Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

MİLLİ Güvenlik Kurulu'nun 28 Şubat toplantısından bu yana Erbakan ve Çiller'in "manevraları"yla ayakta kalmaya çalışan hükümetteki sarsıntı giderek şiddetleniyor.
Erbakan'ın, MGK'da ayrı, Bakanlar Kurulu'nda ayrı, parti grubunda ayrı, kamuoyunda ayrı "tel"den çalmasına, Tansu Hanım'ın askerlere, "merak etmeyin ben her şeyi yaparım" demesine rağmen, Ankara, "topal ördek" olarak nitelediği REFAHYOL'un ömrünü tartışmaya başladı.
ANAP lideri Mesut Yılmaz, hükümetin "siyaseten" 28 Şubat'tan sonra bittiğini, hukuken direnmesinin ise, krizi büyütmek dışında bir faydası olmayacağını vurguluyor.
Yılmaz'ın değerlendirmesi şöyle:
"Erbakan, MGK toplantısından sonra, kamuoyunun karşısına çıkıp, `uyum içindeyiz' dedi. Sonra, kararlara direniyormuş havası verdi. Kendisine de söyledim, `madem itirazınız vardı, niye orada yapmadınız' dedim. Eğer, bu kararları içine sindirmediyse, istifa etmesi gerekirdi. Ama, içerde başka, dışarda başka konuşmayı yeğledi. Erbakan, `uyum içindeyiz' dedikten birkaç saat sonra Genelkurmay Genel Sekreteri açıklama yaparak, `uyum falan yok, biz Atatürk düşmanlarıyla uyum içinde olmayız' diye Başbakan'ı yalanladı. İşte, bence hükümet siyaseten o anda bitti."
ANAP lideri, Tansu Hanım'ın bütün çabalarına rağmen, siyaseten biten hükümetin, hukuken bitmesinin de fazla zaman almayacağı görüşünde:
"Hükümet, Kurban Bayramı'na kadar hukuken de biter. Bayramda giderler."
Anamuhalefet lideri Yılmaz, hükümetin DYP kanadından gelen seslere kulak vermek gerektiğini vurgularken, "hükümetin böyle gitmeyeceğini artık, kendi bakanları söylüyor. Hükümeti ayakta tutma çabaları yapaydır" diyor.
Yılmaz'ın, "kulak verilmesi"ni istediği bakanlardan Yalım Erez'e soruyoruz:
- Hükümetin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
- RP bu anlayışla giderse, hükümet bozulur. Başbakan, Milli Güvenlik Kurulu'nda başka, dışarda başka konuşuyor. Bakanlar Kurulu'nda başka, medyada başka konuşuyor. Bize, Bakanlar Kurulu'nda MGK kararları uygulanacaktır, diyor. Yazılı talimat gönderiyor. Sonra, RP sözcüleri, tam tersini söylüyor. Böyle bir ikiyüzlülükle hükümet nasıl yürür? Bu ikiyüzlülüğün Türkiye'yi nerelere sürüklediğini çok iyi biliyoruz.
Erez, RP'nin bu anlayışının koalisyon protokolüne de aykırı olduğunu belirterek, durumun DYP organlarında değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor:
- RP böyle devam ederse, bu anlayışla politika yapmayı sürdürürse, koalisyonun geleceği, parti yetkili organlarında görüşülmeli. Yetkili organlarımızdan karar çıkmazsa, o zaman, ben ve benim gibi rahatsızlık duyan arkadaşlarımızın `münferit' davranma hakkı doğar.
Erez gibi Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna da, RP'nin bu anlayışı karşısında hükümetin geleceğinden umutlu olmadığını açıklamıştı.
Bakanların bu çıkışları, hükümetteki çatlağın giderek büyüdüğünü gösteriyor. Buna, DYP Grubu'ndaki rahatsızlık da eklenirse, koalisyon liderlerinin hükümeti sürdürme çabaları sonuçsuz kalabilir.