Nil Kural

Nil Kural

nil.kural@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Aşkta bencil ol, asla yenilme


Ödünç Sevgili” vizyonda sık sık karşımıza çıkan Hollywood romantik komedilerinin şimdilik en yenisi. Filmin odağında iki yakın arkadaş var: Eğlenmeyi bilen, şımarık parti kızı Darcy ile ciddi, iyi huylu avukat Rachel. Darcy yıllar önce Rachel sayesinde tanıştığı erkek arkadaşı Dex’le evlenmek üzere. Rachel’ın 30’uncu yaş gününde Dex ve Rachel ilk tanıştıkları günden beri birbirlerine âşık olduklarını fark ediyorlar. Dex bütün film boyunca, bunu Darcy’ye söyleyip söylememe tereddütü yaşarken, Rachel da kazanan taraf olma isteği ile vicdan azabı arasında gidip geliyor.
“Kazanan ol”, “Ne istediğine karar ver ve onu elde et” gibi başarı mesajlarıyla dolu olan “Ödünç Sevgili”, izleyicisine egoist olmayı öğütleyip kendi ahlak anlayışı içinde “ezik olmama” dersi veriyor.
Filmin karakterleri ise antipatiklik konusunda yarışır gibiler. Ama sanırız bu yarışta ipi göğüsleyen, Kate Hudson’ın canlandırdığı Darcy. Bu tüyleri diken diken eden karakterin, senaryo icabı terk edilen kadın olması istendiği için katlanılmazlık düzeyi özellikle artırılmış. Aslında filmin tek katlanılabilir karakteri, Sam Mendes’in “Away We Go”sunun başrolünden hatırlanabilecek John Krasinski’nin, iyi bir performansla canlandırdığı Ethan. Ama o da maalesef bir yan karakter.
2004 yapımı “The Girl Next Door”dan tanıdığımız Luke Greenfield’ın yönettiği “Ödünç Sevgili” kazanma arzusunun aşk ve arkadaşlık ilişkilerinin temeline oturtulduğu, iki saate yakın süresinin hakkını veremeyen bir romantik komedi.

“Ödünç Sevgili / Something Borrowed”
Yön.:
Luke Greenfield
Oyn.: Ginnifer Goodwin (Rachel), Kate Hudson (Darcy), Colin Egglesfield (Dex),
John Krasinski (Ethan) Sen.: Jennie Snyder
Gör.: Charles Minsky Müz.: Alex Wurman




Aşkta bencil ol, asla yenilme

Hollywood’a selam gönderen Fransız
Zor Hedef”in ana karakteri Samuel (Gilles Lellouche), doğum için gün sayan karısıyla mutlu bir hayatı olan bir sağlık görevlisi. Samuel bir gün hastanede yaralı olarak yatan Hugo Sartet’in (Roschdy Zem) öldürülmesini
engelliyor. Kısa süre sonra evini basan tanımadığı adamlar, karısını kaçırıp Sartet’i birkaç saat içerisinde hastaneden çıkarmasını istiyorlar. Samuel mecburen bu görevi kabul
ediyor ama kendisini bir kanun kaçağı olarak çeşitli
entrikaların içinde buluyor.
Hollywood işi aksiyonları aratmayan, tempolu bir filmle karşı karşıyayız. Ticari ABD sinemasının kurallarına göre hareket eden film, hiçbir orijinalliği kalmamış formülleri uyguluyor. Ama doğru uyguladığı için ilgiyle izlenebiliyor.
Fransız sinemasının ticari başarıyı hedefleyen yönetmenlerinin son dönemde en çok tercih ettiği tür aksiyon.


Devlet eliyle kaçak av
Norveç filmi “Troll Avı / Trolljegeren”, “Blair Witch Project” ve “Cloverfield” gibi sahte belgesel anlatımını tercih ediyor. Norveç’in ormanlık bölgelerindeki ayı avları bir grup üniversite öğrencisinin dikkatini çekiyor. Kaçak avlanan Hans’ın peşine takılan gençler, onun hükümetin gizli tuttuğu trolleri avlayan bir devlet görevlisi olduğunu keşfediyor.
Andre Ovredal’ın yönettiği, Johanna Morck, Tomas Alf Larsen ve Morten Hansen’in rol aldığı film, esprili bir yapıya sahip ama anlatım olarak yeni bir şey sunmuyor.

Haberin Devamı

Görev: İlişkiyi bitirmek
Televizyon kökenli yönetmen Pascal Chaumeil’in yönettiği “Gönül Avcısı / L’arnacoeur”nın ana karakteri Alex’in (Romain Duris) ilginç bir işi var. Para karşılığında, kara kedi olup ilişkileri bitirmek... Yeni görevi, zengin ve güzel Juliette (Vanessa Paradis) ile ona çok uygun görünen İngiliz milyonerinin evliliğini engellemektir. Ama bu diğerlerinden daha zorlu bir iştir.

Haberin Devamı

Cesur yönetmenin hazmı zor filmi
Kyung Chul (Min-sik Choi) kadınlardan seçtiği kurbanlarını işkenceyle öldüren bir seri katil. Emekli bir polisin kızı olan Joo Yeon (Oh San-ha) da onun kurbanlarından biri. Nişanlısı gizli ajan Soo-hyeon Kim (Lee Byung-hun) katilin peşine düşüyor ve onu bulmayı başarıyor. Ve sadizm konusunda Kyung Chul’u aratmayan yöntemlerle yavaş yavaş intikam almaya başlıyor.
Güney Kore sinemasının parlak isimlerinden Kim Jee-woon, “A Tale of Two Sisters” ve “A Bittersweet Life”la dünya çapında bir üne kavuştu. Şimdi de yeni filmi “Şeytanı Gördüm / I Saw The Devil”da bir seri katil öyküsüyle karşımıza çıkıyor.
Güney Kore sinemasının takipçilerinin bildiği gibi şiddet ve intikam, bu ülkeden çıkan çağdaş yönetmenlerinin kafasını en çok kurcalayan konular arasında. Çoğunlukla üsluplarında sert ve cesur hareket eden yönetmenler, izlenmesi ve hazmedilmesi zor filmler ortaya çıkabiliyorlar. “Şeytanı Gördüm” de bunlardan biri. Uzun süresi ve şiddet dozunun yüksekliğine rağmen, karşımızda bu ülke sinemasından çıkan yapımları sevenleri memnun edebilecek bir film var.

Babanın geçmişindeki sırlar
ABD ve İspanya ortak yapımı “Devlerin Günahı / There Be Dragons”, İngiliz yönetmen Roland Joffe’nin imzasını taşıyor. Filmde genç bir gazeteci, İspanya İç Savaşı’nda mücadele vermiş babasının geçmişini araştırmaya karar veriyor. Bu araştırma sırasında babasının en yakın arkadaşlarından birinin azizlik mertebesine erişmek üzere olan bir adam olduğunu keşfediyor. Araştırma derinleştikçe, bazı sırlar açığa çıkıyor. Film aralarında Charlie Cox, Wes Bentley ve Olga Kurylenko’nun da olduğu bir oyuncu kadrosuna sahip.