Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, sözcükleri bir yargıç titizliğiyle seçerek konuşuyor. Kamuoyunda yanlış anlamalara yol açabilecek yorumlar yapmaktan özenle kaçınıyor. Bir polemiğe girmek istemiyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le görüştükten sonra Yargıtay Başkanı Gerçeker ve Yargıtay başkanlarının daha önce bir bildiriyle açıkladıkları görüşlerinde bir değişiklik oldu mu?
Dün makamında ziyaret ettiğim Yargıtay Başkanı Gerçekler, bu soruma şu yanıtı verdi:

‘Görüşlerimiz aynı’
“Biz görüşlerimizi niye açıkladık? Önce buna bakmamız lazım. Biz tamamen hukuk çerçevesinde yargıyı ilgilendiren bir konuda görüşlerimizi kamuoyuyla paylaştık. Bilindiği gibi, bir yargı reformu strateji belgesi söz konusu. Bu belgede öngörülen bazı düzenlemelerin yargı bağımsızlığıyla çeliştiğini gördüğümüz için açıklama yaptık. Yargı bağımsızlığıyla bağdaşmayan düzenlemeler karşısında görüşümüzü açıklamak bizim görevimizdir. Bu bağlamda, bildiriyle duyurduğumuz görüşlerimizde elbette bir değişiklik yok. Görüşlerimizin arkasındayız.”

‘Gerginlik istemiyoruz’
Gerçeker’e, Cumhurbaşkanı Gül’le görüşmesinde varılan sonucu sorduğumda ise şu yanıtı verdi:
“Sayın Cumhurbaşkanı son günlerde gözlenen gerginliğin giderilmesini istiyor. Bunu biz de istiyoruz. Biz de gerginlik istemiyoruz. Kamuoyunda yanlış anlaşılmak da istemiyoruz. Bizim açıklamamız tümüyle yargıyla, yargı bağımsızlığıyla ilgilidir. Yoksa bizim yargıyı etkilemek gibi bir düşüncemiz olamaz.”

‘Tabirler vurgu içindir’
Gerçeker’e, bildiride “yandaş yargı yaratma”, “yargıya baskı yapma” gibi mesajlar verildiğini anımsatarak, “Sanki yürütmeden bu yönde baskı geldiği mesajı vermiş oldunuz” diye sorunca değerlendirmesi şu oldu:
“O tabirler yargı bağımsızlığının önemini vurgulamak içindi. Yapılmak istenen düzenlemeler yargıyı yürütmenin kontrol alanına sokacaksa, buna karşı çıkmak hakkımız ve görevimizdir. Yargı bağımsızlığıyla çelişecek düzenlemeleri kabul etmek mümkün değildir. Bildirinin amacı da budur. Yanlışlıkları önlemek ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla açıklama yapılmıştır. Tamamen hukuksal ve kurumsal bir açıklamadır. Biz yargı bağımsızlığını daha da ileri götürmek istiyoruz. Geriye götürecek düzenlemeleri uygun görmemiz söz konusu olamaz.”

‘Görüşümüz alınmalıydı’
Gerçeker, bildirinin gerekçelerinden biri olarak da yargı reformu strateji belgesi hazırlanırken yüksek yargının görüşlerinin alınmamış olmasını gösteriyor. Bugüne kadarki uygulamada hep yüksek yargının görüşlerinin alındığını anımsatıyor. Belgenin yüksek yargıdan önce Olli Rehn’e verilmesinin Yargıtay ve diğer yüksek yargı mensuplarını üzdüğüne dikkat çekiyor. “Kaldı ki” diyor, “Zaten ilgili kurumların görüşlerinin alınması bir yerde yasal zorunluluk. Yarın komisyonlarda o kurumlar temsil edilecek ve kurumsal görüşlerini açıklayacaklar.”
Yargıtay Başkanı Gerçeker, AKP hakkında kapatma davası açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’ya yönelik eleştirilerle ilgili soruma ise şu yanıtı verdi:
“Bizim tepkimiz kurumsaldır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, anayasal bir yetkisini kullanmıştır. Buna karşılık, Başsavcı’ya yönelik yüklenmeler karşısında kurumsal tepki göstermemiz doğaldır.”

‘Görevimiz parayla ölçülmez’
Gerçeker, kuşkusuz yargıçlarla maddi olanakların yan yana getirilip yorumlar yapılmasından son derece rahatsız. Bir polemiğe yol açmak istemedi. Ancak ısrarlı sorularım üzerine şu değerlendirmeyi yapmakla yetindi:
“Yaptığımız görev parayla, maddiyatla ölçülmez, ölçülemez. Yargı olarak elbette bazı sorunlarımız var. Ama biz bunlara kişisel olarak değil, yargının sorunları olarak bakarız. Örneğin, yargının bağımsızlığı için mali bağımsızlığının da olması gerekir. Biz henüz mali özerklik sağlayabilmiş değiliz. Bu açılardan Maliye Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’na bağlıyız. Bu bağların kopmaması gerekir. Maddi olanaklar cazip olmadığı için kâtip bulamıyoruz. Buna benzer birçok yapısal sorunumuz var. Bunları hükümetlere zaten iletiyoruz. Yargı bağımsızlığı için mali açıdan da bağımsız olmamız gerekir.”

‘Yine açıklarız’
Söyleşimizin sonunda Cumhurbaşkanı Gül’le görüştükten sonra bildiri açıklama yönteminin bir daha kullanılmayacağı gibi bir karara varılıp varılmadığını sorduğumda ise Başkan şu yanıtı verdi:
“Bizim açıklamalarımız tamamen hukuksal ve kurumsal çerçevede olur. Eğer bu alanlarda ihtiyaç olursa görüşlerimizi yine açıklarız.”