriye’nin iç dinamiklerine dayalı olarak Esad rejiminin iş başından gitmesi.

Güvenlik koridorunun amaçları
Ankara, 1.5 milyon kişiye yaklaşan Suriye göçünü durdurmak için acilen güvenli bir bölge oluşturulmasını istiyor. Bu bölgenin uçuş yasağı altında göçmenlerin yerleştirileceği alan olarak kullanılmasını planlıyor. Böylece bir yandan Suriye’den gelecek yeni sığınmacıların kendi topraklarında yerleştirilmesi, ayrıca daha önce Türkiye’ye gelmiş olanların da bu bölgeye taşınmaları amaçlanıyor. Ankara’ya göre bölgenin uçuşa kapatılmasının bir başka amacı da Suriye hava kuvvetlerinin Özgür Suriye Ordusu hedeflerini vurarak IŞİD’e yer açmasının önlenmesi.

Siyasi çözüm
Türkiye, IŞİD sorununun kalıcı bir şekilde çözülmesi için Esad rejiminin gitmesi gerektiğini savunuyor. Ankara’ya göre Esad rejimi ayakta kaldıkça Şam ÖSO’yu bombalamaya ve muhalefeti bu yolla etkisiz kılmaya devam edecek. Bu durum IŞİD’in bölgeye yerleşmesini kolaylaştıracak. Sorunun kesin ve kalıcı çözümü, Şam’ın bu saldırılarının durdurulması ve Suriye’de muhalefetin etkili şekilde yer alacağı, ülkeyi yönetebilen bir siyasi sistemin oluşturulması. Ankara güvenli bölge ve yeni siyasi sistem kurulmadıkça IŞİD’in havadan bombalanması ile çözüme ulaşılacağına inanmıyor.
Türkiye bu görüşleri Irak için de savunuyor. IŞİD’in Irak’ta bulduğu toplumsal ve siyasal desteğin altından çekilmesi için Sünni grupların siyasal mekanizmaya ve Bağdat hükümetine etkili şekilde katılmasının şart olduğunu dillendiriyor.

Çekiç Güç deneyimi
New York’ta Suriye tarafında uçuşa yasak bölge ilan edilmesi talep edilirken konunun hassas bir boyutunun da gözden kaçırılmaması gerektiği seslendiriliyor.
Bazı dış politika uzmanları 1. Körfez Savaşı sonrasında Irak’ın 36. Paralel’in üstündeki bölgesine (Kuzey Irak) uçuş yasağı konduğunu ve Saddam’ın saldırılarına karşı bölgeyi korumak için “Çekiç Güç” oluşturulduğunu anımsatıyorlar. Bu süreçte PKK‘nın güçlendiğinin ve Kuzey Irak’ın Bağdat’tan koptuğunun unutulmaması gerektiği üzerinde duruyorlar.
Bu deneyim yaşanmışken Suriye’nin kuzeyinde de benzer bir gelişme olmaması için Ankara’nın çok dikkatli davranması önerisinde bulunuyorlar.