Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Birinci Körfez Savaşında sütten ağzı yanan Ankaranın böyle davranması ABDyi elbette rahatsız ediyor.ABDnin Birinci Körfez Savaşındaki muhatapları ile şimdiki muhatapları arasındaki farkı gözetmesi gerekiyor.O dönemde Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile ABD Başkanı Bush arasındaki "samimiyet" devlet ve hukuk kurallarını aşan bir ilişki doğurmuştu. Cumhurbaşkanı Özal, daha ABD istemeden bekleneni yapıyor veya yapılması için baskı uyguluyordu. Buna karşın, Türkiyeyi tek başına yönetmesinin mümkün olmadığını, Anayasası ve anayasal kurumlarıyla çatışınca anlamıştı.Şimdi ise Çankayada Ahmet Necdet Sezer oturuyor. Sezer, dün soruları yanıtlarken, Özaldan ne kadar farklı olduğunu gösterdi. Cumhurbaşkanı, yabancı asker bulundurma konusunda, Türkiyenin önce ikinci bir BM kararı araması gerektiğini vurguladı. Bu ABDnin hiç duymak istemediği bir mesajdı.Ankarada hem yöneticiler değişti, hem de Birinci Körfez Savaşından önemli dersler çıkarıldı. Bu derslerin başında, devletlerarası ilişkilerin telefonla verilen sözlerle yürütülmeyeceği, iki ciddi devletin her şeyi kağıda dökmeleri gerektiği geliyor. Müzakerelerin çetin geçmesinin nedeni bu.ABDde Başkan Bush, verdiği sözle Ankaranın harekete geçmesini bekliyor. Ancak, Ankara, yazılı garantide ısrar ediyor.DSP lideri Ecevitin, bundan 13 yıl önce, Körfez krizi patladığında İstanbul Üniversitesi öğrencilerine yaptığı konuşma, dün internet sitelerinde yeniden yer almıştı. Ecevitin o günkü saptamaları şöyle:"Cumhurbaşkanı Özal, milletten yetki almadan tüm yetkileri kendinde toplayarak milletin sırtından çok tehlikeli bir kumar oynamıştır.ABDnin Irakı ortadan kaldıracağını; ABDnin yanında gözü kapalı yer almakla ganimet sofrasından Türkiyenin de pay kapacağını, ayrıca Avrupa Topluluğu kapılarının Türkiyeye açılacağını, Kıbrısla ilgili baskıların üzerimizden kalkacağını ve Türkiyenin geniş ekonomik olanaklara kavuşacağını sanmıştır. Fakat bunların hiçbirinin gerçekleşmeyeceği şimdiden belli oldu."Türkiyenin, o dönemde çıkardığı dersi Ecevitin 13 yıl önceki bu sözleri özetliyor.Halk arasında "bir koyup üç alma" olarak bilinen Özalın bu beklentilerinden hiçbiri gerçekleşmedi. Ne ABnin kapıları açıldı, ne Kıbrıs konusunda baskılar azaldı, ne de Türkiyenin ekonomik kayıpları karşılandı. Üstüne üstlük, Kuzey Irakta yaratılan boşluk Türkiyenin 15 yılda ağır can ve maddi kayıplarına uğrayarak durdurabildiği ve hala tehdidi altında bulunduğu bir terör süreci yaşamasına neden oldu.Bu gerçekler ortadayken ABDnin, Türkiyeden gözü kapalı biçimde kendi yanında yer almasını, sözlü vaatlerle her türlü yardımı sağlamasını ve Kuzey Irakta askeri komuta ve hakimiyeti ABDye bırakmasını beklemesi hayalci bir yaklaşım.Koşullar Türkiyenin ABDnin yanında yer almasını gerektirebilir, ama bu gözü kapalı değil, açık biçimde yapılacaktır.Ankaranın direnç göstermesi bu kez gözünü açık tutmak istemesinden kaynaklanmaktadır. fbila@milliyet.com.tr Türkiye ile ABD arasındaki görüşmelerin Washingtonun beklediği süratle sonuçlanmaması Ankaranın yoğurdu üfleyerek yemesinden kaynaklanıyor.