Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Tunca BENGİN

Olurdu olmazdı derken, sandık günü geldi. Yarın, vatandaş 2000'lerin ilk yöneticilerini seçecek. Atatürkçü, çağdaş, laik Türkiye'nin kaderini belirleyecek. Bu büyük sorumluluğun bilinciyle, katılımın rekor düzeyde olacağına inanıyorum...
Adaylara gelince;
Binlerce milletvekili, belediye başkan adayı, günlerdir konuştu. Ayağı yere basan da oldu, atıp tutan da. Şimdi hepsi laci'leri (Lacivert takım elbise) ütületmiş, beklemede. Ve de üniversite sınavı öncesinde gençlerin yaşadığı gibi heyecan duymakta. O nedenle uzmanından öğütler, bu kez aday ve seçmenlere.

Önce siyasilere

Prof. Dr. Özcan Köknel, seçimin bir sınav ya da yarışma olduğunu belirterek, şöyle diyor:
"Aday 16 - 17 yaşın heyecanıyla 'Olmazsa mahvolurum' diye düşünüyorsa şimdiden vazgeçsin. Kişi herhangi bir şekilde kendine, yakınlarına çıkar beklememeli. Gerekirse çekilmeli. Ben değil biz demeli. Sonuçta yenen de olacak yenilende. Bunu centilmence kabul etmek ruh sağlığı açısından son derece önemli. Ne kendilerine kızıp, öfkelensinler, ne de başkalarına. Kaybettilerse oturup düşünsünler. 'Benim ya da partimin bir hatası var mı' diye özeleştiri yapsınlar. Politikaya devam edeceklerse, bu hataları bir daha yapmamaya gayret etsinler."
İyi de her kaybeden medyayı suçlamıyor mu?
"Tıp literatüründe bunun adı yansıtma mekanizması. Yani insanın kendi hatasını görmemesini sağlayan bir ruhsal düzenleme oyunu bu. Sağlıklı bir davranışın ortaya çıkmasındaki en önemli etken 'benim eksiğim, hatam var mı' diye sorgulamak. Yoksa diğeri kolayı."
Böyle davranan var mı?
"Kesinlikle yok. Olsaydı çoğu şimdi politikada kalamazdı. Hataların kendilerinden kaynaklandığını anlarlardı. Bir kaptan düşünün ki; takımı sürekli yeniliyor, başkanı olduğunuz derneğin üyeleri eksiliyor. Başarıdan söz edilebilir mi? Ya kendi ayrılır ya da görevine son verilir."

Sonra seçmene

Tabii, sandığa koşmak, kuyruk gerekçesiyle oy kullanmaktan kaçmamak. Prof. Köknel, devam ediyor:
"Kalbinizi değil beyninizi kullanın. Önemli olan A, B, C partisi değil, doğruyu, iyiyi, güzeli bulmak. Fanatik olmayın, vefa duygusundan soyutlanın. Ne fazla iyimser ne de düşmanlık hissi taşımayın. 'Bu adam iyi' ya da 'onu seviyorum' mantığı da yanlış. Kişi eğer layıksa 'Evet'i basın. Kararınızı verirken de kırgınlık, öfkeden arının. Boş vaatlere kanmayın. Özellikle bu dönemde çok önemli."

NOT: Vatandaşın ortak duygusu; "Kavgasız, şaibesiz bir seçim olsun. Kazanan, kaybedenle kucaklaşsın."



Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr