Dr. Emin Yeğinboy

Dr. Emin Yeğinboy

yeginboy@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

25 Şubat 1964, Miami’de Hampton Mouse Motel... Siyahi topluluğun 4 ünlü ismi bir araya gelir. Tam da Cassius Clay’in, Sonny Liston’u yenip ilk kez Dünya Ağır Sıklet Boks Şampiyonu olduğu gecedir. Şarkıcı Sam Cooke (Leslie Odom Jr.), Clay (Eli Goree), futbolcu Jim Brown (Aldis Hodge), Müslüman siyahi lider Malcolm X’in (Kingsley Ben Adir) çağrısıyla, onun moteldeki odasında toplanırlar. 22 yaşında taze dünya şampiyonu Cassius Clay, coşku içindedir, yatakların üzerinde zıplar, haykırır, dans eder, rakibine alaycı göndermeler yapar. Malcolm X ise ağırbaşlı, veciz sözlerle diğerlerine yol gösterici bir rol üstlenir. Aslında Malcolm dışında hepsi eğlenecekleri bir parti beklentisiyle odaya gelmiştir. Malcolm ise Clay’in, İslam dinini kabul ettiğini basına duyurmak için doğru zamanın geldiğini, siyahların ırkçılığa karşı daha net duruş sergilemeleri gerektiğini konuşma niyetindedir. Dışarıda FBI ajanları gözlemdedir. Gece ilerledikçe herkes eteğindeki taşları dökmeye başlar.
2013 yılında Los Angeles’ta sahnelenen ve çeşitli ödüller kazanarak ses getiren ‘One Night in Miami’ (Miami’de Bir Gece), 9 yıl sonra oyunun yazarı Kemp Powers’ın senaryosu ve Regina King’in rejisiyle, Oscar’larda adından söz ettirebilecek bir film olarak geliyor karşımıza...
Dört karakterin farklı dünya görüşlerinin çarpıştığı bir tartışma ortamı ortaya çıkar. Malcolm ne kadar radikal başkaldırı için konuşuyorsa, diğerleri ekonomik kazancın siyahlar için yarattığı ve yaratacağı güçten bahseder. Beyazların kazançlı ekonomisinin siyahlar tarafından paylaşılmasının, kaleyi içten fethetmenin, sokaklara dökülerek çarpışmaktan daha akılcı olduğundan söz ederler. Sözlerinde gözü dönmüş intikam duyguları yoktur. Müslümanlık için gönüllü olan Clay, Malcolm’un radikal ve sert sözleri karşısında endişelenir. Müslümanlığı kabul etme konusunda kısa süreli bir kafa karışıklığı yaşar. Malcolm’a “Biz kimsenin silahı değiliz” der Jimmy Browne. Pop müzik piyasasındaki Sam Cooke’un aşk meşk üzerine şarkı söylemesini eleştiren Malcolm ateşlidir, uzlaşmadan yana değildir. Kırıcı sözler dökülür dudaklarından. Gerçekte Müslüman zenci cemaatin liderlik savaşında politik olarak köşeye sıkışmıştır ve Elijah Muhammed karşısında eli kuvvetli değildir. Bu onu daha sert adımlar atma konusunda zorlamaktadır.
Takım halinde iyi bir oyunculuğun öne çıktığı performanslar izliyoruz. Sam Cooke ile Malcolm X’in tartışmaları ön plana çıksa da, Clay’in çocuksu neşesi, enerjisi havayı yumuşatıyor, Jim Browne’ın gecenin en akıllı konuşmasını yapması odada herkesi farklı bir karakterin temsilcisine dönüştürüyor. Tiyatro oyunu olmasına karşın asla sarkmayan, sıkmayan anlatımı, bu yılın en iyi filmlerinden birisi yapıyor “Miami’de Bir Gece”yi.