Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yön Yalçındağ'ın, "sermayenin ürkekliğini" aşan tespitleri ve uyarıları, önümüzdeki dönemin siyaset alanındaki temel kuşkularını da ortaya koydu. TÜSİAD'dan gelen ve pek alışık olmadığımız netlikteki analiz ve talepler siyaset dünyası için bir çeşit uyarı niteliği de taşıyor. TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın İskenderun konuşması, son dönemde Türkiye'nin gündemini oluşturan sorunun özünü yansıtıyor. TÜSİAD Başkanı Yalçındağ'ın, yeni anayasa ile ilgili çalışmalar konusundaki görüşleri, hem Cumhurbaşkanı Gül hem de Başbakan Erdoğan tarafından dikkate alınması gereken demokratik beklentileri içeriyor.TÜSİAD Başkanı'nın, yeni anayasanın "cumhuriyetin kuruluş felsefesine sadakat" ile yapılması gerektiği vurgusu, AKP iktidarına karşı duyulan güvensizliğin temelidir.Bu konudaki kuşku ve güvensizlik Gül tarafından da tespit edilmiştir. Gül, her fırsatta cumhurbaşkanlığı boyunca Anayasa'nın kurucu felsefeyi yansıtan hükümlerine sadakatle bağlı kalacağını vurgulamıştı.TÜSİAD Başkanı, şimdi yeni anayasa çalışmaları sırasında bu sözün tutulması gerektiğini anımsatıyor. TÜSİAD Başkanı Yalçındağ'ın yansıttığı bu talep, sayısı sınırlı TÜSİAD üyelerinin çok ötesinde, toplumun önemli bir kesiminin de beklentisidir. Felsefeye sadakat Yalçındağ'ın dikkati çektiği bir diğer husus da yeni anayasanın hazırlanma yöntemine ilişkindir. TÜSİAD Başkanı, anayasaların hazırlanmasında çoğunluk formülünün çalışmayacağını vurguladı. Kurucu ve koruyucu temel yasa olan anayasaların azınlığın haklarını da güvence altına alan ve geniş tabanlı uzlaşmaya dayalı metinler olması gerektiğini anımsattı. Yalçındağ'ın bu uyarısı da anayasanın toplumsal uzlaşmayla yapılması kuralı açısından önemlidir. Çoğunluk formülü TÜSİAD Başkanı'nın gündeme getirdiği bir diğer beklenti de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Çankaya'da, "laik cumhuriyetten yana" taraf olması gereğidir. Yalçındağ, Gül'ün laiklik ve Atatürk ilkelerinin korunması konusunda cumhurbaşkanı olarak taraf olduğunu ve olması gerektiğini vurguluyor. Bu talebin dile getirilmesi de yine toplumun önemli bir kesimindeki endişelerden kaynaklanıyor. Yalçındağ, Gül'ün adaylığı sırasında bu konuda sürekli güven verici konuşma yapma gereği duymasının da bu gerçekten kaynaklandığını ifade etmişti.TÜSİAD Başkanı, bu yönüyle de cumhurbaşkanından beklenenleri ifade ederken, TÜSİAD tabanından çok daha geniş bir kesimin dileklerini yansıtmış oldu. Laiklik vurgusu TÜSİAD Başkanı'nın kaygı ifade ettiği iki alan daha var. Milli Eğitim ve Diyanet. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın başka kurumlara geçiş için kullanıldığı ve neredeyse bir transit geçiş yeri olduğu da TÜSİAD Başkanı'nca dile getirildi.Yalçındağ, önceki hükümet döneminde Milli Eğitim'le ilgili kaygı verici gelişme ve tutumların toplumda endişelere yol açtığını vurgulayarak yeni dönemde bu hatalara düşülmemesini istedi.Diyanet kadrolarının da diğer kamu görevlerine sıçrama tahtası olarak kullanılmaması gerektiği vurgusu yaptı.Bütün bu uyarıların ortak paydası, "laik cumhuriyet" ilkesi ve unsurlarının törpülenmemesi talebini içeriyor. Bu talebin toplumun önemli bir kesimince paylaşıldığına kuşku yok. Bu önemli tespitler ve uyarılar hem Çankaya hem de hükümet tarafından dikkate alınmalıdır. fbila@milliyet.com.tr Eğitim ve Diyanet