Ateşle su arasında Adrasan

Arkanızda heybetli Toros dağları, karşınızda uçsuz bucaksız uzayan Akdeniz, Torosların eteklerinde hiç sönmeyen ateşin yandığı Çıralı... Efsanelerin izinde güneyde bir yolculuğa hazır mısınız?

Antalya’ya yakınlığından ötürü kolay ulaşılan Adrasan, iki kilometrelik sahiliyle huzurlu ve gönlünüzce bir tatil vadediyor. Yola aracınızla çıktıysanız bu bir avantaj elbette ama yola araçsız düştüyseniz Antalya otogarından belli saatlerde minibüsler kalkıyor Adrasan’a; şayet yol üzerinde bir yerden binmek isterseniz mutlaka telefon ederek nereden bineceğinizi bildirmeniz gerekir. Çok sayıda olmayan minibüs seferlerinin belli bir saatten sonra yapılmadığını da hatırlatayım; o nedenle servis saatlerini öğrenmenizi öneririm.

Adrasan’da tatil yapmak isteyenler için güzel ve her bütçeye uygun otel, pansiyon, bungalov ve kamp yerleri var. Karavanla yola çıkanlar için Adrasan’da karavan park yeri var. Adrasan’a yakın bir yerlerde tatil yapacaksanız, buraya günübirlik uğrayıp sahilde keyifli bir gün geçirebilirsiniz.

Mekân önerileri

Birkaç öneri vermek gerekirse kamp yapmak isteyenler için Gonca Camping, konumu ve denize yakınlığı dolayısıyla uygun bir mekân. Makul ücreti ve mekân sahiplerinin ev sahipliği nedeniyle çoğu kişinin tercih ettiği bir kamp yeri.Güneş’in Yeri, Efruze, Ren, Portakal, Zeytin Camping de seçenekler arasında. Adrasan’da yemek yemek için pek çok adres var. Saide Cafe&Restaurant, Arikanda River Garden, Paradise Cafe’nin dışında Chill House Lounge da bir diğer seçenek. Genelde tüm işletmeler Akdeniz ve Türk mutfağı, vejetaryen ve vegan seçenekler de sunuyor. İşletmeler, aşağı yukarı saat 09.00 gibi kapılarını açıyor ve geç saatlere kadar açık kalıyor. Kaptan Ali Bungalow da doğanın içinde minik bir otel, yemekleri çok güzel olan bir aile işletmesi. Kendi tekneleri de var. İsterseniz kiralayabilirsiniz.

Tekneyle Suluada’ya

Tekne, Adrasan’dan diğer koylara ve özellikle de Suluada’ya gitmek için gerekli. Bu geziler için önceden rezervasyon yapılmıyor; saat 10.00’da yola çıktıkları için sabah erkenden Adrasan sahilde olmanız yeterli. Teknelerden birine binerek çok keyifli bir Suluada macerasına çıkabilirsiniz.

Suluada, Antalya Körfezi’nin en batı ucunda bulunan Türkiye’nin minik Akdeniz adalarından biridir. İsmini de adadaki tatlı su kaynaklarından alır. Harika bir kum ve kumsala sahip Suluada’da çok güzel iki plaj var. Buralarda güneşlenebilir, denize girebilirsiniz. Fakat Suluada’da kalmak, gecelemek, kamp yapmak mümkün değil, yemek yiyecek bir yer de yok. Bu gezide öğle yemeği teknede yeniyor. Akşamüstü Adrasan’a döndüğünüzde rüya gibi bir gün geçirmeniz garanti.

Tatil sizin için sadece deniz, güneş ve kumdan ibaret değilse en yakın antik şehir Olympos’u gezebilir, Çıralı’ya da gidebilirsiniz. Olympos antik kenti, Likya Birliği’nin doğusunu temsil eden ve Phaselis’ten sonra ikinci önemli liman kentiydi. Antik Çağ’da kenti iki yakaya bölen nehir yatağının iki tarafına yayılan Helenistik, Roma ve Bizans kalıntılarını ziyaret etmek isterseniz sağlam bir ayakkabı giymenizi öneririm. Kaptan Eudomos’un lahdini görmeden buradan ayrılmayın.

Yanartaş’ın alevi

Olympos’un doğusunda, sahilden 300 metre ileride caretta carettaların yumurta bıraktığı muhteşem kumsalıyla Çıralı’nın birkaç kilometre uzağında Yanartaş’ta hiç durmadan kayaların arasından çıkan alevler, yer altına hapsedilen Khimaira canavarının ağzından saçtığı alevlerin bir kısmıdır efsaneye göre. İşin gerçeği ise bu alevlerin metan gazının yüzyıllardır aynı noktadan yeryüzüne ulaşması sebebiyle oluşmasıdır. Özellikle karanlıkta çok güzel görünen bu doğa olayını Bellerophontes efsanesi eşliğinde gezmeniz çok keyifli olacaktır. Kanatlı at Pegasus’u ve ağzından alevler saçan Khimaira canavarını da yanınızda hissedeceksiniz.