TOPKAPI Sarayı’ndaki Ayla Erduran konserine ilgi büyüktü.
Oysa... Daha önce İdil Biret’in konseri sürerken yapılan gösteriler, “İçeride şarap içiliyor” diye atılan tehdit sloganları sonrasında “çekinme psikolojisi” oluşabilirdi. Konsere gelenlerin sayısı azalabilirdi.
2 bin dolaylarında izleyici sayısı “çekinme” değil, “tepki” psikolojisinin işaretidir. Bir salon konserinde klasik müzik dinleyicilerinin 500’lü sayılarda kaldığı dikkate alınırsa, 2 bin “iyi” sayılacak bir katılımdır, üstelik radikal grupların saldırı olasılığına rağmen...
AYASOFYA’DA İBADET İSTERİZ
YUKARIDAKİ gerçeklerin gençleri Topkapı’ya gönderen “istemezük” odaklarında bilinmediğini düşünmüyorum.
Aslında daha derinlerden yüzeye vuran dalgalar görülebilmeli.
“İstemezük” odakları uzun süre “Ayasofya’yı” hedef almışlardı.
Her yıl İslam için daha duyarlı olan aylarda “Ayasofya ibadete açılmalı” diye yayınlar yapılırdı.
Eylemler konurdu.
Dine dayalı siyaset lobisinde bu tavrın getirisi vardı.
İktidarlar bu talepler sokağa döküldüğünde, gazete manşetlerine taşındığında zorlanırlardı.
“İstanbul’un Fethi’yle İslamın en büyük zaferinin sonucu Ayasofya camiye dönüşmüş değil miydi?”
O halde neden ibadete kapalı olabilirdi?..
Zamanla, Ayasofya’nın artık müze olduğu gerçeği içe tam sindirilemese de kabullenildi.
Ayasofya üzerinden radikal siyaset oyunları sahnelenmiyor.
Buna karşılık...
Topkapı Sarayı, hilafetin simgesi olarak, dine dayalı siyasetin yeni hedefi seçilmiş olabilir.
İşte böyle kuşkulara yol açabildiği içindir ki, Ayla Erduran konserinin iptal edilmemesi, konsere gösterilen ilgi, Atatürkçü, laik tavır, önemsiz bir ayrıntı bile olsa içki servisi anlamlıdır.
Burada demokrasinin erdemleri kapsamında, Topkapı Sarayı’nın başka etkinliklere de açık olması gereğine de işaret etmeliyim.
Örneğin... Bana ulaşan bazı bilgilere göre, ramazanda, Topkapı Sarayı mekânlarında “genç hafızlar” yarışması yapılacakmış.
Böyle etkinliklerin fotoğrafları sağ medyada büyük gösterilir ve genellikle “Öttü İslam bülbülleri Allah deyu deyu” başlığı konur.
Bu da yadırganmasın.
Çok renkli ve çok sesli demokrasilerde konçerto da, ilahi de seslendirilmeli...
Aya İrini’de de Protestan ilahileri dinlemedik mi?
Birlikte uygarca yaşamanın çerçevesini lafla çizmek yeterli değil.
İçini de doldurmalıyız.
ERDURAN: ‘OTURMAM’
BÜTÜN bunların arasında Ayla Erduran gibi büyük bir sanatçının ve onun müziğinin geri planda kalmaması gerek.
Güvendiğim bir müzik teorisyeni “Ayla Erduran dünyada müzik cümlelerini en iyi yorumlayan birkaç sanatçı arasındadır” dedi.
Yani... Bir klasik müzik akışında bölümler var.
Her bölümün içinde notalarla oluşan cümleler...
Onların ve birinden diğerine geçiş yorumu tıpkı edebiyatta cümlelerin farklı okuyuşları gibi müzikte de farklı oluyor.
Ayla Erduran rahatsızlanınca sahne arkasından devam etmemesi mesajı gelmiş. Erduran “Devam edeceğim” cevabını vermiş.
“O halde oturarak çalın lütfen” diye rica edilmiş. Onu da dinlememiş, diretmiş:
“Konser kemancısı oturmaz.” Ayla Erduran’a hem konser hem de bu konser bağlamında oluşan çağdaş duruş nedeniyle alkış...