Pazarlık sonunda bitti
Dünyanın en önemli sanat fuarlarından biri Art Basel, sadece ticari bir organizasyon değil, aynı zamanda kültürel bir etkinlik.
Yılda bir kez Basel, Miami Beach ve Hong Kong’da düzenleniyor.
Bu yıl 50’nci yılını kutlayan Art Basel, pandemi nedeniyle iptal edildi ve dijital platforma taşındı.
Ama bu yıl Art Basel sadece dijital edisyonlarıyla değil, yatırımcılarıyla da çok konuşuldu.
Peki ama neden?
Art Basel’in sahibi MCH Group, özellikle pandemi döneminde fuarların sadece dijital olarak gerçekleşebilmesi sonucunda büyük ekonomik sıkıntılar yaşadı, bu yüzden de yeni yatırımcılar arayışındaydı.
Avustralya’da gazeteler, dergiler ve televizyonlarla çalışma hayatına başlayan, News Corporation adlı şirketini İngiliz ve Amerikan medyasına doğru genişleten ve dünyanın en önemli ve zengin medya patronlarından biri olan Rupert Murdoch’un oğlu James Murdoch, MCH Group’un çoğunluk hissesini almak istedi.
Sadece 21st Century Fox’un Disney’e satışından kendisi ve her kardeşi 2.2 milyar dolar kazanan James Murdoch gibi bir yatırımcı adayı elbette Art Basel için heyecan vericiydi.
Ama tabii fuarın diğer hissedarları sermaye artırımına gidilmesine karşı çıktı.
Çağdaş sanatçılar, fuar organizatörleri kadar bu duruma sevinmedi, özellikle Murdoch’ların ünlü politikacıları dinlediği telefon skandalından ve tabii Fox News’te CEO Roger Ailes’in Charlize Theron, Margot Robbie ve Nicole Kidman’ın başrollerinde oynadığı ‘Bombshell’ adlı filme de konu olan ‘MeToo’ hareketini büyüten taciz skandallarından sonra daha da zedelenen reputasyonları göz önüne alınınca.
Hissedarlara arasında aylardır devam eden pazarlıklar sonunda geçen hafta tamamlandı, yüzde 94’lük oyla yeni yatırımcının teklifi kabul edildi.
Böylece James Murdoch’un şirketi Lupa Systems, MCH Group’un yüzde 49’luk çoğunluk hissesini tam 80 milyon dolar karşılığında aldı ve yönetim kurulunda 3 koltuğa sahip oldu.
Bakalım, 2021’de Art Basel yönetiminde bu değişiklik ne kadar hissedilecek?
Frieze galeri açıyor
Tam 29 yıl önce Londra’da bir kültür-sanat dergisi olarak başladı Frieze, daha sonra ise her yıl farklı zamanlarda Londra ve New York’ta düzenlenen çok önemli bir sanat fuarı haline geldi.
İki yıl önce ise fuarı Los Angeles’a da taşıdılar, şimdi sırada Güney Kore’nin başkenti Seul ile Asya açılımı var.
Artık sanat koleksiyonerleri için eserleri Frieze’den almak bir artı değer.
Pandemi nedeniyle bu yıl Los Angeles dışındaki Frieze fuarları çevrimiçi gerçekleşti.
Artırılmış gerçeklik teknolojisiyle sanat eserlerini koleksiyonerlerin kendi evlerinin ölçülerinde görmesi bile mümkün oldu.
Şimdi ise Frieze, Seul planlarının yanı sıra Londra’da Mayfair’de uzun süreli bir galeri mekânı kiraladı, fuarla eş zamanlı pop-up sergiler ve etkinlikler düzenlediği Cork Street Galleries’in yerini tuttu.
Sanat galerilerinin ayakta durmakta güçlük çektiği ve kalıcı mekânlarını kapatıp pop-up sergilere yönelmek zorunda kaldığı bir dönemde dünyanın en önemli çağdaş sanat fuarlarından birinin kalıcı bir galeri mekânına yatırım yapması sevindirici.
