Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Bir süreden beri sessiz ve derinden giden, son günlerde de iyice açığa çıkan Türk aleyhtarı Ermeni kampanyası, Türk diplomasisini önümüzdeki günlerde epey sıkıntıya sokacağa benziyor.
       Bu kampanyanın dikkat çekici bir yanı, "dünya çapında" yoğun biçimde yürütülmesidir. Ermeni "diaspora"sının lobicileri ABD'den Fransa'ya, Avustralya'dan İsveç'e kadar, çeşitli ülkelerde kapı kapı dolaşıp Türkiye'ye karşı yönelttikleri "soykırım" iddiaları üzerinde destek arıyorlar, parlamentolardan ve çeşitli kuruluşlardan kararlar çıkartmaya çalışıyorlar. Ermenistan devletinin liderleri de konuyu uluslararası platformlara götürmek için fırsat kolluyorlar.
       Nitekim Ermenistan Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan, New York'ta yapılan "Binyıl Zirvesi"nde konuyu suçlayıcı ifadelerle BM'ye taşıdı.
       ABD'de bir süredir çeşitli eyaletlerin meclislerinden destek arayan Ermeni lobisinin çabaları sonucunda şimdi aynı konu, Kongre'nin önüne geliyor. Bugün Temsilciler Meclisi'nin bir alt komitesi, "Ermeni Soykırımı Tasarısı"nı ele alıyor...
       * * *
       ERMENİLERİN dünya çapında atağa kalkarken güttükleri hedef, uluslararası camianın - parlamentoları, sivil toplum kuruluşları ve kamuoyu ile - aktif desteğini sağlamak ve böylece Türkiye üzerinde ağır baskı yaratmaktır.
       Çeşitli ülkelerdeki Ermeni lobilerinin etkin çabaları sonunda bu yönde bir miktar destek sağladıkları gerçek. Günümüzde "jenosid" terimine duyarlı olan çevreler, Birinci Dünya Savaşı'nda Anadolu'da Ermenilere karşı "soykırım" işlendiği yolundaki iddia ve suçlamalara kulak kabartıyor. Diğer bir deyişle, Ermeniler, "jenosid" üzerindeki hassasiyeti, bir koz olarak kullanarak "atağa" geçiyorlar...
       Buna karşı "savunma" durumunda bulunan Türkiye ise, daha çok siyasal etkinliğini kullanmak zorunda. Maalesef Türkiye'nin ABD başta olmak üzere dış ülkelerde hala etkin bir lobisi yok.
       Türk diplomasisi Ermeni kampanyasını engellemek için, bu ülkeler veya örgütler üzerinde kendi etkinliğini kullanmaya çalışıyor. Bunun bir yolu, üst düzey temaslarda ilgili hükümetlere böyle bir davranışın ilişkileri bozacağı uyarısında bulunmaktır. Nitekim Cumhurbaşkanı Sezer, Başkan Clinton ile, Dışişleri Bakanı Cem de meslektaşı Albright ile görüşmelerinde bunu yaptı. Diğer bir yol da, ekonomik ilişkileri gündeme getirmektir. ABD ve diğer ülkelere, ticarette ve silah ihalelerinde "karşı önlemler"e başvurulabileceği mesajı da veriliyor.
       * * *
       ERMENİ kampanyası, Türkiye'yi birtakım dost ülkelerle karşı karşıya getiriyor. ABD Kongresi'nde veya diğer ülkelerin parlamentolarında soykırım iddiaları lehindeki sözler veya davranışlar bu ülkelerle ilişkilere gölge düşürüyor, sonuçta Türk dış politikasında sıkıntı yaratıyor.
      
Ama Ermenilerin kazancı ne oluyor? Koçaryan'ın BM'deki lafları veya İsveç Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi'nin kararı, belki Ermeni kamuoyunu memnun eder, o kadar. Pratikte bunun fazla bir "kıymeti harbiyesi" yoktur.
       Ermeni tezinin ABD veya diğer ülkelerce bir devlet politikası olarak benimsenmesi beklenemez. ABD Temsilciler Meclisi'ne sunulan tasarının genel kuruldan karar olarak çıkması olasılığı zayıf. Çıksa bile, Senato'da takılır. Başkan ise herhalde bunu onaylamaz...
       O halde Ermenilerin bu kampanyası, kendilerine fiilen bir şey kazandırmaz. Olsa olsa Türkiye ile husumeti artırır ve özellikle Ermenistan ile ilişkilerin normalleşmesini engeller. Bunun yerine Türkiye ile yapıcı bir diyalog kurmak daha iyi olmaz mı?
       Türkiye'ye gelince, bu kampanyaya karşı mücadelesini etkin biçimde sürdürmeli, ama bunu yaparken özellikle dost ülkelerle ilişkilerini bozmamaya da özen göstermelidir. Öyle olursa, Ermeni kampanyasının amaçladığı sonuçlardan biri yerine gelmiş olur...


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr