Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İzmir’de “atanmışlar” ile “seçilmişler” arasında büyük kavga var. Nedeni 30 Mart seçimlerinin ardından kapatılan İl Özel İdaresi’ne ait personel ve malların paylaşımı. Daha doğrusu malların. Çünkü, ilgili yasa uyarınca toplanan Devir, Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu, personeli anında belediyelere dağıtmış ancak, 4,5 milyar lirayı bulan mallar hala sürüncemede... Atanmış Vali “Malların tamamı hazineye” diyor, seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı ise “İzmirli’nin hakkını yedirmeyiz” sözleriyle direniyor. Nasıl direnmesin sözü edilen bin 702 taşınmaz... Aralarında da hastane, okul, sağlık ocağı binası dışında eski Sümerbank arazisi, Balçova Termal Otel, Ülkü Yarış Pisti, Bozdağ Kayak Tesisleri, restore edilen Tütün Depoları gibi “hazine” değerinde yerler var. Korku her biri milyonlarca liralık bu kupon arazi ve tesislerin farklı amaçlarla değerlendirilmesi ya da çok katlı yapılara açılması. Olur mu? Olur çünkü, yaşanmış o kadar çok örnek var ki:
Son 10 yılda İzmir’de kamuya ait 19 bin dönüm 175 gayrimenkul 1 milyar 200 milyon lira karşılığında satıldı. Hatta Kuş Cenneti’nin de içinde olduğu Çamaltı Tuzlası bile satışa çıkarıldı. Bornova Ağaçlı Yol’daki Karayolları arazisi, Çınarlı’daki araç muayene istasyonu da satılan kamu alanlarından... 2005 yılında itibaren merkez ilçelerde satılan gayrimenkullerin sayısı ise 125’e ulaştı.

Peki çözüm?
Elbette var. Yeterki yasanın “tüzel kişilikleri kaldırılan il özel idarelerinin her türlü taşınır ve taşınmaz malları, komisyon kararıyla ilgisine göre bakanlıklara, valiliklere, büyükşehir belediyesine veya ilçe belediyesine devredilir” maddesi hakkaniyetle uygulansın. Yani adil paylaşım olsun. Bunun örneklerinin Trabzon ve Denizli’de yaşandığını belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, şöyle diyor:
“Aslında o onu almış bu bunu almış ilgilenmiyorum, ben İzmirli’nin malının peşindeyim. Çünkü bunlar İzmir’in yerel yönetimler kurulduğundan beri, İl Özel İdaresi kurulduğundan beri elde edilen kazanımlar.Ve bu gayrimenkuller kente hizmet etmek için alınan mülkler. İl özel idaresinin bütün görevleri bize devroldu ama malları verilmiyor. Dahası kime verileceği de gizleniyor. Vali’ye yazı gönderiyorum yanıt vermiyor. En son Bilgi Edinme Yasası kapsamında yazı gönderdik, bakalım ne yanıt gelecek. Gelen bilgiler doğrultusunda da İzmirli’nin hakkını mahkemede arayacağız.”

Haberin Devamı

Doktor açığı var mı yok mu?

Haberin Devamı

Türkiye’de 20 bin uzman hekim açığı olduğunu söyleyen Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na göre çözüm, tıp fakültelerinin kontenjanlarını artırmak. Türk Tabipleri Birliği(TTB) Başkanı Özdemir Aktan ise tamamen aksi görüşte:
Sıkıntı hekim sayısında değil dağılımda, uygun sistem kurulduğunda mevcut doktor sayısı (130 bin)yeter...
Bu durumda soru, hangisi doğru? Ve de kafa karışıklığına yol açan bu tablonun nedeni... İşte Aktan’ın yanıtları:
Sağlık Bakanlığı OECD rakamlarına bakıyor. Buna göre; Avrupa ülkalerinde bin kişiye düşen hekim sayısı 3 civarında, bizde ise 1.7. Ama bizim her rakamımız OECD verilerine uymuyor ki. Örneğin Avrupa’da bin nüfusa düşen hemşire sayısı 8.7, bizde 1.6. Ülkemizde kişi başına sağlığa harcanan para 900 dolar civarında, Avrupa’da 4 bin doların üzerinde.
Bizde sistem ve hatalı uygulamalar nedeniyle doktora gidiş sayısı da fazla. OECD ülkelerinde kişi başına doktora gidiş (yıllık) 5.9, bizde 8.5. Üstelik de biz daha genç bir nüfusa sahibiz.
Gelelim doktor sayısını artırmak için tıp fakültelerinde kontenjan artırımına, bizim tıp fakültesi sayımız 86’ya çıktı. Bu bir dünya rekoru... Bir milyon nüfusa birden fazla tıp fakültesi düşen bizden başka ülke yok.