Cumhuriyet’in kuruluşu hatalıydı o yüzden ülkede demokrasinin gelişmesi mümkün olmadı... Cumhuriyet’in demokrasi ayağı eksikti... Vs...
Bugünü kurtarmak, düne kara çalmak isteyenlerin hainane bir mazereti de budur.
Cumhuriyet’in demokrasi ayağı eksik kaldıysa çok partili düzenin başladığı 1950’den bu yana gelip giden iktidarlar neden tamamlamadı?
Bugünün iktidarı demokrasi ve hukuku egemen kılmak istiyor da önlerini “Cumhuriyet” adı verilen bir gizli güç mü kesiyor? Cumhuriyet’in bağımsızlık, laiklik gibi temel ilkelerini ortadan kaldırmayı bildiniz de içine demokrasi koymayı mı beceremediniz?
Cumhuriyet’in temel şiarı olup Meclis duvarına asılan: “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesine uydunuz mu?
Yoksa Cumhuriyet’i bir kenara itip içinizdeki rant, kâr, avanta, cukka hırslarına mı teslim oldunuz? Kişiliğiniz Cumhuriyet erdemlerini, bağımsızlık onurunu taşımaya yetmediyse bunun suçu Cumhuriyet’te mi?
Cumhuriyet’in demokrasi ayağı eksik kalmışmış... Dünkü manzaraya bakın... Gençlerin toplanıp ellerinde bayraklarla iki kilometre yürümesine izin vermediler. Binlerce polisi Taksim’e yığdılar.
Bu faşizm kimin eseri? Cumhuriyet’in mi?
Özürler yavrularım!
“Çocuklarım, yavrularım! Sizden özür diliyorum!
Son elli yıl boyunca, Atatürk’ün kutsal mirası olan Cumhuriyet’i, onun istediği şekilde koruyamayanlar adına sizden özür diliyorum.
Çünkü bizler, Cumhuriyet değerlerine karşı hayırsız bir evlat gibi davrandık.
Cumhuriyet’in nimetlerini, bir mirasyedi savurganlığıyla har vurup harman savurduk.
Ne onu korumak için güçlü bir irade oluşturabildik ve ne de onu yıkmak isteyenlere engel olma zahmetini gösterdik.
O kutsal Cumhuriyet mirasını aymazca tüketerek yan gelip yatan bizler, şimdi sizlerden onu kurtarmanızı bekliyoruz.
Sizlerin; Gezi’de, Kuğulu Park’ta, Ortadoğu Üniversitesi’nde, Gündoğdu Meydanı’nda... Hatay’da, İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Cumhuriyet için ayağa kalkmanızı...
Gözlerinizi, kollarınızı, ruh sağlığınızı ve hatta yaşamınızı kaybetmeniz pahasına, bizim yapmadığımızı yapmanızı istiyoruz...”
Prof. Suat Çağlayan’ın Odatv’de yazdığına göre... Bu konuşmayı bir veli dün okuldaki törende yapıyor. Aynı törende bir öğretmen, müdüre “Andımızı okutsak mı?” önerisi yapıyor. Müdürün cevabı:
- Sen benim buradan sepetlenmemi mi istiyorsun?
Yavuz
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Metin Hülagü, Bugün gazetesinde ilginç açıklamalar yapıyor. Örneğin Marmaray’a Abdülhamit’ten esinli “Hamidiye” adı verilmesini öneriyor. Çırağan Sarayı’nda tarihçilere “Yavuz Sultan Selim” cübbesi giydirecekmiş. Nedenini şöyle açıklıyor:
“Türk Tarih Kurumu’nun kuruluş kanununda şeref üyeliği var. Maksadımız tarih alanında çalışmaları öne çıkmış akademisyenleri onore etmek.
Klasik bir cübbe giydirmek yerine seçkin insanlara, seçkin bir cübbe giydirmek istedik. İngiltere’de doktora yapan, sanat tarihçisi bir arkadaşımızın önerisi oldu. Topkapı Sarayı’nda Yavuz Sulan Selim’in bir gömleği var, o gömleğin üzerindeki motiflerin sergilendiği bir cübbe yapmaya karar verdik...”
Bakalım ilk seçkin cübbeler kimlere verilecek?
Abdullah Gül’ün doğum günü 29 Ekim’miş... Biz de Cumhuriyet değerlerinin bir bir yok edildiği bir ortamda
“29 Ekim’de Çankaya’da ne kutlanıyor acaba?” diye düşünüyorduk.
***
Erdoğan “Marmaray asrın değil, asırların projesidir” diyor.
Trafik sorununu yabancılar “normal projelerle” çözerken,
AKP’liler “asırların projesiyle” bile çözemiyor...
Akif Kökçe
RAY
Marmaray’ın Kadıköy - Kazlıçeşme bölümü açıldı. Hayırlı olsun... Büyük bir yatırım... Ama planlaması iyi yapıldı mı? Hat doğru mu? Ulaşımı umulduğu kadar iyileştirecek mi? Kuşkuluyuz...
Başbakan ölçülü konuştu... Açılışı 29 Ekim’e raslatmanın Cumhuriyet’i yüceltmeyi amaçladığını söyledi. Geçmişin başarılarını küçültmeye çalışmak yerine kendi yaptıklarını anlattı. Cumhuriyet’in ilanına giden yolun zorluklarından söz etti... Başbakan’ın bir konuşmasını muhalefeti eleştirmeden tamamladığını görmek ayrıca bir keyifti!
