Fethiye’de gönüllü tatil

Artık seyahatlerimizi; çevreye verdiğimiz zararı, bununla nasıl baş edebileceğimizi, yaptığımız yanlışları ve geleceğe ne bıraktığımızı düşünerek planlamak isteyebiliriz

Birleşmiş Milletler ve Avrupa Parlamentosu’ndaki liderlere 2019’da, “Paniklemenizi istiyorum!” diye seslendiğinde Greta Thunberg 16 yaşındaydı. Sanıyorum hepiniz hatırladınız. Z kuşağının bu genç aktivist temsilcisini. İsveçli Greta Thunberg, aslında bir kıvılcımla ateşi tutuşturmuştu. Artık iklim ve sürdürülebilirlik konusu her an tüm manşetlerde yerini alıyor. Dünyanın değişik noktalarında zaten bazı eylemler ve kampanyalar düzenleyen Z kuşağı temsilcisi gençler de Thunberg’in bu çıkışıyla bir anda tüm dünyanın dikkatini üzerlerine çekiverdi. İsveç, Honolulu, Filipinler, Nijerya, Namibya, Ruanda, Uganda, Gambiya, Kenya, Kamerun, İngiltere, Arjantin, Turks ve Caicos Adaları gibi ülkelerde etkinlikleriyle adlarını tüm dünyaya duyuran bu gençler, iklim değişikliğinin batıdan beslendiğini ve en çok da savunmasızların etkilendiğini anlatmaya çalışıyor.

Sürdürülebilirliğin ne kadar önem taşıdığının farkına varan ve bireysel olarak okullarında, evlerinde, arkadaşlar ve aile arasında davranış değişikliklerini teşvik ederek yola adım atan bu gençler, hiç bıkıp usanmadan büyük endüstrilere taleplerini iletiyor. Doğanın korunmasına yönelik daha iyi yasaların çıkarılması için hiç çekinmeden, gayet düzgün ve olgun bir şekilde hükümetlerle lobi yapıyor.

Bireycilikten kolektivizme geçiş

Bu gençlerin yaptıkları eylemler çok kısa sürede tüm dünya ülkelerine ve binlerce şehre yayıldı. Greta Thunberg’in başlattığı “Gelecek için Cuma” ve buna benzer pek çok eylemle başlayan gençlerin hareketi, tek kullanımlık plastiklerin kullanımdan kaldırılması, okyanus hareketi, çöp toplama, bu tür konulardan en çok etkilenen yerlilerle ilgili farkındalık, çocukların kırsal bölgelerde kamp yapmalarının sağlanması gibi etkinliklerle çığ gibi büyüdü. Bu gençler liderlik pozisyonlarına adım atıp, endüstri ve politikayı etkilerken, toplumsal bireycilikten kolektivizme geçiş için bastırıyorlar aslında. Fakat ne yazık ki dünya üzerinde bu konularla ilgili çok konuşulsa da çok az yetişkin bunun dünya üzerindeki gerçek etkisine odaklanıyor.

Ailece yapılabilecek tatil

Biliyorum artık hepimiz çok sıkıldık ve gezmek istiyoruz, ama bu süreçte hiç bu konuları düşündük mü? Çevreye verdiğimiz zararı, bununla nasıl baş edebileceğimizi, yaptığımız yanlışları ve geleceğe ne bıraktığımızı? Bundan sonra yapacağınız seyahatlerin hiç değilse bazılarını bu konuları düşünerek planlamak ve neler yapabileceğinizi görmek isterseniz özellikle ailece yapabileceğiniz birkaç tatil örneği vereyim:

Fethiye’de Dalyan’a bir kaçamak yapabilir, oradaki Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi’nde (DEKAMER) bir gün geçirebilirsiniz. Yaralı deniz kaplumbağalarının tedavisi ve yuvalama kumsallarında koruma çalışmaları hakkında bilgi alabilir, kaplumbağaların tedavi ve beslenme masrafını üstlenebilir, kendi belirleyeceğiniz bir miktarda bağış yapabilir, hatta gönüllü olup Dalyan İztuzu plajındaki merkezde deniz kaplumbağalarını koruma ve araştırma çalışmalarına katılabilir, uydu cihazıyla izlenen kaplumbağaları takip edebilirsiniz.

Sürdürülebilirlik içeren yolculuk

Gün gelip yine uzaklara gidebildiğimizde belki İngiltere’de Kuzey Galler’deki UNESCO Biyosfer alanını ziyaret eder, Hırvatistan’da Zagreb ve Split arasındaki kamp alanında konaklayıp vahşi doğadaki biyoçeşitliliği görebilir, Malezya’daki yağmur ormanlarının tam ortasında yer alan doğa merkezinde permakültür bahçeciliği ilkelerini öğrenebilir, ağaçlandırma çalışmalarına katılabilir, mercan resifi rehabilitasyonunda yer alabilir hatta bir yunus sahiplenebilirsiniz. Bali’de Green School’un Green Camp’inde ailece alternatif yaşam tarzını deneyimleyip, bahçeden elde edilen bitkilerle hazırlanan yemekleri yiyebilir, oradaki farklı sürdürülebilirlik programlarında yer alabilirsiniz.

Senede bir kez bile olsa böyle bir sürdürülebilirlik ve farkındalık içeren yolculuk hem size hem dünyaya çok iyi gelecek inanın. Yeter ki yaratmak istediğiniz “değişiklik” olsun.