Mehmet Demirtaş

İzmirliler, Anayasa’nın tanıdığı seçme ve seçilme hakkını gerektiği gibi kullanamıyor.

Çünkü; kendi seçtikleri değil, Ankara’nın seçtikleri kazanıyor. Tepeden iniyorlar.

Karşıyakalılar stadını istiyor.

İzmir’de yeni stat projesini yaklaşık 26 yıl önce ilk gündeme getiren kulüp olmasına rağmen stadyum konusunda en mağdur ekip olarak kalan Karşıyaka’nın bekleyişi devam ediyor.

İktidar ve muhalefet milletvekilleri, belediye başkanları, il başkanları tarafından çoğu kez ‘O stat yapılacak’ denilmesinin üzerinden yıllar geçti.

Hala ‘Karşıyaka Stadı’na kavuşamadı...

Yine bir seçim atmosferine girdik.

Adaylar sahaya çıkacak.

“Kötülerin kazanması için iyilerin seyirci kalması yeterlidir.” demiş Edmund Burke... Tam da Büyük Altay’ın şu zor günlerini tek kelimeyle anlatan bir söz. Altay bir bir eriyor; camia büyükleri ve bu zor günleri yaşanmasına sebep olanlar sadece izliyor... Spor Toto 1. Lig’de ikinci yarının ilk maçında deplasmanda Yılport Samsunspor’a 2-1 kaybedip son 3 maçını yenilgiyle kapatan Altay’da Teknik Direktör Sinan Kaloğlu, isyan bayrağını açtı. Genç teknik adam, “İzmir kenti ve Altay camiası bizleri yalnız bıraktı. İzmir ve Altay ne kadar daha kafasını kuma sokacak? Bu çocuklar ilk yarıda bu kadar olumsuzluğa rağmen kimsenin beklemediği puanlar topladı. Oyuncularımız daha ne kadar sabredecek? Oyunculara teklifler var. Hafta içi boşa çıkacak oyuncular var. Futbolcularımızı nasıl tutacağız? İzmir ve Altay’a sesleniyorum. Bu çocuklara yazık değil mi? Samsunspor’u tebrik ediyoruz. Rakibi analiz edecek programa bile giremiyoruz. Çünkü buna paramız yetmiyor. Oyuncularımı motive etmekte zorlanıyorum”

Göztepe'nin ilk yarı röntgenini çekmek gerekirse göze çarpan ilk done, en ileri ucun tabela katkısını istenilen seviyede verememesi olmuştu. Defans görevini her geçen hafta yapmış, kaleci Ekrem performansının üzerine koyarak ilerlemişti. Onlar iyi oynadıkça tribünlerden sunulan şükranlarla bir sonraki maça daha fazla adapte olabilmişlerdi. Ardından Altay derbisi sonrası taraftarından yoksun olan sarı kırmızılıların ikinci perdedeki yansıması nasıl olacak, merak konusuydu. Fakat elde köpüklenmeyen iştahları, zihinsel durgunluk ile ortaya henüz imza oyun koyamamalarından öte bir şey yok. Dibe çöken tortu gibi hareketsiz ve de durağan kalmışlar. Doğaçlama futbolla bu lig geçmiyor, geçmez. Dağıtılan toplardaki final vuruş noksanlığı size puan getirmez. Boş tribünlere oynamak elbette futbolda en istenilmeyecek şeylerden bir tanesi belki ama oyunun hiçbir evresinde kazanmaya yakın olamamayı salt bu sebebe bağlayamaz kimse. Kolektif olarak vasatı aşamama problemi, öz güvenlerini hayli yıpratmışa benziyor. Yönetim ve kenar çizgi de

Sürekli aynı soruya muhatap olduk.

Hep aynı soru...

“Ne olacak bu takımın hali?”

Hala bulamadık yanıtını.

2022’nin son günleri bir hareketlilik gözlemledik Büyük Altay’da.

Yeni dönem kurullarını bir türlü oluşturamayan siyah beyazlılar, ilk genel kurula kadar görev yapmak üzere Yüksek Divan Kurulu’nu belirledi.

Ayfer Elmastaşoğlu önderliğinde birbirinden değerli 20 isim divanda görev alacak. Umut ediyorum ki Altay’ı yaşadığı zor günlerde ayakta tutabilmek adına var güçleriyle mücadele edecekler. 

O kadar başkan ve yönetim geldi geçti.

TFF 2. Lig Kırmızı Grup'ta zirve mücadelesi veren Bucaspor 1928, ilk yarının son haftasında evinde düşme hattındaki Diyarbekirspor'u 4-0 yenerek maç fazlasıyla liderlik koltuğuna oturdu. Sarı lacivertliler bu galibiyetle 41 puana yükselip yeni yıla mutlu girdi

Bucaspor 1928, Türk futbol dinamiklerinin en zor manevralarını yapmaya devam ediyor.

Ülkemizde düşen takımlar ya en dibe kadar çöküyor ya lig atlamak için zamanla yarışıyor ya da asansör takım olarak kimliklerinden uzaklaşıyor. Bu normların dışındaki Fırtına, her sene iddiasını koruyarak nitelikli bir savaşım örneği sergiliyor.

Son olarak Diyarbekirspor karşısında 4-0’lık skorla sürklase eden yengi de bunu belgeler nitelikte. Hücum stratejilerinin net bir çıktısı adeta. Var olan iştahları her geçen hafta daha iyi bir kıvama geliyor. Bence bu takımın en belirgin hüviyeti, zihinlerindeki gelişim ve ilerleme seviyesinin kramponlarına sirayet etmesi. Düşündüklerini alanda uygulamada kusursuzlar. Kenar yönetimin prensiplerine net bir biçimde uyduklarını da söylemeliyiz.

Spor Toto 1. Lig'de son 6 maçını kaybettikten sonra düşme hattındandan kendini kurtaramayan Altınordu, Play Off potasında yer alan ve ilk 2 yarışı içerisinde olan Bodrumspor'a 2-0 kaybetti. Bir türlü aradığı çıkışı yakalayamayan kırmızı lacivertliler, yine hüsran yaşadı

Altınordu, içinden geçtiği mental yorgunluğun etkisiyle 6 maçlık kısır bir döngünün içerisinde Bodrumspor'un karşısına çıktı. Akıllardaki bu yorgunluğun fiziksel kapasitelere inmesiyle yıpratıcı, zorlayıcı bir eşikteydiler. Gol için en büyük umutları Ahmet İlhan'ın da üretimde noksan olan arkadaşlarına eşlik etmesiyle umulmadık bir etabın içindeydiler. Yani kenar yönetimi çizgide teşhisi koysa da tedavisi sahada yapılamadı. Konuk Bodrumspor ise nitelikli faaliyet gösterdiği Gençlerbirliği önünde hata yapmadan geldi İzmir'e. Güzel günlere dönüşün ateşini harlama niyetindeler. 12. dakikada rakibinin tabelayı ikiyle değiştirse de ev sahibi, aslında istekliydi. Yeşil beyazlıları hataya zorlayıp alan bulmaktı tek derdi. Bodrumspor ise,

İzmir, ülkemizde insanların bir arada huzur içinde yaşadığı 7-8 ilden birisi.

Yıllardır, sağcısı, solcusu, kürdü, lazı, çerkezi ve Türk’ü yan yana hayatlarını idame ediyorlar.

Aynı okullarda eğitim görüyorlar.

Kız alıp, kız veriyorlar.

Kentin bir de ortak kültürü var.

Vatana, bayrağa ve Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmak.

Son günlerde bu birlik ve beraberliği çekemeyenler, sahneye çıkmaya başladı kentte.

Göztepe-Altay arasında oynanan İzmir derbisinde kendilerini gösterdiler ve kimsenin tasvip etmediği olaylara tanık olduk.

Spor Toto 1. Lig’de Altay, evinde Dyorex Boluspor’u 5-1 mağlup etti. 6 maç seyircisiz oynama cezası alan siyah beyazlılar, sahaya taraftarından yoksun çıktı. Zaferi getiren golleri Salih, Eren, İbrahim, Paixao (P) ve Zeki kaydetti. İzmir ekibi, bu skorun ardından 21 puana yükseldi ve yenilmezlik serisini sürdürdü

Hepimiz aynı mahallenin evlatlarıyız. Aynı sokak taşlarını arşınladık, köşebaşlarında ağladık ve kaldırımlarda sevdalandık. Farklı kapılardan farkı tutkularla çıktık. Bazen kızdırdık, bazen alay ettik. Ancak raconuna göre oynadık, birbirimizi hiç mi hiç yıpratmadık. Çünkü bu coğrafya rakibe, şehre, emeğe ve emekçilere saygı duymayı iliklerimize dek anlattı, aydınlandık.

Geçen hafta kenti hüzne boğan olayların ardından yazılarımızın üstüne yazı kondurmak takdir edersiniz ki pek kolay olmadı, olmayacak. Lakin yaşam sürüyor, zaman akıyor elbet.

1. Lig’de 16. haftayı geride bıraktık. Devreye çok az bir zaman kaldı. Artık takımlar adına elimizde çeşitli doneler mevcut. Siyah beyazlıların bu sezon mücadeleci ruhu, deneyimli,