Ebru Akel: “Kenan Doğulu’yla kavga ettiğimiz dedikoduları yalan. İki kardeş gibi uyumlu ilişkimiz var"
Ünlü balerin Ebru Akel, geçtiğimiz yıl BRT ekranlarında beğeniyle izlenen ‘Sihirli Ayna’ programını yeni yayın döneminde de sunmaya devam edecek. Önümüzdeki günlerde TGRT’de yayınlanacak olan “Benim İçin Ağlama" isimli dizide Bulut Aras’ın kızını canlandırak olan Akel, “Hem oyunculuk yaparken hem de ‘Sihirli Ayna’ programını sunarken çok keyif alıyorum. Programım, İngiltere’de 25 yıldır yayınlanıyor. Ünlü konuklarımızla insanları tepeden tırnağa değiştirip yepyeni bir görünüm kazanmalarını sağlıyoruz. Bu yıl programa biraz dans ve yeni bir soluk kazandırmak istiyorum" dedi.
İngiltere’deki formata uygun bir program hazırladıklarını söyleyen Akel, “Bizim insanımız, gözleri dola dola bir şey yaşamaktan hoşlandığı için biraz o yöne kayıyorum. Benim için doğallık, samimiyet çok önemli kavramlar. Bütün bunları ‘Sihirli Ayna’da sergilemeye çalışıyorum" diye konuştu.
Pop müziğin sevilen sesi Kenan Doğulu ile ayrıldığı yolundaki dedikoduların gerçeği yansıtmadığını söyleyen Akel, şöyle konuştu:
“Biz hiç ayrılmadık. Bu güne kadar bir kez bile birbirimize kötü bir söz söylemedik, aptal bile demedik. Bu kadar uyumlu bir ilişki yaşarken niye bu tarz dedikodular çıkıyor anlam veremiyorum. Bütün mesele, Kenan’ın Bodrum’daki sahne çalışmaları sırasında benim işlerim yüzünden onun yanında olamamamdı. Daha sonra onun işi bitip döndüğünde de ben birkaç gün yalnız tatil yaptım. Her şey bundan ibaret. Arada bir basında ayrıldığımızla ilgili
haberleri görünce ikimiz de çok gülüyoruz, problemsiz ilişki zaten olmaz. Ama bizim ilişkimiz de öyle anlamsız bir nedenden bitmez."
Ayrı evlerde yaşıyoruzKenan Doğulu’nun yaşam şekliyle tam bir aile sanatçısı olduğunu belirten Akel, evlenmeden birlikte yaşamak gibi düşüncesinin olmadığını söyledi. Doğulu ile iki kardeş nasıl anlaşıyorsa o kadar iyi anlaştığını, zaten fiziklerinin de aynı ailenin üyesi gibi birbirine çok benzediğini anlatan Akel, sözlerine şöyle devam etti:
“Aile kavramına büyük saygı duyuyorum. İlişkimde de bu benim için çok önemli. Birlikte aynı evde yaşayıp ardından yaşanabilecek her şeyi tüketmek yerine ben kendi ailemle, o kendi evinde yaşıyor. Böylece birbirimizi özlüyoruz. Toplumun örf ve adetlerine bağlıyım."