Gözde Yener Birman

Gözde Yener Birman

gozdeyener1@hotmail.com

Tüm Yazıları

İnci Holding Yönetim Kurulu üyesi Perihan İnci, Türkiye’nin potansiyelinin yüksek olduğunu belirtiyor, “Konsorsiyum ortaklarının her biri, kendi alanlarında uzman ve ülkenin öncü şirketleri. Yerli otomobil projesi bizim için kazanç” diyor.

Bu kadar zarif görüntünün altında demir gibi bir kadın var. Zannetmeyin suratsız, asabi... Aksine, su gibi ama; duruşu, tecrübeleri, kararları ile “İşte, Türkiye’de daha çok görmek istediğimiz kadın profili” dedirtiyor. İnci Holding’in yönetim kurulu başkanlığını yapmış, şimdi de yönetim kurulu üyeliği yapan Perihan İnci, bugünkü konuğum. Kendileri, Türkiye’nin en büyük jant üreticileri... Her şey tepeden inme gibi görünse de, aile şirketi dışındaki iş hayatında gösterdiği azim, başarı ve bugün şirketi getirdikleri noktayla, hiçbir şeyin şans eseri olmadığını gösteriyor. Bugün Sevinç Pastanesi Pazar Sohbetleri’nde Perihan İnci’nin hayatının her alanını konuştuk. Mutlu pazarlar!

Haberin Devamı

Yerli otomobil ülke için kazanç

- Bugünkü Perihan İnci’ye gelmeden önceki sürecinizden başlamak istiyorum. Aldığınız eğitimlerden başlayalım lütfen...

Galatasaray Lisesi’nden 1982 yılında mezun oldum, İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nü 1986’da bitirdim. Daha sonra 2007 yılında Harvard Business School Advanced Management Programı’nı (AMP) tamamladım.

- Aile içinde nasıl bir sistem var?

Aile, iş ve ortalık şapkalarını sorunsuz dengeleyebileceğimiz bir aile anayasası oluşturduk. Bu şapkaları birbirine karıştırmadan, aile konularını ailede, iş konularını işte çözmeye özen gösterdik. Kurucumuz babam Cevdet İnci’nin vefatından sonra yönetimde aktif rol oynayan 5 kız kardeş olarak, İnci Grubu’nu güçlü kurumsal bir yapıyla geleceğe taşımak, en önemli önceliğimiz oldu. 1995’te başlayan Aile Anayasası çalışmalarını 3. kuşak ile 2007’de revize ettik. Şirket kurumsallaşmasında gerekli adımları atarak ortaklık sözleşmelerini ve şirket sözleşmelerini revize ettik. Son olarak, bu 3 dokümanı birbiriyle uyumlu hale getirerek, tüm alanlarda oluşabilecek problemlere önlem almış olduk. Bu sağlam temellere inşa ettiğimiz sistemimizle, 2015 sonunda 2. kuşaktan son başkan olarak görevi 3. kuşağa devri gerçekleştirdim. 2. kuşakta 3’er yıl olan holding başkanlık görev süresini 5+5 yıla uzattık. Görev süresinin limitli olması. dinamik olmayı ve geleceği planlamayı gerektirdi.

Haberin Devamı

- Biraz bize şirketinizin kuruluşu ve bugünlere gelişinden kısaca bahsedebilir misiniz?

İnci Holding’in temeli, 1952 yılında babam Cevdet İnci tarafından atıldı. Bugün 66 yaşında olan şirketimiz, ağırlıklı olarak 3. kuşak tarafından yönetilen, Türkiye’nin örnek bir aile şirketi modelidir. 9 şirketimiz ve 2650 çalışanımız bulunuyor. Otomotiv tedarik sanayii, lojistik, otel ekipmanları sektörlerinde varlık gösteriyoruz. Jant ve aküde marka yarattık. Jant üretiminin temelleri ilk defa 1968’de atıldı. İlk akü fabrikamız 1984’te kuruldu. Brezilyalı Maxion ile jantta uzun yıllara dayanan ortaklığımızla örnek bir iş modeli sürdürüyoruz. Japon akü devi GS Yuasa ile 2015 yılında ortaklığa imza attık. GS Yuasa ile önemli bir know-how’a sahip olduk. Yuasa markalı aküler artık Manisa’daki fabrikamızda üretiliyor. Jantta da, aküde de tüm dünyada büyük otomobil markalarının birçoğuna üretim yapıyoruz. Türkiye’deki üretimimizin yüzde 63’ünü 100’den fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Türkiye’de otomotiv yan sanayiinin en büyük firmaları arasında yer alıyoruz. ISO ve TİM’in ilk 500 şirket sıralamasında yer alan 3 firmamız var: İnci GS Yuasa, Maxion Jantaş ve Maxion İnci.

Haberin Devamı

Fırsat eşitliği ve adalet

- 3. kuşağa pek geçemeyen şirketler nerede hata yapıyorlar, siz ne gibi önlemler alıyorsunuz?

Özellikle kurucunun ve 2. neslin gelecekte nasıl bir şirket hayal ettikleri son derece önemli. Konfor alanından feragat edip, gelecek üstüne konuşmak, planlamak ve olası problemleri öngörüp önlem almak, gerçekten çok zorlayıcı olabiliyor. En önemlisi, mümkün olan en erken zamanda tüm bunları konuşmaya başlamak, profesyonel yardım ve danışmanlık alarak aileye en uygun çözümleri oluşturmak için konsantre olup zaman ayırmak. Konuları tek tek ele alıp en geniş mutabakatı sağlayarak ilerlerken aynı zamanda eşit ve adil olmayı gözetmek gerekiyor. Pek çok ailede maalesef çocuklara, eşit fırsat tanıma ve adil olma konusunda zafiyet gösteriliyor. Adalet duygusunu ve fırsat eşitliğini zedelediğiniz anda, ailede çatışmaların önünü açmış oluyorsunuz. Yeteneği olmayan ama erkek olduğu için aile işletmelerinde kayırılan ve üst düzey yönetici konumuna getirilen çocuklar, buna iyi bir örnek. Bir görevin gerektirdiği yetkinlik aile üyesinde yoksa pekâlâ profesyonel yönetimler hem aile hem de şirketin geleceği açısından daha güvenlidir.

Bu sene holdingimiz 66. yaşını kutluyor. Aile olarak ise Mayıs ayı sonunda 41. aile meclisimizi gerçekleştirdik. Biz 20 senedir aile kurumsallaşması üstüne konuşuyor, çalışıyor ve bizden sonraki kuşağı sürdürülebilir bir geleceğe hazırlamanın yollarını arıyoruz. İşte tam da bu sebeple tüm şirketlere kendi değerleri doğrultusunda kapsamlı bir aile anayasası oluşturmalarını öneriyoruz. Ülkemizde aile şirketlerinin sürdürülebilirlik yolculuğunda ilham alabileceği çok güzel örneklerle karşı karşıyayız, hatta biz de bu konuda tecrübelerimizi paylaşarak katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Aile şirketlerinin kurumsallaşmasını ve sürdürülebilir büyümesini destekleyen 162 aile şirketinden ve 600 aile üyesi bulunan TAİDER derneğinin kurucusu Şerife İnci Eren, ailemizin mensubu ve beş kız kardeşin ortancası. Kendisiyle gurur duyuyor ve destekliyoruz.

- Türkiye’nin en büyük jant üreticisisiniz. Bu başarı çok önemli...

Maxion Türkiye Operasyonları olarak Avrupa’nın tek organizasyon altında binek, hafif ticari ve ağır vasıta ticari araçlar için çelik ve alüminyum jant üretimi yapan en büyük üreticiyiz. Toplam jant üretim kapasitemiz 12 milyon civarında. 2017’de 400 milyon dolarlık ciroya ulaştık ve 300 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Üretimimizin yaklaşık yüzde 75’ini ihraç ediyoruz. Artık otomotiv sanayiinin global tedarikçilerinden biri haline geldik ve global pazarda dev otomotiv firmalarına jant üretiyoruz. 5 kıtada 60 ülkeye jantlarımızı gönderiyoruz.

‘Sonuç iyi olacak’

- Yerli otomotiv konusunda ne düşünüyorsunuz?

Türkiye için önemli bir kazanç olacağına inanıyorum. Tedarik sanayii için ciddi kazanımlar elde edilebilir. Şu ana kadar kamuoyu ile paylaşılan çok fazla bilgi mevcut değil. Bu nedenle, konu hakkında çok fazla yorum yapmak doğru olmayacaktır. Ancak, kurumsal bir yapıda ve özel sektör mantığıyla yönetilmesi durumunda başarıya ulaşacaktır. Üretmek kadar pazarlama ile ilgili planlamanın baştan yapılması, hangi segmentte, hangi satış fiyatlarıyla pazarda yer alacağı gibi konuların belirlenmesi büyük önem taşıyor.

Üretilecek arabaya uygun altyapımız mevcut mu gibi sorunları göz ardı etmemek gerek. Örneğin; otonom olması planlanacaksa bizim yollarımızın altyapısı nasıl düzenlenecek? Ancak, irade mevcutsa her soruna çözüm bulunarak ilerlenecektir. Konsorsiyum ortaklarının her biri kendi alanlarında uzman ve Türkiye’nin öncü şirketleri. Bu nedenle, sonucun iyi olacağına inanıyorum.

- Bu süreçte şirket olarak nasıl bir tedbir ya da öngörüyle ilerliyorsunuz?

Babamızın güzel bir sözü vardır: “Kara gün, kararıp kalmaz.” Öngörü yapmıyoruz, olanı iyi takip ederek önlem almayı tercih ediyoruz. Türkiye, potansiyeli yüksek bir ülke, bu potansiyeli tam anlamıyla ortaya koyabileceğimize ve yapısal reformlarla hızla düze çıkılabileceğimize inanıyorum.

‘Yaşadıklarımız yansımamız’

- Zorlukların üstesinden nasıl geliyorsunuz?

Hayata karşı duruşun önemli olduğuna inanırım. Bazen onunla akmak, ayakları yere sağlam basmak, bazen de uyumu yakalamak gerekir. Hayat; sen onu nasıl karşılarsan, ona karşı nasıl bir duruş sergilersen, sana onu verir. Yaşadıklarımız, aslında bizim yansımamız. Bu nedenle, zorlukları bana verilen derslermiş gibi ele alırım. Onlardan kaçamazsınız. Onları karşılamanız, konsantre olmanız, dersinizi çalışmanız gerekir.

- İlginç bir hobiniz var, midye toplamak...

Topladığım midyelerimi çalışma odamın muhtelif yerlerinde muhafaza ediyorum. Onlara bakıp gittiğim yerleri hatırlamaktan zevk alıyorum.

Perihan İnci, her sorunun bir çözümü olduğuna inanıyor, “Onu bulmaya çalışırım. O ordadır, sadece ben göremiyorumdur” diyor. İnsanın bazen kabullenemediği için zorlandığını kaydeden İnci, şunları söylüyor: “Değiştiremeyeceğimiz, gücümüzün gerçekten yetmediği şeyleri kabullenmek, enerjimizi doğru yerde kullanmamızı sağlar. Yeldeğirmenleriyle savaşmak bana göre değil.”

Yerli otomobil ülke için kazanç