Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İsrail’in Suriye’ye karşı giriştiği hava bombardımanı, henüz tam yanıtlanamayan bir dizi soruya yol açmış bulunuyor: İsrail durup dururken neden böyle bir operasyona girişti? İsrail savaş uçakları tam olarak neyi hedef aldı? Suriye saldırıyı hangi amaçla dünyaya duyurdu? Nihayet bu olay kızışır ve yayılır mı?..
İlginç olan husus, bombalanan hedef konusunda dahi kafa karışıklığının devam etmesidir.
Suriye kaynaklarına göre hedef Şam yakınlarındaki bir “bilimsel araştırma merkezi” idi. Tabii askeri amaçlarla kullanılan (hatta kimyasal silah üretilen) bir merkez...
Buna karşılık Amerikan kaynakları ise, bombalanan hedefin, Suriye’den Lübnan’daki Hizbullah’a SA-17 füzeleri gibi modern silahlar götüren bir konvoy olduğu kanısında.
İsrail ise bu konuda suskun. Neyi bombaladığını askeri bir sır olarak saklamaya devam ediyor.

Kırmızı çizgiler
İsrail son zamanlarda Suriye’deki “kırmızı çizgiler”den sıkça söz eder oldu. Onun derdi Suriye krizinin “Esad’lı mı, Esad’sız mı” çözülmesinden çok, Suriye’nin sahip olduğu kitle imha silahlarının Hizbullah ve benzeri militan gruplarının eline geçip geçmeyeceğidir. Yani İsrail için konu, her zamanki gibi, bir güvenlik sorunudur.
İsrail’in stratejisi hep güvenlik refleksi üzerinde bina edilmiştir. Bu olayda da aynı strateji uygulanmıştır. Bu kez hedefin ne olduğu tam bilinmiyor, ama belli ki ilan edilen “kırmızı çizgiler” içindeki sabit veya hareket halindeki bir hedef...
Bunda Suriye açısından şaşılacak iki husus var: Birincisi, neden Suriye hava savunma sisteminin harekete geçmediği ve İsrail jetlerini vuramadığıdır. İkincisi de Suriye’nin kendi aleyhindeki olayı neden hemen ilan ettiğidir.
Hatırlanacağı gibi, 2007’de İsrail jetleri gene Suriye hava sahasına girmiş ve stratejik bir hedefi vurmuştu. Bunun nükleer bir tesis olduğu çok sonra anlaşıldı. Ama Suriye o zaman susmayı tercih etmişti.
Analistlere göre Şam’ın bu kez olayı -kendi versiyonu ile- dünyaya duyurmasının amacı, Rusya’dan, İran’dan ve Arap dünyasından destek sağlamak, dikkatleri iç savaştan bu yeni dış tehdide çevirmektir.
Gerçekten Esad’a bütün bu çevrelerden hemen sözlü destek geldi. Garip görünecek ama İsrail bu hava operasyonu ile Beşar Esad’a yardım etmiş oldu! Gerçi onun amacı bu değil. İsrail’in derdi Suriye krizinde taraf tutmak değil, yukarıda belirttiğimiz gibi, kendi güvenlik çıkarlarını kollamaktır.

Esad’a destek
Ama İsrail’in bu hareketi herhalde Esad ve dostları tarafından göz ardı edilmeyecek. Nitekim Şam’dan ve hele Tahran’dan sert misilleme tehditleri yükseldi. Rusya ve Arap ülkelerinin İsrail’i eleştirmeleri laftan ibaret kalabilir; ama İran’ın İsrail’in canını acıtabilecek imkânları -ve niyetleri- var.
Bu misilleme İran veya Suriye tarafından direkt olarak değil, Hizbullah ve benzeri militanlar devreye sokularak yapılabilir. Bu ise yeni bir şiddet kısır döngüsüne yol açacaktır.
Zaten bu noktaya gelinmesi, Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün belirttiği gibi, Suriye’deki kaosun, belirsizliğin ve çözümsüzlüğün bir sonucudur.
Bu durum devam ettikçe, tehlikenin yeni ve daha geniş boyutlar alması da kaçınılmaz...