Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Tunca BENGİN

       Hükümetin eli sürekli vatandaşın cebinde. Artçı depreme dönüşen aylık akaryakıt artışına alıştık derken şimdi de köprü zammı sarstı. Vatandaş haklı olarak isyanlarda. 'Yetti artık' diyor.
       Gerçekten de gerekçesi ne olursa olsun yüzde yüzlük bir artış ayıp. Ve de vicdansızlık. Açığı kapatmanın başka yolu yok mu? Tabii ki var ama; işlerine gelmiyor. Sıkıysa Maliye gitsin vergi kaçakçıları ve hırsızlarının yakasına yapışsın. Artık fiş veren lokanta, bakkal, manav kalmadı. Beş yıldızlı turistik tesislerin çoğu da aynı kafada. Ancak istersen kesiyorlar. O da burnundan soluyarak. Terslenmek de cabası. Yahu sen malı, hizmeti verirken parayı istiyor musun? Hepimiz kuzu kuzu KDV'si dahil ödüyoruz. Sen de otomatik olarak fişini kessene. ANAP milletvekili Bülent Akarcalı, bu yolla sadece İstanbul'daki günlük vergi kaybının bir trilyon lira olduğunu söylüyor. Bu para her gün devletin değil, hırsızın kasasına akıyor. Akarcalı, bu durumu eski bakan Zekeriya Temizel ve yenisi Sümer Oral'a da ilettiğini vurguluyor. Sonuç hikaye...
       Bu arada Bodrum, Marmaris, Antalya, Alanya, Ayvalık da dahil 20 turistik merkezde araştırma yaptıran Akarcalı, tespitlerini şöyle aktarıyor:
       "Tesislerde disco ve barlarda günde yüz milyarlar dönüyor. Ama kendiliğinden fiş kesen yok. Vatandaş da işin peşini bırakmış. Bir tek büyük marketler veriyor. Böylece vergi kaçmıyor. Aslında onlar 'haksız rekabet' yapılıyor diye bu konuda mücadele etmeli."
       Al sana kaynak!.. Demek ki; Maliye hırsızın peşine düşse, KDV'lere el koysa köprü zammına gerek kalmayacak. Hatta deprem vergisine...
       Doğrusu merak ediyorum. Son bir ayda İstanbul'da kaç yer denetlendi, ne kadar ceza uygulandı?..

DGM yargılamalı

       Çürük bina yaparak vatandaşın ölümüne neden olan bazı müteahhitler şimdilik hapiste!.. Ensesi kalınlar ise hiçbir şey olmamış gibi dışarda. Okurumuz Cevat Yaltıraklı bu konuda adaleti suçluyor. Savcıların suç duyurusu beklemeden sorumlular hakkında işlem yapmalarını istiyor. Ve de Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde yargılanmalarını öneriyor. Gerekçesini ise şöyle açıklıyor:
       "PKK'lı teröristler köylüleri kurşuna dizip öldürdüler, evleri yaktılar. Müteahhitler, teknik uygulama sorumluluları (TUS) ve yerel yönetimler de basiretsiz tutumlarıyla (dürüst olanlar alınmasınlar) çarpık kentleşmeye giderek, çürük konutlar yaparak, teknik şartnameleri tatbik etmeyerek, binlerce kişinin ölümüne ve binlerce konutun yıkılmasına neden olduklarından birer İmar - İnşaat teröristleridir. Üstelik bunların bilinçli olarak ve cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturarak bu işleri gerçekleştirdikleri de açıkça ortadadır. Nasıl ki bazı banka genel müdürleri ve yöneticileri çete oluşturdukları iddiasıyla DGM'de yargılanıyorsa, nasıl ki kadınların çantalarını çalan 5 kişi çete gerekçesiyle İstanbul DGM'de hesap veriyorsa, bunlara da aynısı uygulanmalı."
       Cevat Bey acıları ve tahribatı yıllarca sürecek depremi de 6 kelime ile özetliyor:
       "Müteahhit rezalet, idare gaflet, hantal adalet!..."

Ses geldi

       'Alo cezaevi' başlıklı yazımızda Bayrampaşa'daki koğuşlarda mahkuma özel direkt hatlı telefonlar olduğunu dile getirmiştik. Yoğun deprem gündeminde Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun'dan bir açıklama geldi. O da doğruluyor ve şöyle diyor:
       "Kapalı ve Özel Tip Cezaevi'ne kurulan sistem GSM ve NMT muhaberelerini önemli ölçüde engelledi. Ancak idare ve sistemi kuran firma yetkilileri bazı noktalardan cep ve telsiz el telefonları ile konuşulabildiğini saptadı. Gerekli çalışmalar yapılıyor. Ayrıca telefon bulunan bloklara geçişleri önlemek için de tedbir alındı."



Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr