Mevlânâ ile buluşmak

Aralık ayı tüm gözleri Konya’ya çevirir. Çünkü Şeb-i Arûs zamanıdır. Her yıl bu tarihte Mevlânâ ile buluşmak, onun vuslatına şahit olmak, onu anlamak,  hissetmek için sadece Türkiye’den değil tüm dünyadan insanlar akar Konya’ya

UNESCO, 2007 senesini Mevlânâ’nın doğumunun 800’üncü yılı dolayısıyla Rumî yılı ilan etmiş, bu kararı Mevlânâ’nın sevgi yoluyla hoşgörü, akıl ve bilgiye erişimi savunmasından ötürü aldığını açıklamıştı. Her yıl 7-17 Aralık tarihlerinde yapılan törenlere bu yıl pandemi nedeniyle kimse katılamıyor. 747. Vuslat yılı dolayısıyla yapılacak törenler ve her türlü etkinlik mecburen iptal edildi. Yalnızca 7 Aralık’ta Mevlânâ Kültür Merkezi’nde izleyicisiz gerçekleşen tören, TRT’den canlı yayınlandı. 17 Aralık’ta yine izleyicisiz yapılacak tören de TRT’den yayınlanacak. Şeb-i Arûs, düğün gecesi anlamına gelir. Hayatını, varlığını eşi benzeri olmayan bir şekilde “Hamdım, piştim, yandım” diye özetleyen Mevlânâ, ölüm gününü hep “Hakk’a vuslat” yani Yaradan’a kavuşma olarak görür, ölüm gününü de düğün günü sayardı. “Herkes ayrılıktan bahsetti, ben ise vuslattan” diyen Mevlânâ, ölümü ilahi kaynağa, yani Allah’a dönüş olarak yorumlamıştır.

Konya’da yapılacak güzel şeyler

Elbet bu süreç de geçecek, bir gün her şey normale dönecek ve herkes gene bu törenleri izlemeye Konya’ya akın akın gidecek ama olur ya eğer şu sıralar oralardaysanız ya da yolunuz Konya’ya düşerse mutlaka ziyaret edilmesi gereken ilk yer elbette Mevlânâ Türbesi’dir. Bu türbeye mutlaka çok zaman ayırmak gerekir. Tüm detayları incelerken, Mevlânâ’nın “Gel, gel, kim olursan ol gene gel” sözünü iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Selçuklu mimarisinin en güzel eserleri arasında sayılan İnce Minareli Medrese ve Karatay Medresesi birer müze olarak hizmet veriyor ve mutlaka görülmesi gereken yerler listenizde olmalı. Alâeddin Tepesi ve buradaki Alâeddin Camii, Mevlânâ Türbesi’nin hemen yanı başında yer alan Mimar Sinan’ın zarif eserlerinden Selimiye Camii’ne hayran kalacaksınız. 

Yaz kış demeden, hava nasıl olursa olsun Meram Bağları’na gidin. Konya’nın nefesidir Meram Bağları. İnsanlık tarihi için en önemli yerleşim yerlerinden biri olan Çatalhöyük, eski bir Rum köyü olan Sille köyü, vaktiniz varsa Kilistra Antik Kenti ve kaya mezarları da görülmeye değerdir.

Konyanüma’dan Konya

Son yıllarda Konya’da da müzeler artış gösteriyor sevindirici bir şekilde. Konyanüma da tavsiye edeceklerim arasında. Konyanüma, Konya’yı görmek anlamına geliyor. 2017 yılında Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen bu müze, İstanbul 1453 Panorama Müzesi’nden sonra Türkiye’deki ikinci Panorama Müzesi. 13’üncü yüzyıl Konya görüntüsü ile o dönemin yaşantısından kesitlerin yer aldığı müze, Mevlânâ’nın hayatını ve dönüm noktalarını da anlatıyor. 13’üncü yüzyıl Konya’sını, Anadolu Selçuklularını yakından tanıyacak, iki yüzyıl boyunca Selçuklulara başkentlik etmiş Konya’yı, Alâeddin Keykubad Camii ve Külliyesi ile Eflatun Manastırı, Bedesteni ve görkemli camileri, hanlarıyla gözler önüne seren bu müzede heybetli bir tarihe şahitlik edeceksiniz. Konyanüma’nın bahçesinde ise Türkiye’den ve dünyadan çeşitli mevlevihanelerin birebir maketleri bulunuyor. İçeride de güzel bir sergi alanı var.

Konya, bir büyük şehir olmasına rağmen, bir yandan da o güzel eski atmosferi bünyesinde barındıran ve belki de Mevlânâ’nın da etkisiyle insana huzur veren bir şehirdir.