20.07.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Atılay Kandemir-Cemiyet Hayatı
Magazin ve cemiyet hayatının yakından tanıdığı Zeynep Ilıcalı, Melda Aksu’yla açtığı Thanx Co / Thanx Mimarlık firmasıyla adından söz ettiriyor. Dünyanın çeşitli ülkelerinden getirdiği farklı aksesuar, aydınlatma ve dekoratif objelerle dikkatleri üzerine çeken Ilıcalı, Levent’teki yeni ofisinin kapılarını CADDE için açtı. Ilıcalı’yla iş hayatında onu farklı kılan çalışmaları, çocukları, sosyal sorumluluk çalışmaları ve yeni projeleri üzerine söyleşi gerçekleştirdik.
Sohbetimize iş hayatıyla tanıştığınız o günlerden başlayalım…
1999 - 2000 yıllarında Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitirdim. Cine5’te çalışmaya başladım. Orada iç film satın alımı görevinde üç sene kadar çalıştım. Mimarlığa hep bir ilgim vardı. Ancak işletmeyi bitirmiştim ve bu bölümü bitirince malum, her şey yapılabiliyor. Ve artık kendi mimarlık şirketimi kurdum, aynı zamanda bir ithalat şirketi burası. Aksesuarlar getirip yaptığımız projelerde kullanıyoruz.
Hayalini kurduğunuz mesleği yapıyorsunuz diyebilir miyiz?
Evet, şu an da onu yapıyorum. Teknik olarak bu işi daha iyi bilen mimar arkadaşlarımla çalışıyorum. İşin zevk ve iç dekorasyon bölümüyle birebir kendim ilgileniyorum. Çocukluk hayalimdi ve şu anda ona kavuşmuş oldum.
Zeynep Hanım, güçlü bir kişiliğiniz var. Hayata bakış şeklinizi öğrenebilir miyiz?
Güçlü olduğumu söylüyorlar. İçten gelen bir şey herhalde. Bir kadın olarak ayaklarınızın üzerinde durmanız gerekiyor, özellikle anneyseniz başka bir sorumluluğunuz var. İçimden geliyor herhalde…
Özgün tasarımların yer aldığı dekorasyon mağazası ve mimarlık ofisi Thanx Co’yu anlatır mısınız?
Türkiye’de olmayanı ve her yerde bulanamayanı getirmeyi arzuladım. Mimari projelerimizde de farklı konseptler sunmayı seviyoruz. Ama bu demek değil ki bizim tarzımız uçuk kaçık bir mimari anlayışı. Müşteriye odaklıyız ama kendi özel zevkimizde farklı, sıra dışı tasarımları seviyoruz.
Dur durak bilmiyorsunuz. ‘Dekorazon.com’ adlı internet sitesini de hizmete açtınız. Yeni projenizden de bahseder misiniz?
Biliyorsunuz, son yıllarda internet üzerinden satış hayli popüler ve alışverişler oradan yapılmaya başladı. Biz de alışveriş için vakti olmayan kesime, ucuz ve kaliteli ürünü nasıl ulaştırabiliriz diye düşündük. Onun üzerine Dekorazon’u ortaya çıkardık. ‘Korazon’ İspanyolca’da kalp anlamına geliyor. Benim de İspanyolca’ya karşı çok hayranlığım var. Birkaç kez öğrenmek için başladım ancak hep yarım kaldı. Korazon kelimesini dekorla birleştirip alışverişin kalbi anlamındaki Dekorazon’u yarattık. Bütün ürünleri yurt dışından seçerek getiriyorum. Özellikle Amerika’dan ithal ediyorum. Çok güzel geri dönüşler alıyorum çünkü insanların evinde farklı objeler olmaya başladı.
Gördüğüm kadarıyla çok yaratıcı bir yönünüz var. Bundan sonraki hedefleriniz neler olacak?
Şu anda en zevk aldığım mimarlık bölümü diyebilirim. Çünkü orada tamamen bambaşka bir konsept yaratıyorsunuz. İçeriye giriyorsunuz, yapı inşaat aşamasında ancak iki ay sonra bambaşka bir çehreye dönüşüyor. Bu süreç beni çok
mutlu ediyor.
En büyük hayalim mimarlık ofisimin daha büyük işlere imza atması.
‘Boş vaktim olmuyor’