Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


İnsan yaşarken çok anlamıyor... Çoğu kez aradan zaman geçmesi ve şöyle dönüp geriye bir bakmanız gerekiyor. Buğulu gözlerle geçmişe bakıyor, görüyor ve de anlıyorsunuz; kazanılanları ve yitenleri, bunların önemini.
Bugün veda edeceğimiz yılın anlattıklarını da belki çok uzun yıllar sonra şöyle bir geriye dönüp baktığımızda anlayacağız. Belki bu yıldan önce de Avrupa’da herkesin haberdar olduğu ve önem verdiği bir ülkeydik, ama dünya futbolunda adı geçmeyen bir toprak parçası olmaktan 2002’de çıktık. Dünya’nın en çok ilgi çeken spor organizasyonunda, şampiyonu en çok zorlayan ekip ve dünya üçüncüsü olarak hatırlanacağız artık.
Dönüp bakacağız ve göreceğiz. Umarım gördüğümüz bir büyük futbol ilerleyişinin ilk adımlarından biri olur. Umarım zamanında bu derecelere ulaşmış, ama sonra eski alışıldık seviyesine dönmüş ülkelerden biri olmayız. Çünkü biliyoruz ki, zamanında ABD’den, isveç’e, Bulgaristan’dan, Hırvatistan’a, Uruguay’a, Çekoslavakya’ya birçok ülke buralara geldiler, ama sonra duramayıp düştüler. Umarım bizim için bu bir son değil, başlangıç olur.
Dünya üçüncülüğüne ulaşırken, elemelerde, play - off’ta, kupa sırasında ve üçüncülüğü kazandıktan sonra hep tartıştık. "Bu takım daha iyisini yapabilirdi", "Kupayı kazanabilirdik" diyenler oldu. Belki hepimizin içinde buna dair küçük kuşkular kaldı. Belki gerçekten kazanabilirdik. Ama diğer taraftan "Kura şansı sayesinde buraya kadar gelebildik, yoksa buraları hiç hak etmedik" diyenler de az değil. Belki hepimizin içinde küçük bir kuşku kaldı. Belki gerçekten biz, buralara gelecek bir futbol seviyesini hiç yansıtamadık. İşte bu güncel tartışmada, neyin gerçekten doğru olduğunu da görebileceğiz günün birinde... Ve tabii bu adımı nasıl değerlendirdiğimizi... Göreceğiz... Bu başarıyı, üzerine yatıp, senelerce anlattığımız bir efsaneye mi çevirmişiz, yoksa bir başlangıç noktası olarak mükemmel değerlendirdiğimiz bir yol ve ufuk açıcı olarak mı?
Umarım bir gün dönüp baktığımızda, Dünya futbolunun zirvesindeki futbolumuzun ilk büyük adımlarının atıldığı yıl olarak görürüz 2002’yi... Hani sonrasında sürekli ilerlediğimiz o ilk büyük başarı. Bir yıl sonrasında yeni bir UEFA şampiyonu çıkarışımızı, bir sonraki yıl ise Portekiz’deki en iyi takıma sahip oluşumuzu...
Yani, umarım bir gün dönüp bir bakarız ve görürüz ki en kötü yılımız böyle olmuş! Umarım!
Mutlu yıllar!