Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Tunca BENGİN

       İstanbul depremi konuşuyor. Olası deprem senaryoları kulaktan kulağa yayılıyor. Tarih, gün - saat verenler dahi var. Acı olan da vatandaşın bu saçmalıklara inanması. Oysa laf değil, iş üretilecek zaman. İTÜ Rektörü Prof. Dr. Gülsün Sağlamer, 'İstanbul'un zemini ne Adapazarı, ne Gölcük, sakin olun' diyor.
       Rektör Hanım haklı. Konunun uzmanları günlerdir anlatıyor; '17 Ağustos'tan önce İstanbul için ne kadar risk varsa, bugün de aynı.' Üstelik, binlerce vatandaşımızın öldüğü 7.4'lük facia İstanbul için acı bir uyarı. Rektör Sağlamer, zaman geçirmeden önlem alınması gerektiğini vurguluyor.

Denetim ordusu

       Öncelikli iş, İstanbul'daki yapıların sağlamlık testi. Ancak on binlerce binanın tek bir üniversite ya da kuruluş tarafından kontrol edilmesi olanaksız. O nedenle bir sürü üçkağıtçı, sahtekar aportta bekliyor. Prof. Sağlamer ise eğitim seferberliğiyle işin üstesinden geleceklerini belirterek, şunları söylüyor:
       "Bin - iki bin kişilik bir mühendis - mimar ordusu deprem konusunda eğitilerek sahaya sürülecek. İstanbul sokak sokak taranacak. Tıpkı doğalgaz bağlantılarında olduğu gibi. Standart tarifelere bağlanarak bu iş yapılacak. Halk, sertifikası olana kontrol ettirecek. Güçlendirilmesi gereken binalar takviye edilecek. Ulaşım, sanayi yatırımları da tek tek gözden geçecek. Rant peşinde koşanlar da havasını alacak. Zor ama doğru yol budur. Ondan sonra herkes rahat uyuyacak."
       Bir başka sevindirici gelişme de siyasilerin nihayet bilim adamlarını dikkate alması. TÜBİTAK'ta dün yapılan toplantı bunun önemli bir göstergesi. Prof. Sağlamer, 'hükümetin bilim adamlarına bakışı bu kez farklı, ümit ederim değişmez' diyor.

Ya kaçak yapılar?

       Rahatlatıcı sözler. Ancak İstanbul'un gerçekleri ile çelişkili. Şöyle ki; denetim ordusu ruhsatı ve projesi olan yapıları test ediyor. Bu durumda kentin yüzde 30'u kurtuldu, gerisi Allah'a emanet!..
       İşte asıl ürküten de bu. Peki ne olacak? Prof. Sağlamer, devam ediyor:
       "Kaçak yapıyla ilgilenmiyoruz. O hukuki sorun. Binanın kontrol edilmesi için ruhsat ibraz etmesi şart. Ama biz yeni bir şehircilik anlayışına da yardımcı olacağız. Kaçak yapıların temizlenesi gerekir. O insanlar yeni konut bölgeleri geliştirilerek, deplase edilmeli. Üniversitenin tapulu arazisi de işgal altında. Biz raporlarımızı veriyoruz. Konut araştırmalarına yıllarını vermiş biri olarak benim de hayallerim var. İstanbul keşke dünya standartlarında şehir olsa, kaçak yapılar olmasa."
       Gerçekten hayalden öteye gidemeyecek sözler. Bundan sonra şehircilik uzmanları plan yapsa neye yarar? Deprem dışında hangi babayiğit bir taşı yerinden oynatabilir. İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın kulakları çınlasın!...




Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr