SÜRDÜRÜLEBiLiR YAŞAM ADINA

26 Kasım 2012

Son dönemde sık duyduğumuz kelimelerden biri sürdürülebilirlik. Daha yaşanabilir bir dünya kurmayı hedefleyenlerin dağarcığında yer tutuyor. İşte buradan hareketle bir grup gönüllü, filmlerle sürdürülebilirlik konusunun farklı yönlerini irdeliyor

Bireysel ya da kurumsal olarak son dönemde dilimize pelesenk ettiğimiz sözcüklerden biri de sürdürülebilirlik. Herkes kendince bir şeyler anlamakla birlikte özünde yerkürenin ucuna geldiği tükeniş hattından geri döndürebilmeyi ve daha yaşanabilir bir dünya kurmayı hedefleyen her çeşit etkinlik sürdürülebilirlik kavramının içine sığdırılabilir. İşte buradan hareketle bir grup gönüllü, filmlerle sürdürülebilirlik konusunun farklı yönlerini irdeliyor. 5 yıldır bir film festivali gerçekleştiriyorlar.
Festival dedikse sadece film gösteriminden ibaret sanılmasın; konuşmacılar, müzisyenler ve renkli etkinlikleriyle sürdürülebilirlik kavramına ve dünyaya daha bütüncül bir bakış arayışı yaşanıyor festival süresince. Geçen yıl, vücudumuzu bir çalgı gibi kullanarak yarattığımız müziği hatırlıyorum da, pek eğlenceliydi doğrusu.
Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali’nde neyin sürdürülebilir olduğu veya olmadığına dair dünyanın dört bir yanından

Yazının Devamı

iSTANBUL’U YAZMAK iÇiN 16 BiN KM. YOL YAPTI

19 Kasım 2012

Saffet Emre Tonguç ismini duymuş olmalısınız. 25 yıllık profesyonel rehberlik kariyerini, yazdığı kitaplar ve TV programlarıyla taçlandıran Tonguç, son eseri ‘Boğaz Hakkında Her Şey’le karşımızda

25 yıllık rehberlik kariyerini çok değerli yayınlarla taçlandıran bir turizm profesyonelidir Saffet Emre Tonguç. Kolaya kaçmak yerine gidip gördüğü sayısız destinasyonu gazetelerde, sosyal medyada yazarak, TV’de program yaparak ve en meşekkatlisi de kitap haline getirerek, hem gezgin ruhların daha çok hayal kurmasını sağlar hem de bu hayallerini nasıl gerçekleştirebiliceklerine dair ipuçları sunar. Onun yazıları pek çok seyyahın özet ‘loneyl planet’i haline gelir gezilerde. Saffet yine duramadı ve ‘Boğaz Hakkında Her Şey’ adıyla yine emek emek bir kitap yazdı. Şahsen kitabı aldığımdan beri hafta sonu İstanbul gezintilerimde vazgeçilmezim oldu. Soluklandığım kahvelerde karşıma çıkan hanın, kenarında oturduğum sokağın, karşı sahilde seyrettiğim yalının, her gün önünden kayıtsızca geçiverdiğim kilisenin ya da köprünün tarihini okuyup, yaşadığım şehri yeniden anlamlandırıyorum.

Girilmedik delik bırakmadı
Son Boğaz turlarından birinde yakaladım Saffet’i ve hem turları hem

Yazının Devamı

GÜCÜNÜ KENDiNDEN ALAN iLETiŞiMCi NECATi ÖZKAN

12 Kasım 2012

İlk kez bir Türk iletişimci, bağımsız reklam ağı ‘Dialogue International’in dünya başkanı oldu

Bu köşenin adını ‘Caddeden Sokağa’ koyarken, kendimi hayata karşı cadde kızından ziyade ‘Sokak Kızı’ olarak hissetmem belirleyici oldu. Cadde benim için; aşırı yoğunluk içinde birbirlerinin omuzuna çarparak, plaza ve pahalı restoran aralarına sıkışıp kalmış, çaresiz dilenci ve evsizlerle göz göze gelmekten kaçınan insanların koşturmaları, ışıltılı mağazalar, yetişme telaşının yaydığı adrenalin ve aşırı şehir elektriği yüklenmenin yarattığı stres demektir.

Sokaklardan yükselen güç
Buna karşılık sokaklar gelip geçenlerden ziyade kalıcı olanların yaşadığı, hâlâ esnafıyla güven ve sıcaklık ilişkilerinin devam ettiği, kafeleri, barlarıyla yabancılaşmayı daha az hissettirir bana. Sokaklardan yükselen gücü daha samimi, inandırıcı ve hakiki bulurum. Hani tam anlamıyla ‘bileğinin hakkıyla’ edinilen gücün kaynağı olması bakımından daha anlamlı görünür bana sokak.
Bu uzun girişin ardından gücünü tam da ‘bileğinden’ alan bir dostumdan, bir metropol figürü olarak ‘sokaktan gelen’ bir dostumdan söz etmek istiyorum: Necati Özkan... Önce reklamcılığıyla son yıllardaysa daha ziyade siyasi

Yazının Devamı

DÜŞ YA DA GERÇEK: ŞAH-I MARAN

5 Kasım 2012

Mardinli camaltı ustası Tacettin Toparlı’yla dost olacağımıza ilişkin hiçbir fikrim yoktu. Atölyesine davet edip zanaatını icra ederken, onu izleme şansını verdi bana. Şimdi evimin duvarında asılı olan Şahmaran’ın hikayesi de işte böyle başladı

Geç tanıştığım kentlerden biri Mardin. Gerçekten Ortadoğu’nun gizemiyle içine çekiverir sizi. Mardin’de beni büyüleyen pek çok şeyden biri de yok olmaya yüz tuttuğunu sandığım camaltı sanatının hala birkaç usta tarafından yaşatılıyor olduğunu gördüğümde duyduğum heyecandır. Bir camaltı ustası olarak dükkanına götürüldüğümde Tacettin Usta’yla dost olacağımıza ilişkin hiçbir fikrim yoktu. Benim de küçük camaltı koleksiyonum ve ilgim nedeniyle olsa gerek, atölyesine davet ederek, zanaatını icra ederken onu izleme şansını verdi bana. Şimdi evimin duvarında asılı olan Şahmaran’ın hikayesi de işte böyle başladı.
Tacettin Toparlı’nın hikayesi, 10 yaşında dedesinin getirip duvarlarına astığı Şahmaran resminin karşısında büyülenmişcesine geçirdiği saatlerde başlıyor. Mardin’de her evin, dükkanın duvarında asılı olan, hikmetini bilmediği ama sadece bolluk ve bereket getirdiğine inanılan bu desenin karşısında yaşadığı cazibe ve merakla “Ben

Yazının Devamı

FERiKÖY’ÜN ORTA YERi PAZAR

29 Ekim 2012

Sonradan İstanbullu biri olarak Feriköy, geç tanıştığım mahallelerden biri. Tanışmamız orta yerinde kurulan ekolojik pazar sayesinde oldu. Ama artık haftanın 1 gününü orada geçiren biri olarak fahri Feriköylü ayarında görüyorum kendimi

Son birkaç yıl içinde, tarihi geçmişi ve dokusu dikkate alınmaksızın, ‘arsa geliştiricilerin’ iştahını kabartan bir yere dönüşüverse de; Şişli Belediyesi’nin ara sokaklardaki iyi niyetli düzenleme girişimlerini görmezden gelmek ayıp olur... Neyse... Mahallenin planlama açısından dönüşümü değil bu yazının konusu, 6 yıldır her cumartesi kurulan; şahsen benim açımdan yaz-kış cumartesi sabahlarımın (erkenciler daha çok çeşit bulabiliyor) bir ritüeli haline gelen Ekolojik Pazar...
Pazar, 2006’da Buğday Derneği ve Victor Ananias tarafından, Türkiye’nin ilk yüzde 100 ekolojik halk pazarı olarak kurulmuş. Anadolu’nun her bir köşesinden ekolojik tarım ölçütlerine uygun olarak yetiştirilen ürünlerin getirilip satıldığı pazarda, işi ihtimale bırakmamak adına düzenli olarak laboratuvar ölçümleriyle ekolojik uygunluk testleri yapılıyor. Ben da şahsen bir tüketici olarak, ürünün buzdolabındaki ömrüyle test ediyorum aldıklarımı (evet, bozuluyorlar...)

Yazının Devamı