Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu sorulara kim kesin "evet" yanıtı vermek cesaretini gösterirse, ya Ortadoğu realitelerinin farkında olmayan bir cahil, veya "Financial Times"ın belirttiği gibi, bir deli sayılmalıdır!..Arap - İsrail anlaşmazlığının geçmişi, o kadar yanıltıcı olaylarla dolu ki, dün yaşama geçirilen ateşkesin uzun ömürlü olabileceğine ve barış yolunu açabileceğine inanmak bile güç oluyor.Nitekim gerek İsrailliler, gerekse Filistinliler (hem sadece halk değil, yöneticiler dahil) bu alınan karara şüphe ve güvensizlikle bakıyorlar.***Ama buna rağmen, iki taraf da, genelde memnun ve umutlu görünüyor..."Haaretz" gazetesinin "1000 gün savaşı" adını verdiği 33 aylık şiddet döneminden sonra, iki cephede de bu "makus" seyrin değişmesi lehinde güçlü bir istek ve de beklenti var.Bu kez umutları artıran çeşitli nedenler var: Filistin tarafından, HAMAS, İslami Cihat ve Fatah grupları, şiddet eylemlerini durdurma kararını birlikte aldılar. Filistin yönetimi ve başına geçen Mahmut Abbas, barış sürecinin yeniden başlatılması için çaba harcıyor...İsrail tarafından da Şaron hükümeti, "yol haritası"nı yaşama geçirme yönünde angajmana girmiş durumda. Nitekim "terörün durdurulması" ile birlikte, İsrail "geri çekilme" sürecini başlatıyor...Ve en önemlisi, bu kez, Bush yönetimi Arap - İsrail anlaşmazlığını sona erdirmek konusunda inisiyatifi ele almış ve aktif olarak devreye girmiş durumda. Nitekim şimdi varılan mutabakat, ABD'nin haftalardır süren çok yoğun çabaların - ve baskıların - bir sonucu.***Ne var ki bu faktörler ve bu mutabakat dahi, şiddetten uzak, karşılıklı anlayışa ve güvene dayalı, yeni bir uzlaşma dönemine girileceğini garanti etmiyor.Arap - İsrail düşmanlığı, bu aşamada da, ufak bir kıvılcımın derhal parlayıp tüm umut ve beklentileri bir kül yığınına dönüştürmesine müsait.Ama, şimdi varılan noktada, 33 aydan beri ilk kez çatışmaların durması ve yol haritası çerçevesinde barış sürecinin yeniden başlaması için tarihi bir fırsat doğmuş bulunuyor.Eğer 3 aylık "geçici" ateşkesle gerçek bir sükunet dönemine girilirse ve "yol haritası" yönünde yeni adımlar atılabilirse, ileride gündeme gelecek çok daha çetrefil sorunları (mülteciler, yerleşim birimleri, Kudüs'ün statüsü gibi) ele almak için gereken güven ve irade daha kolay sağlanabilecektir.Bu, elbet uzun bir süreçtir. Önemli olan bu süreci Hasan Cemal'in çok yerinde kullandığı deyimle "yarım barış" ile de olsa, şiddetsiz, nispi bir sükunet içinde devam ettirebilmektir.Bugün için tam, kalıcı bir barış şansı epey uzak. Ama "yarım barış" ulaşılabilir bir hedef. Doğrusu yarım barış da, savaştan ve şiddetten daha iyi. Dün yürürlüğe giren mutabakat - bir kazaya uğramazsa - bu yolu pekala açabilir... skohen@milliyet.com.tr Ortadoğu barışı ile ilgilenen herkesin kafasındaki soru şimdi şu: İsrail ile Filistin yönetimi arasında varılan ve dün yürürlüğe giren mutabakat layıkı ile uygulanabilecek mi? Ateşkes ilan eden üç militan Filistin örgütü, eylemlerine son verecek mi? Gazze ve Batı Şeria'daki belirli noktalardan çekilmeyi kabul eden İsrail, mutabakat koşullarını yerine getirecek mi?..