Süleyman Ateş

Süleyman Ateş

suleyman.ates@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hocam yaklaşık sekiz ay önce namaz kılmaya ve Kur’ân’ı okumaya başladım. İhmal etmiş olduğum konuları düzeltmeye çalışıyorum. Ergenliğe gireli yaklaşık yirmi sene oldu ve bu zamanda orucumu ihmal ettim. Şimdi çok pişmanım, bundan arınmak için tutmadığım gün sayısı (600 gün) kadar oruç mu tutmam gerekiyor? (P.G.)
Cevap: Hayır, kasten tutmadığınız oruçlar için yapacağınız tek şey vardır: Tevbe etmek, Allah’tan af dilemek ve bundan böyle dini görevlerinizi aksatmadan yapmak. Kasten kılınmayan ve tutulmayan namazların ve oruçların kazası yoktur. Geçen geçmiştir. Tevbe ederseniz Allah o hatalarınızı, günahlarınızı siler. Yeter ki siz gönülden Allah’a yönelin ve dinin gereklerini samimiyetle yapın.
Rızkın bolluğu, ezeli taksime bağlıdır
Sayın hocam... Annem bundan 1 sene önce rızk için “Yâ Fattâhu Ya Razzâk”ı 997 kez 7 tane buğday tanesine okutmuş ve kitapta şöyle bir ifade yer alıyor: “Allah’ın izni ile göreceksin ki rızka boğulacaksın. Bu sırrı kimseye söyleme. Gelen rızkı da sakın günah işlemek hususunda kullanma. Yoksa helâk olursun”
Hocam annemde bunu okuduktan sonra sürekli ağlama, yerinde duramama, uyuyamama gibi belirtiler oluştu. Biz ilk önce bir dergâha götürdük 2-3 gün orada kaldı ama bir faydası olmadı. Daha sonra birkaç hocaya götürdük, gene bir çare bulamadık ve sürekli intihara teşebbüs etmesinden dolayı biz de Adana’daki ruh ve sinir hastalıkları hastanesine yatırmak zorunda kaldık. Burada 25 gün boyunca kaldı. Ağlaması ve sürekli yerinde duramayıp hareket etmesi geçti. Yalnız şöyle bir durum kalıcı oldu. Bütün duygularının gittiğini söylüyor. Vücudunda bir tutarsızlık olmamasına rağmen içinde iş yapma isteğinin olmadığını söylüyor... Hocam bu okuduğunun böyle bir etkisi olabilir mi..? Yanıtlarsanız çok sevinirim...
Cevap: Annen kendisini hurafecilere kaptırmış. Aklını da çeldirmiş. Öyle okuma ile rızk bollaşmaz. Herkese ezelde taksim edilen rızık ne ise boğazdan sadece o geçer. Annenizin durumu benim uzmanlık alanıma girmez. “Allah şifa versin!” demekten başka yapacağım bir şey yoktur.

Riyakarlara karşı ne yapmam lazım?
Hocam ben Allah’ı gerçekten çok seven ve O’ndan korkan bir insanım. Günah işlemekten korkuyorum. Yediklerime, içtiklerime, hakka hukuka, düşüncelerime çok dikkat ediyorum. İsteğim Allah’a mü’min bir kul olabilmek. Çok okuyorum, nefsin terbiyesi nefsin manen yükselmesi hakkında neler yapmamız lazım geldiği konularda okuyorum. Zaten başka hiçbir şey bana artık bir tat vermiyor...
Hocam etrafımdaki insanlar inanılmaz derecede riyakârlar. Bunlar bir de namaz kılan sözde Müslüman insanlar. Hak yemek, kul hakkı bunlardan lafta bahsedip sonra da başkasının haklarını yiyen daha sonra da oturup namaz kılan insanlar. Herkes de bunların etrafında toplanmış, para bunlarda. Ben Allah’tan utanıyorum para için de olsa kimseye bir şey söyleyemiyorum. Allah’tan korkun, hak yemeyin, riyakârlık yapmayın, Allah sizi görüyor diyorum. Beni dinliyorlar; haklısın diyorlar; sonra bakıyorsun arkamdan laflar geliyor kulağıma. Gidecek başka yerim de yok, evde babam yaşlı ve hasta onunla kalıyorum. Benim bu durumda ne yapmam lazım?.. Allah’a emanet olun. (Bir Okur.)
Cevap: Riyâkârlık insanlığın en büyük belasıdır. Şeytan bu yönden insanları kandırıp tuzağına düşürür. Bütün riyâkârlığı dünyadan kaldıramazsınız. Peygamber’in çevresinde dahi dünya kadar münafık, riyâkâr vardı. Öyle olmasa riyâkârları uyaran âyetler gelir miydi? Mâzn Suresi’ni okuyun,
Tevbe Suresi’ni okuyun.
Böyle olmasına rağmen azınlıkta kalsa bile dürüst, haksever insanlar da vardır. Ayrıca siz hep olumlu davranırsanız, sizin davranışınız çevrenize de yansıyıp birçok insanı düzeltebilir. “Allah sabredenlerle beraberdir.” Asr Suresi’nde inanıp güzel işler yapan ve birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenlerin ömürlerini ziyan etmedikleri vurgulanmaktadır. Yani ebedi saadete erecek ve en kazançlı çıkacak olan onlardır.

Haberin Devamı

SORULARINIZI BEKLİYORUM: