Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İstanbul’un gece hayatına 1980’lerden beri yön veren deneyimli DJ’ler, Bodrum’da Salih Saka öncülüğünde bir araya geldi ve Good Fellas etkinlikleriyle karşımızdalar

Yılların DJ’i Salih Saka kısa bir aradan sonra Bodrum’da karşımıza çıktı, The Marmara Bodrum’da başlattığı “Good Fellas” etkinlikleriyle. Cüneyt Kurt, Memo Garan, Suat Ateşdağlı, Engin Yelkenci, Aydın Katırcıoğlu, Alpay Kıral, Tarık Koray ve Niso Adato gibi deneyimli DJ’leri bir araya getirmeyi başardı. Salih Saka ile 80’lerin İstanbul gece hayatıyla başlayıp günümüze kadar geldik.

Haberin Devamı

80’lerde İstanbul gece hayatı nasıldı?

Herkes birbirini tanıyordu, ilişkiler daha samimi, daha naifti. Ana mekânlar Etiler Şamdan, Etiler 29, Büyükada Şamdan, Moda Kulübü, Cercle D’orient, Uludağ Beta, Kuşadası Şhe Bar. Toplamda 5 bin kişiyiz, yarısı yurt dışında yaşıyor, yazları Türkiye’de. Bugün büyük holdinglerin patronları, o günün gençleri, kabinde ise aynı ekip. 70’lerin disko funk ve caz müziğini çalıyoruz, dans ediyoruz, o zaman başrolde dans vardı. En unutamadığım an 1987’de Büyükada Şamdan’da 19 yaşındayım, daha çömezim, dalgınlıkla geçişi kaçırıyorum, bir anda dans pisti duruyor ve kabine dönüp bakıyor. O zamanlar bu kitlenin algısı yüksek, müziğe odaklıydı; dolayısıyla geçişteki en küçük detay bile tepki topluyordu. Az ve özdük, hem kulüp hem çalanlar hem de müdavimler. Yaşam kaliteleri benzerdi, bugünkü karışıklık yoktu, dolayısıyla herkes birbirini tanırdı, masası belliydi, servis elemanı belliydi. O zaman ev davetleri de muhteşemdi, sosyal hayatın lokomotifiydi. Şamdan müziği, servisi ve menüsü ile binlerce eve konuk olduğumuzu hatırlıyorum. Şu anda bu şekilde dükkândaki konsepti olduğu gibi enerjisiyle eve taşıyabilen kaç ekip var, bilmiyorum. Şanslıydık; Ahmet Çapa, Mehmet Tuna gibi kabinden çıkıp böyle bir eğlence hayatını yaratan duayenlerin çırakları olabildik. Bu sene 40. yılım, 35 yılın sonunda bir soluk almak istedim ve gittim. Kendime döndüm, başka türlü bir yaşam olduğunu gördüm; evlendim, yeni yaşamımdan keyif aldım, ama müzikten hiç kopmadım, kopamadım.

Haberin Devamı

“Anne babalar dans ediyor, çocuklar sallanıyor”

“The Good Fellas” nasıl doğdu?

Bir telefonla doğdu; yapmak istiyorum istemiyorum derken bir anda kendimi tüm kabindaşlarımla, çalışma arkadaşlarımla konuşurken buldum ve Good Fellas doğdu. Aslında herkesin bir şekilde sahiplenmeye çalıştığı, ucundan kenarından tutmaya çalıştığı şey bizdik, orijinallerdik. Yıllarca birlikte çaldık, ortaklık yaptık, rakip olduk ve daha önce hiç olmamış bir şekilde birlikte olmak, sadece konuklar için değil kendimiz için de çalmak istedik. Bu sadece kabindekiler için geçerli değil; bu projeye Etiler Şamdan’dan bu yana sizleri değişik süreçlerde kapıda karşılayan Kenan Aydın’dan, yıllarca plak kapaklarımı yapan Ali Gürevin, birlikte çalıştığım Ayşem Saraçoğlu’na kadar hepimiz şekil verdik. Ve asıl duruşu, sanatı ve kültürü sahiplenmesi ve muhteşem Bodrum manzarası ile The Marmara Bodrum bu projeyi hayata geçirmeme olanak sağlayan kurumdur, başka bir mekânda bu hissi yaşatamazdık.

“Anne babalar dans ediyor, çocuklar sallanıyor”

Hangi DJ’ler katılıyor?

Cüneyt Kurt, Memo Garan, Suat Ateşdağlı, Engin Yelkenci, Aydın Katırcıoğlu, Alpay Kıral, Tarık Koray, Niso Adato ve ben. Henüz netleşmese de yaz sonuna doğru Amerika’dan gelip bu ekibe katılacak Muhittin Silahtaroğlu ve Uğur Kantül’ü sayabilirim. Bu isimleri siz çok hatırlamasanız da, o yıllarda gecelerin aranılan müzik adamlarıydı; Şamdan’dan 29’a, Plaza, Discorium’a o dönemin ilk DJ transferlerini gerçekleştirmiş adamlardır. Büyük olaydı sektörde, sonrasında bir şekilde Türkiye’den koptular. Muhittin Silahtaroğlu Şamdan’dan Plaza’ya transfer oldu, Uğur da 29’da çalarken Discorium’a transfer oldu. Bir aksilik çıkmazsa yaz sonu onlar da Good Fellas ekibine katılacak.

Haberin Devamı

Dans hep bir sorun

Good Fellas’ın ilk gecesi nasıl geçti?

Cüneyt Kurt çaldı, aramızdaki en kıdemli o; tabii ki açılışı o yapacaktı. Şamsa, Şamdan’dan tanıdığımız, yıllarca kabinlerimizin önünde eğlenen yüzlerce insan geldi, her biri bu geçişimize tanık olmuş. Pandemi sonrası 12’ye kadar çalabildiğimiz ilk gece hep birlikte çaldık diyebilirim. 20 yıl önce kabinde rap yapanlar, geçen akşam yine yapıyorlardı, Cüneyt’le birlikte Rappers Delight’ı kabinde birebir seslendirdiler. Herkes dans ediyordu. Bu dans etme hep bir sorundur, son yıllarda bizim gecelerde gördük ki bu bir jenerasyon sorunu, anne babalar dans ediyor, çocuklar sallanıyor.

Salih Saka’nın kabini “Pop çıktı biz kabinden çıktık”

Kabinde olmak sana ne öğretti?

İnsanları okumayı öğretti. Çalmak ezber değil, aynı zamanda insanları, vücut dillerini yakından takip etmek, onlarla birlikte tek vücut olmak...

Turntable mı CD Player’mı?

Tabii ki Turntable.

İlk plağın?

Romeo ve Juliet Dans Mix’i. Sene 1983.

80’ler mi, 90’lar mı?

Tabii ki 80’ler.

O zamanki müzikler mi, şimdikiler mi?

Dönem önemli değil, iyi müzik her zaman kazanır.

En sevdiğin pop şarkısı?

Pop çıktı, biz kabinden çıktık.

Çalmayı en çok sevdiğin saat aralığı?

Mekâna göre değişir, mesela Cüneyt’in Etiler Şamdan sabah 04.00-07.00 arasıdır; benim olayım 23.00-03.00’dür.