Zaman ve Nefes 3
Pintura Urla Sanat Galerisi’ndeki sergide bir araya gelen dört sanatçı eserleriyle geçmişten geleceğe adeta ayna tutuyor
'Zaman ve Nefes’ kısa sürede yüzlerce sanatseverle sanatçıyı buluşturan zamansız ve nefes kesen bir proje olarak karşımıza çıkıyor. Küratörlüğünü Yeşim Mançe ve Demir Atilla’nın geçekleştirdiği ‘Zaman ve Nefes 3’ sergisi 14 Temmuz-4 Ağustos arasında Pintura Urla Sanat Galerisi’nde dört değerli sanatçının eserleri ile bambaşka bir konsept ile bizlerle olacak. Sevinç Pastanesi Sohbetleri’nde bu hafta kaçırılmaması gereken bu serginin sanatçılarına sordum. Sanatsız kalmayın!
Sanatçı kimliğinizi nasıl tanımlarsınız ve eserlerinizde imzam diyebileceğiniz öğeler nelerdir?
ARZU TANLASI ERKAN: Yolculuğum tamamen içgüdüsel bir hareket ve doğadan gelen enerjiyle başladı. Dünyanın varoluş zincirindeki halkalardan esinlenip kendi varoluş çizgimizi sorgulama yolunda ilerlemeye devam ediyorum. Özellikle suda yaşayan canlıların mükemmel matematiği ve yaşamın kusurları eserlerimde benim imzam diyebileceğim öğeler.
İBRAHİM DİNÇOL: İnsanın azminin var olmak ve var olduğunu hissettirebilmekten geldiğine inanıyorum. Bana göre sanat bunun için en iyi araç. İçimdeki sınırsız hayal gücünü elimdeki materyallerle şekillendiriyorum. Bu nedenle verdiğim uğraş benim için meslek değil bir yaşam amacı. Var oluş benim eserlerimdeki imzam diyebilirim.
İHSAN HATİBOĞLU: Resimle olan maceram hayatımdaki iniş-çıkışlarda, aydınlık ve karanlıklarda hep bana eşlik etti. Her anımda benimleydi ve kendimi ifade tarzımdı.
Birlikte akıp giden zamanı paylaştık. Bu yolculukta, tarihi ögeler, eskiler ve yeniler imzam olarak şekil buldu.
NESLİHAN DEMİRCİOĞLU: Biz dediğimiz, gerçekte kimiz, nereden gelip nereye gideriz, nasıl bir maddesel ortamdayız, maddeden öteye nasıl bir potansiyelin zerresiyiz? Ve uçsuz bucaksız enerji deviniminin, dünya kılıfındaki sınırlı alanında nasıl özgürleşilir, saflaşılır? Eserlerim yoluyla aradığım, kendimden öte bir sonsuzlukta seyir halidir. Gönlüme çarpan, dokunan, uzanan tüm enerjilerin bir nedeni ve sebebi olduğunu bilerek ve sorgulayarak, ruhsallıktan uzanan, maddeyle dünyada şekillenen bir yolculuktayım.
Zaman ve Nefes 3’ sergisi hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
ARZU TANLASI ERKAN: Hep birlikte bir varoluş hikayesi anlattığımızı düşünüyorum. Her birimiz yaşama ve inanca farklı perspektiflerden bakıp yorumladığımız eserler ortaya koyuyoruz ve zamanda nefes gibi değerli bir olguyu ifade ediyoruz.
İBRAHİM DİNÇOL: Farklı materyallerle çalışıp, farklı ifadelerle ortak bir duyguyu ifade etmeye çalışıyoruz. Bizi bir araya getiren şeyin duygularımızın bütünlüğü olduğunu düşünüyorum.
İHSAN HATİBOĞLU: Anı anlayan ve yaşayan, zamanı ve onun macerasını anlar. Zaman ve nefes bence geçmişten geleceğe bir ayna tutuyor. Bu da benim için tam bir içe dönüş.
NESLİHAN DEMİRCİOĞLU:
Zaman partikülünde, Tertemiz saf bir nefesle şişirilmiş bir mavi balonun içinde her şeyi tekleyerek asılı kaldım. Andaydım... Hakikate ulaşmaya çabalı birçok gerçeklik baloncuklarının olduğunu bilerek, içimdeki şeffaf bedenler Bir olmuşlardı artık. Hayallerle ulaştığım gerçekliğim ile hakikat duvarında asılı olmak, birçok şeyi anlamayı kolaylaştırıyor diye düşündüm.
Tek bir nefesle, ‘’Tek Nefesin ve Zamanın’’ içinde zaten asılı değil miyiz?
Hayat değil mi, anın enerjisindeki kayıtlarımızla yönlendirdiğimiz?
Hayat dediğin anların, nefeslerin toplamı değil mi?
Zaman dediğimiz akan güçlü helezoni bir nehirdir, geçmişten geleceğe akan, her dere taşından yaşam kayıtlarını alan ve gerçekliğini, anların ve nefeslerin toplamı ile oluşturan.
